Haliç üzerine yapılması planlanan yeni köprünün, yüksek olması nedeniyle tarihi yarımadanın ve özellikle Süleymaniye Camii’nin siluhetini bozacağını herkes az çok tahmin edebiliyordu.
Köprüyü bu şekilde ve bu yerde yaptırmakta ısrar ederek, Mimar Sinan’ın bu ölümsüz eserinin ihtişamlı görüntüsüne zarar vermek isteyen kim ?
Belediye, yani bir kamu kurumu! Peki bu duruma itiraz eden kim?
UNESCO !
Ne kadar trajikomik bir durum...
UNESCO denen elin yabancısı, bizim öz atamız Mimar Sinan’ın eserini resmen bizden korumaya çalışıyor !...
Şehrin göbeğinde Bakırköy’den Cankurtaran’a kadar olan sahil şeridini göz gözü görmeyecek kadar dumanaltı olmuş şekilde, mangallı piknik alanı ilan etmeyi şehircilik zanneden kişiler yönetiyor bu şehri yıllardır.
Ramazan Panayırı Sultanahmet’te yine
Bu olmaz..kabul edilemez. Gerçekten böyle şehir yönetimi olmaz.
Sultanahmet’in içine eden Ramazan Panayırının bu yıl gene Sultanahmet’e dönmekte olduğunu görmenin ızdırabını yaşıyoruz.
Daha kısıtlı bir alan ayırmışlar ancak ne farkederki…Panayır kurulacaksa Beyazıt Meydanı idealdir, Süleymaniye’nin çevresi uygundur.
Neden Sultanahmet’te bu kadar ısrar ediliyor ki? 3-5 yandaş baraka dükkan açarak gözleme, sucuk satsın, para kazansın diye mi yapılıyor bu ?
Yoksa işin içinde bilmediğimiz başka şeyler mi var ?
Ayasofya önü geçilmez
Temmuz ayında, Ayasofya’nın önü adeta Çanakkale geçilmez şeklinde taş döşeme işine kurban ediliyor.
Oysa ki bu taş döşeme işi taa kışın Hipodromun alt ucu yerine, tam tersi olarak Ayasofya’nın önünden başlasaydı yazın yani şu anda turistin en yoğun olduğu zamanlarda bu iş çoktan bitmiş olacaktı.
Ama tabii bunu düşünebilmek o kadar da kolay değil.. .Akıl lazım, zeka lazım vs vs.
Ayasofya da bilet kuyruğu
Bilet gişeleri özelleşti diye seviniyorduk; artık personel sayısını artırırlar ve utanç kaynağı olan turistleri saatlerce cehennem sıcağında bilet kuyruğunda bekletme işkencesi sona erer diyorduk Ama nafile. Zihniyet değişmemiş.
Şu anda 3 gişe var ve sadece 1’i turistlere tam randımanlı hizmet veriyor. 2.si kredi kartına bakıyor, 3. ise ücretsiz bilet dağıtıyor. 2.gişe genellikle yarım randımanlı çalıştığından ve satılan her bir biletin satış görevlisinin elinden turistin eline geçmesi barkod okutma vs sistemi yüzünden ortalama 3 dakika sürdüğünden kuyruklar da uzuyor, uzuyor. Neden kimse görmüyor? Bir müdür yokmu oralarda?
Sultanahmet Camii bayıltıyor
Korkunç sıcakların yaşandığı bugünlerde Turizmin gözbebeği ve binlerce ziyaretçisi olan Sultanahmet Camii’nin içi resmen leş gibi ayak kokuyor.
Tiksinti veren bu ağır kokunun sebebi yerli yabancı farketmez, ziyaretçilerin pis çorapları ve yıkanmamış ayaklarıyla içeri girip halının üzerinde yürümeleridir. İğrenç ötesi bir durum.
20 yıl önce buradan kaptığım ayak mantarından yıllar süren bir mücadeleden sonra kurtuldum ama neler çektiğimi ben bilirim.
Buraya mutlaka bir çare bulunması gerekir. Ya ayaklara Galoş giydirilsin ya da turist veya yerli farketmez herkesin ayağını sabunlu suyla iyice yıkama mecburiyeti getirilsin, ya girişte dezenfektan havuzu konsun ve ayaklar buna batırılsın ya da ziyaret yasaklansın !




























