Topkapı S.O.S veriyor…

Topkapı Sarayı’nı turist gruplarıyla gezmek artık her geçen gün zor bir hale geliyor. Seksiyonlara girmek çıkmak bir dert. İçeriler mahşeri kalabalık.
Bırakın seksiyonları Saray içerisindeki avlularda dahi binlerce insanla beraber neredeyse omuz omuza yürüyerek tur yapılıyor.
Gelişigüzel oraya buraya yayılmış, yatan insanlar, bakımsızlıktan perişan hale gelmiş 3.avlu çimleri vs vs. İğrenç bir durum.



Birinci Avlu zaten panayır yerine dönmüş durumda.
Sanki müze değil de bir kasaba panayırına
gelmiş gibi oluyorsunuz.
Daha girerken elinize tutuşturulan biletler (foto çekimi için), yolun ortasında dikilen yeniçeriler, foto çekmek için üstünüze üstünüze gelen görevliler insana sıkıntı vermeye başlıyor. Bir de bunların müdürü var, Afrikalı hem de. Yolda duruyor ve yeniçeriyle foto çekimi için gelene geçene çığırtkanlık yapıyor.
Yılllardır çözülemeyen tuvalet sorunu ise katlanarak büyümekte. Mevcut tuvaletler kesinlikle yetmemekte. Hangisine giderseniz gidin kuyruk var.
Geçen Pazar (dün) Konyalı da kadınlar tuvaletinde arıza olunca tuvalet önünde bekleyen, bazıları kıvranan onlarca çaresiz kadını görmek bir turizmci olarak gerçekten utanç duymama neden oldu.
Saraya adımınızı attığınız andan itibaren kendinizi bir cangılda buluyorsunuz ve bir an önce kendimi dışarı atsam hissi oluşuyor.
3.avlu kapısında geçen hafta ilginç bir durum meydana geldi.
Kalabalık resmen kapı ağzında kitlendi. Her iki taraftan da girmek ve çıkmak isteyenler aşırı kalabalık nedeniyle trafiği kitledi.
Ne girebiliyorsunuz ne çıkabiliyorsunuz. Her iki yönden gelenlerde karşı tarafın geri çekilmesini beklediğinden olduğumuz yerde aynen koyun sürüsü gibi kaldık. Belki 10-15 dakika bu şekilde bekledik. Daha sonra görevlilerin yetişmesiyle kaotik düğüm çözüldü. Sürü psikolojisi dedikleri bu olsa gerek diye düşündüm ve bu ilginç olayı resimledim.
Bunun nedeni aşırı ziyaretçi kalabalığı olarak görülse de aslında olay tamamen plansızlık ve kötü işletmecilikten kaynaklanıyor.
Olayın çözümü aslında çok basit.
Topkapı 4 avludaki protokol kapısı giriş-çıkış kapısı olarak düzenlenecek .
Bu artık şart!
Tur grupları Sarayı buradanterkedecek ve hemen aşağıda Gülhane kapısı önünde araçlarına binerek bölgeden ayrılacak.
Bu şekilde ziyaretçilerin yarıdan fazlasını sirkülasyondan çekmek mümkün hem de Sultanahmet bölgesini aşırı trafik yoğunluğundan kurtarmak mümkün olabilir. Ayrıca acilen yeni tuvaletler yapmak da gerekiyor.
Şimdi bunları neden burda anlatıyorum…
Daha önce Sultanahmet’in çalınan çinileri bu turizm gazetesinde ki köşemde yazmıştım. Bununla ilgili bir soruşturma ya da araştırmanın bu yazım üzerine açıldığını resmen kulaklarımla duydum. Biz rehberler aslında birer turizm elçisi olarak misyonumuz gereği duyup gördüklerimizi her paltformda dile getirmemiz gerekiyor.
Burada veya diğer mecralarda yazılanlar birşekilde yetki sahibi kişilerin kulağına gidebiliyor ve belki de bazı iyi şeylerin yapılması için harekete geçme nedeni olabiliyor.
Hiç birşey yapmamaktan daha iyi değil mi?