• BIST 11134.73
  • Altın 4405.477
  • Dolar 40.8777
  • Euro 47.4736
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C
  • Antalya 26 °C

İstanbul turizmi için öneriler

Ali Yalnız

Önceki yazılarımdan birinde yerel yönetimlerin (Belediyelerin) turizme verdiği bazı zararlardan bahsetmiştim; bu yazımda da devlet eliyle turizme verilebilecek olası zararlar ve bunların bertaraf edilmesi konusunda birkaç öneride bulunmak istiyorum. Ancak Türkiye coğrafi olarak büyük bir ülke olduğu için aşağıda yaptığımız saptamaları İstanbul Turizmiyle sınırlamakta fayda olacaktır…aksi durumda bu yazı okunamayacak kadar uzun olabilir ..

İstanbul Turizminden Devletin eliyle yapılanlar ve yapılmaması gerekenler :

1-Turizm yöreleri Yerel Yönetimlerin insiyatifine bırakılmamalıdır; zira tarihi mekanlar kesinlikle amaç dışı kullanımlara verilmektedir. Yerel Yönetimler 3 kuruş menfaat icabı tarihi mahvetmektedirler! İki örnek verelim :İstanbul Dünya turizmin göz bebeği Sultanahmet’teki Binbirdirek Roma sarnıcının belediye tarafından sıradan bir restoran olmak üzere kiralanması… Hatta bir ara bu sarnıçlarda düğün bile yapılıyordu. İkinci örnek te Fatih Belediyesinin bir zamanlar bakanlıktan müze yapmak için kiraladığı Arasta çarşısı alt tarafındaki Roma Saray kalıntıları üzerine kebapçı yapılması için bir şirkete kiralaması girişimi olabilir. (Bu girişim sonradan fark edilerek sanırım iptal edilmişti.)

2-Sultanahmet Meydanı’nın bir turizm şirketine adeta özel otobüs parkı olarak kullandırılması. İstanbul’un en turistik ve görsel açıdan en güzel alanlarından biri olan Sultanahmet Meydanı belediye tarafından inanılmaz bir şekilde kötü kullanılmaktadır. Mavi renkli koca otobüsler meydanın tam ortasına park etmekteler ve hem Ayasofya’nın hem de Sultanahmet Camii’nin görünmesini engellemektedirler. Bu güzel meydanın bu kadar kötü şekilde kullanılıyor olması Türk turizmi adına gerçekten yüz kızartıcı bir durumdur.

3-Tarihi kamu binalarında yeni müzeler kurulmalıdır. Sultanahmet’te kullanım amacıyla alakasız 2 muazzam güzellikte kamu binası vardır. Biri tapu idaresi, diğeri Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’dür. Bu iki muazzam bina Türk turizmin göbeğindedir ve yapılması gereken bunların devlet tarafından bir şekilde turizmin hizmetine sunulmasıdır. Örneğin Türk Kültür Vakfı başkanı Sn Nurhan Atasoy Topkapı depolarında beklemekte olan 2000’e yakın padişah kostümünden bahsetmişti. Tapu binasına yapılacak güzel bir müze de bu kostümler ve yanlarında biraz da Askeri müzeden getirilecek tarihi kılıçlar, miğferler vs sergilense ne muhteşem bir müze olurdu ve hergün buraya binlerce ziyaretçi gelirdi. Aynı şekilde diğer görkemli binaya da Dolmabahçe Sarayı depolarından getirilen porselenler vs getirilip sergilense mükemmel bir müze olurdu. Bunu yapacak devlettir!

4-Sultanahmet’in göbeğinde ki Roma Saray kazısı bitirilmelidir: Four Seasons Oteli sponsorluğu bıraktığı için bu kazı alanı çürük diş gibi durmaktadır. Buranın biran önce bitirilmesi gerekiyor..üstü Efes yamaçevler gibi kapatılsa ve Arkeolojiden getirilen heykeller de bu alana serpiştirilse ortaya çıkacak yeni bir gezinti mekanının güzelliğini düşünebiliyor musunuz ?

