Son günlerde küresel kriz gerekçe gösterilerek, mali piyasalarda soğukrüzgarlar estiriliyor. Özellikle, dış piyasalarda çalkantılar sürüyor, iş yerleri kapanıyor ve sonuç olarak işten çıkartılmalar yaşanıyor. Buna paralel dünya ekonomisinin uzmanları konuyla ilgili görüşlerini bizlerle paylaşıyorlar.
Türkiye'de de benzer şekilde ilgili ve ilgisiz açıklamalar yapılıyor veya toplantılar düzenleniyor.
Birileri 'Yandım, Allah! Kriz bizi vurdu, Bir başka kesim; ''Kardeşim,bize bir şey olmaz, küresel kriz ne ki!'' demektedir. ' Bizler efsunluyuz. Okunmuş, üflenmiş, korunmaya alınmış bir toplumuz' şeklinde konuşanlarda yok değil.
Türkiye için durum söylenildiği gibi hafife alınacak kadar mı, değerlendirilmelidir.
Hayır!
Ancak, fazla endişelenecek bir şey olmadığı görüşüne katılmıyorum da diyemem.
Ülkenin içinde bulunduğu pek çok olumsuzluğa rağmen, ekonomi büyüklüğü olarak dünya'da 17. sıradayız. Her halde, buna mucize denir. Katkısı olan herkesi tebrik ediyorum. Ülkemizle ilgili her bir şeyin turizmle alakası olduğundan bu başarı önemlidir.
2008 verilerine göre, ülkeye gelen turist sayısındaki artış yukarı yöndedir. Birileri, her zaman olduğu gibi gelişleri göstererek başarı gülücükleriyle, olumsuzlukları yok sayacak, bize de, Haklısınız tebrikler demek düşecek. Ancak, turist başına yapılan harcamalar bir önceki yıldan farklı değil ve eskiyi aratıyor. Sektör çalışanları umutlarını bir başka bahara ertelediler. Turizmde pek çok seyahat acentesi ve otel sezonu kapatırken, muhtemelen yeni sezona yeni bir işveren ve personelle yola devam edecekler.
Demek ki; Çıkmayan canda, umut vardır diyerek, tamamen, karamsar olmamalıyız.
En önemlisi; bir bakan gidiyor, diğeri yerine geliyor, Ama, turizmile ilgili olarak sektörün beklentisi olan yasal düzenlemeler ve tedbirlerden hala ses seda yok.
Böyle mi olmalı?
Hayır!
Ülkemiz sahip olduğu değerleri, koruma ve kullanma dengesi gözetilerek, pazarlama becerisini daha iyi yönetebilse bu satırları yazan, daha farklı bir bakış açısıyla görüşlerini paylaşacaktır, Örnekmi istiyorsunuz;
Geçenlerde, Altid ve Turexpi'nin ev sahipliğini yaptığı, Almanya'nın en köklü ve saygın kuruluşlarından olan Deutsche Post ve Siegfried Vögele Enstitüsü himayesinde Alanya'da yapılan, Avrupalı 3.kuşak 'Best Agers' denilen 55 ve üzeri yaş grubu turizmiyle ilgili foruma davetli olarak katılma şansını bulanlardanım.
Bu vesileyle, Altid Başkanı Gülçin Güler'e başarılı çalışmalardan dolayı, bir kez daha teşekkür etmek isterim.
Yaşamının altın dönemini yaşayanlara yönelik hazırlanacak tatil önerileri, anlaşılan odur ki, turizm sektörü ve esnafın beklentisine yönelik kültür, sağlık ve dostluk turizmi için doğru bir alternatif pazardır.
Yüksek sezon, çocuklu aileler ve bekar gençler için tercih edilen bir dönem iken, iklimin döndüğü mevsimler için hedef pazar olarak Avrupalı 3.kuşak ' Best Agers' denilen 55 ve üzeri yaş grubu önerilmektedir.
Ülkemiz, özellikle kıyı bölgelerindek tatil beldelerimiz 12 ay turizm yapılabilir değerlere sahiptir. Her türlü tatil beklentisine uygun koşul ve ortam var. Öyleyse, derhal hazırlıklarımızı yapıp, ilgili pazarlara giderek, gerekirse kapı kapı dolaşmalıyız. Dünyada yapılan turizm hareketinin yaklaşık %2' si ülkemize yönelik olmaktadır. Kriz lakırtısını bir yana bırakıp, tatili hayat felsefesi yapmış olanlara ulaşmalıyız. Ülkemize turist olarak gelmesi gereken yeni hedefler bizleri beklemektedir.
Genlerimizde taşıdığımız sıcaklığı, dostluğu 3.kuşak turestle buluşturmanın zamanı gelmedi mi?
1.,2.,3. kuşak gençleri turizmin yeni hedefleridir. Turizm'de yapılacak çok iş var ve görev başına...
Kongre, kruvaziyer ve özel ilgi turizm sıralayabileceğim diğer bazı alternatif pazarlardır. Miskin miskin oturacak, sızlanacak zamanımız ve keyfiyetimiz yok.
Küresel kriz bize bir şeycikler yapamaz, teğet geçer.
Yeter ki, biz kendimizi krize teslim etmeyelim.