Turizm olayında yerel yönetimlerin yani belediyelerin icraatları ve tavırları çok önemli. Sözkonusu bölge Sultanahmet gibi Dünya’nın gözbebeği olan turistik bir bölge olunca ilgili belediyenin bu bölgeyle ilgili uygulamaları daha da bir önem kazanıyor.
Eminönü belediyesi kaldırılıpta Sultanahmet bölgesi Fatih belediyesine bağlandığından beri burası çok tuhaf icraatlara sahne oluyor.
İşin içine İBB’nin keyfi ve menfaatçi icraatlarını da katarsanız bölgenin hali ne yazık ki bugün geldiğimiz duruma geliyor. İnsan bakınca üzülüyor ama elden hiç bir şey gelmiyor.
Fatih Belediyesinin turizmin ne olduğunu kavramaktan uzak kadrolarının yaptığı tuhaf uygulamalarını saymakla bitiremezsiniz..Bunlara bugünlerde bir yenisi ekleniyor.
Bölgenin en önemli giriş noktalarından biri olan sahilyolunda, Çatladıkapı girişinin tam karşısında bitmek üzere olan bir inşaat var.
Bitince burası ne olacak biliyor musunuz ? Tahmin bile edemezsiniz !
Evlendirme dairesi!
İnanılır gibi değil… Zaten trafiğin her dakika sıkışık olduğu bir bölgede açılacak evlendirme dairesine gelen araçların yaratacağı yoğunluğun, Sultanahmet’e giren çıkan araç trafiğini nasıl arapsaçına çevireceğini tahmin edebilirsiniz sanırım.
Fatih bölgesinde evlendirme dairesi yapılacak son yer burası olmalıdır herhalde.
Olamaz…Bu olmamalıdır.
Durum mutlaka Tureb vasıtasıyla Tursab’a ve Turizm İl Müdürlüğüne, Kaymakamlığa,Valiliğe vs aktarılmalı ve hep birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirilmelidir ve belediyenin bu saçma sapan kararının önüne geçilmeye çalışılmalıdır.
Yapılan bina ise bence mükemmel bir müze binasına dönüştürülebilir.
Örneğin Yenikapı kazısında çıkan eserlerin sergilendiği bir müze olabilir. Biraz da Arkeolojiden getirilen eserlerle birlikte “Çağlar boyunca İstanbul” temalı güzel bir müze kurulabilir buraya.
İkinci olarak bahsetmek istediğim konu ise dünyanın en iyi korunmuş Roma Sarnıçlarından olan Yerebatan’da yapılan kostümlü foto şaklabanlıkları hakkında…
Bu rezillik hala sürüyor.
Yerebatanla hiç alakasız olarak biriki basit modelle yapılmaya çalışılan minyatürk tanıtımları ise burada resmen kel başa şimşir tarak misali bir başka komedi.
Bunlara ilaveten medusaların olduğu alanında briket tuğlalarla yapılan ve gecekondu izlenimi veren çirkin duvar hala aynen duruyor. Ayrıca son zamanlarda yürüyüş platformunda ve merdivenlerde yerdeki suları silen görevliler bir süredir çalışmıyor artık…
Sular paspaslanmayınca çok kaygan hale getiriyor platformu ve tehlike arzediyor.
TUREB’in bu konuyu ilgili mercilere aktarmasını ümit etsek çok mu şey istemiş oluruz acaba ?
Türk turizmi Belediyelerin elinde can çekişmektedir.
İBB’ye bağlı hop on-0ff otobüslerin koca meydanı otopark gibi kullanmaları hala sürüyor. 20 ameleyle yapılacak bir taş döşeme işi aylardır bitirilemiyor.
Bölge hala şantiye havasında...
Sultanahmet’in göbeğinde tarihi Roma Sarayı’nın duvarlarını yıkarak 5 katlı otel dikmek isteyen kişi gerekli izinleri belediyelerden aldığını söylüyor.
