Rehberin turizm zirvesi gerçeği

Kültür ve Turizm Bakanlığı, turist rehberlerinin yaşadığı sorunların çözümünde yeterince etkin değildir. 20 Şubat 2009 Cuma tarihli ARO basın açıklamasından bugüne, 25 Aralık 2011 itibariyle, değişen bir şey yoktur.

23-24 Aralık 2011 tarihli Ankara'da bakanlık ve sektör temsilcilerini bir araya getiren yeni bir etkinlik haberini öğrenince daha önce düzenlenen örneklerinin sonuçlarını bildiğim için, buruk bir heyecan duydum ve gülümsedim.

Turizm zirvesi, turizm sektöründeki sorunların kapsamlı bir şekilde ele alındığı, çözümler üretildiği, ileriye dönük kalıcı turizm politikaları oluşturulması yönünde kararlı adımlar atılması tespitleriyle ortaya konan turizm zirvesi adıyla toplantılar her yıl yapılmaktadır.

Ancak, Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir ve Türkiye'nin pek çok il veya bölgesinde turizm zirvesi adıyla düzenlenip gelen bu toplantılar artık, temcit pilavı tadında olmakta, aynı konular ilgili taraflarca bakanlığa sunulmakta, ancak, pek değişen bir şey yok!

Bakanlık bu tür toplantılar düzenleyerek, Nasrettin Hoca'nın göle yoğurt mayalaması gibi, “ya tutarsa”, “Bu karar olmadı, diğeri daha iyi olur mu?” demek istemektedir, anlaşılır değil.

Durum böyle olunca, bu tür toplantılar zirve olmaktan çıkmakta, normal yaşamlarında her gün görüşebilen dostların bir araya geldiği toplantıya dönüşmekte ve katılım etkin olamamaktadır.

Turist rehberi toplumunun beklentileri ve toplantı kararlarının gereği, bunca zirveye rağmen, hala yerine getirilmemiştir.

1-Rehberlik mesleğiyle ilgili sorunlar çözüme kavuşmamıştır.
2-Meslek Yasamızın çıkması engellenmektedir.
3-Her türlü özlük haklarımızın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tutulmasına rağmen sektörde devlet güvencesi yoktur.
4-Bakanlığın ve dolayısıyla seyahat acentelerinin sorumluluğunda olduğu halde taban ücretleri bile ödenmemektedir.
5-Yasal rehberlerin yetkisizler karşısında hiçbir yasallığı kalmamıştır.
6-Yaşanan haksız rekabete karşı yeterince etkin önlem alınmamaktadır.
7-Seyahat acentelerinin tertip ettikleri her turda profesyonel Turist rehberi görevlendirmeleri gerektiği halde büyük çoğunluğu rehbersiz tur yapmayı tercih etmektedir.
8-Rehbersiz turlarla tüketici hakları yok sayılmaktadır.
9-Pek çok rehber sosyal güvenceden yoksundur.
10-Bütün bu sorunlara rağmen yeni bir rehberlik kursu veya üniversitelerde yeterli alt yapı olmadığı halde yeni rehberlik bölümleri açılmakta ve rehberlik mesleğini yapılabilir bilgi, beceri ve sorumluluğu taşıdığı tartışılır yeni rehberler sektöre yönlendirilmektedir.
11-Ülke tanıtımına, tüketici haklarına ve yıllardır rehberlik mesleğini özveriyle icra edenlere karşı bir takım çirkin tutum, davranış ve entrikavari oyunlar devam etmektedir.

Turist Rehberleri olarak, yıllardır Meslek Yasası bekliyoruz !
20 Şubat 2009 Cuma tarihli basın açıklaması
www.turizmhaberleri.com/Haberayrinti.asp?ID=12655