5-Tarihi mekanlarda estetik güzelliklere önem verilmelidir : Tarihi yarımada da özellikle Sultanahmet bölgesinde otellerin çatılarına çıkılan kaçak katlar son yıllarda hızla artmaktadır. Önce teras yükseltiliyor sonra üstü kapatılıyor, restaoran yapılıyor ve bir takım yöntemlerle gelen denetmenlerin bunları görmeleri engelleniyor. Olan çevrenin siluetine oluyor ve tehlikeli bir şekilde karambole gidiyor. Kargacık burgacık bir görüntü ortaya çıkıyor. Herkesin gözü önündeki bu çirkin yapılaşma nedense yetkili kişiler tarafından bir türlü görülmüyor ! Bir diğer örnek: Aksaray istikametinden Sultanahmet’e doğru gelirken tarihi yarımadaya yaklaşıldığında S. Camii’nin eşsiz güzellikteki görkemli görüntüsü karşınıza çıkıyor ancak ne yazık ki doya doya seyredemiyorsunuz çünkü görüntüyü engelleyen onlarca çirkin, eski ve gecekondudan bozma kaçak katlarla taşlandırılmış binalar önünüze set çekiyor. Bunlardan sadece kaçak teraslar yıkılsa bile manzara güzelleşir. Bu bile yapılmıyor; üstelik her yıl bunlara yenileri ekleniyor.

6-Topkapı Sarayında ziyaret sorunu: İstanbul turizmin gözbebeği ve olmazsa olmazı Topkapı Sarayı gezisi mutlaka profesyonel bir yönetim tarafından yeniden dizayn edilmelidir. Yeni kapılar açarak giriş çıkışı değişik kapılara vermek bir rahatlamak getirebilir ancak daha radikal bir önlem şu olabilir. Son yıllarda İstanbul içi ve çevre yörelerinden Okullar, Belediyeler, Vakıflar vb düzenli olarak binlerce insanı gezme amacıyla Topkapı ve Sultanahmet Camii’ne getirmektedirler. Acentesiz olarak düzenlenen bu gruplarda profesyonel rehber olmadığı için hiçbir gezi kuralına riyet edilmemektedir. Dolayısıyla muazzam bir kaos, kargaşa meydana gelmektedir. İnsanların gezme hürriyetini kısıtlayamayacağınıza göre o halde bir düzene sokmak gerekmektedir. O da şudur ; Bu tip organize şekilde yapılan Türk gezi gruplarının tüm gezileri haftada bir gün kapalı olan Salı günlerine alınmalıdır. Bu gün Saray tamamen ücretsiz yapılarak Salı günleri gezi fikri teşvik edilmelidir. Bireysel Türk ziyaretçi gene hafta içi istediği gibi gezebilmelidir.

7- Topkapı ve Ayasofya grup gezilerinde Rehber şartı getirilmelidir : Aşırı kalabalığı organize etmenin tek yolu kurallar getirmektir. Türsab’ın Bakanlık destekli kanunları sayesinde artık rehber olmadan yola çıkabilen Türk gruplar hiç değilse Topkapı, Ayasofya ve S. Camii gibi mekanlarda mutlaka bu kurumların önünde alacakları profesyonel rehberlere gezi yapmalıdırlar. Tureb+Tursab birlikte bu 3 müze önünde kuracağı kiosklar ile bu işi organize etmeli ve her Türk grubun mutlaka rehber almasını sağlamalıdır. Bu sayede hem geziler daha organize olacak hem de yüzlerce müze önü rehberine yeni iş olanağı çıkacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur..grupla gelen tur lideri anlatım yapmak istiyorsa gene yapsın ancak rehber grubun düzenli şekilde bir tur rotası izlemesi sıra beklemesi ve seksiyonlarda izdihamı engelleme konularında yardımcı olmalıdır. Bunu organize edecek kurumda bakanlıktır yani yine devlettir !

8- Süleymaniye Camii turizme kazandırılmalıdır. Evet tabi ki şu anda da turizme açık durumda ama ziyaretçi sayısı bakımından Sultanahmet’le kıyaslandığı zaman çok atıl kaldığı meydandadır. Sultanahmet artık yetmez olmuştur. Aşırı ziyaretçi kalabalığı bu güzel camii ziyaretini her yönden olumsuz yönde etkilemektedir ayrıca bu camiinin ibadete açık bir camii olduğu unutulmamalıdır. Yapılması gereken en az bu camii kadar görkemli 2. bir camii ziyaretini mümkün kılıp, cazip hale getirmek gerekiyor. Buna en yakın camii Süleymaniye ancak zamanında yapılan yanlış yol yapılanmaları neticesinde bu görkemli eser sokak aralarında kalmış ve ulaşımı sorunlu hale gelmiştir. Bu camiye çıkan bütün yollarda trafik sıkışıklığı var ayrıca yollar o kadar dar ki otobüs geçişlerine zorluk çıkarıyor ve dolayısıyla gitmesi dert gelmesi dert hale geliyor; sonuçta gidilmez oluyor. Devletin bu camiye ulaşan yolları mutlaka açarak, ulaşılabilir kılması gerekiyor.

Bu yazı toplam 2501 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.