Bakanlık ağırlığını koydu ve yıktırdı ama tarihi duvarlarda yeryüzünden silinmiş oldu.
Arastanın alt tarafındaki bir diğer Roma saray kalıntısı Fatih Belediyesi tarafından müze yapılacak diye bakanlıktan alınmış ancak kebapçı yapılmıştı.
Bakanlık sanırım zorbela geri almıştı burayı. 500 yıllık Arasta çarşısının çatısı hala otopark olarak kullanılıyor. Kimse görmüyor. Hem de öyle bir dolduruyorlar ki araçlar kıpırdayamıyor..
Sultanahmet’i gezen bir yabancının gördüğü her yerde bir keşmekeş, düzensizlik, curcuna ve zevksizlik örneği var. Panayır havası artık tüm yıla yayıldı..
Her yer seyyar satıcı doldu. İşin garibi artık zabıtalarda engellemiyor bunları.
Gelen turist sayısı artıyor gibi görünse de kendimizi aldatmayalım. İşe yarayan turist yemek yiyen, gezen, alışveriş yapan, taksiye binen sarı kafalı batılı zengin turisttir.
Bu gitti...Artık gelmiyor...Onun yerine müzelerde - biraz amiyane tabirle olacak - şöyle bir bakın hep karakafalar var.
Yüzbinlerce Çinli gelse nolucak gelmese ne olacak.
Müze bileti satarak ülke mi kalkınır ?
Yüzbinlerce günübirlik gemi turisti gelse ne olacak gelmese ne olacak ?
Yemek bile yemeyen, cebinde akrep var gibi para harcamayan turistin ülkeye ne katkısı var ? Kuru kalabalık…
Bunu ciddi ciddi sorup sorgulamak lazım…
Birilerinin kral çıplak demesi lazım. Türkiye’nin devlet düzeyinde bir turizm politikası ne yazık ki yoktur..Olsaydı en paralı turisti getiren "Kültür Turizmi" devlet tarafından destekleniyor olurdu…Müzelerde profesyonel yönetimler olurdu. Küçük müteşebbisler destekleniyor olurdu.
Ne yapılıyor şimdi? Küçük müteşebbisin önünü kesmek isteyen Türsab ver 37.000 TL diyor bir şeyler yapmak isteyeni engelliyor.
Başka ülkede olsa devlet kredi açar, destekler vs vs bizde ise herkes birbirini engelleme çalma çırpma...
Nereden baksan çarpık bir düzen.
Düşen turizm gelirleri artık kaliteli turistin İstanbul’u kaliteli bir destinasyon olarak görmekten vazgeçtiğini bize haber veriyor.
Adamlar gelmiyorlar artık !
Yunanistan da veya İtalya da şöförün yaptığı 4 saatlik bir private tura 4-600 euro arası parayı seve seve bayılan kaliteli turist İstanbul’a gelince tam gün rehberli tura bunun 3’te birini bile zor veriyor, vermek istemiyor. Bunun tek nedeni imaj sorunu ve turizmde kalite sorunudur.
TARİHİ SULTANAHMET MEYDANI ÇAMAŞIRHANE OLDU
Resim 04.02.2012 tarihinde Sultanahmet Hipodrom'da çekildi.
"Klasik arabalar rallisi İstanbul etabı" diye bir aktivite vardı ve bütün meydan çoğunluğu Almanya’dan gelen silme külüstür arabalarla doluydu.
Dikkat edin adı "Klasik" ama arabalar resmen külüstür...
Ev sahibi de sanırım Fatih Belediyesi idi...
Afişlerden onu anladım.
Koca Hipodrom meydanını böylesi pespaye ve rezil görünümlü bir aktivite için tamamen tahsis eden Fatih Belediyesi’nin turizm ve tanıtım anlayışı, turizme bakışı ve turizm-tanıtımdan ne anladığını herhalde bu resimden daha iyi anlatan bir şey olamaz.
