Günümüzde turist rehberliği mesleğini tehdit eden en önemli unsur kontrolsüz, plansız ve programsız şekilde yeni rehberlerin mesleğe kazandırılmasıdır.
Bakanlığımızın belirgin ve tutarlı bir turizm politikası olmaması yüzünden turist sayısının artmasına rağmen, kültür turlarının her geçen yıl daha da azalmasına rağmen rehber sayısının artırılmasındaki yanlışlığı görmemek için kör olmak lazımdır.
Binlerce değerli meslektaşımız son yıllarda artık rehberlikten umudunu kesmiş başka işler peşine düşmeye başlamıştır.
Rehberlikte kalitenin artırılması konusu hemen hepimizin ortak dileğidir. Ancak bu amaçla yola çıkılarak rehberlik kurslarına alternatif olarak üniversitelerde turist rehberliği bölümlerinin açılmasının sakıncalarını yıllardır yakın çevremle paylaşmaktaydım. 2 ya da 4 yıllık eğitim süreçlerinin tamamen boşuna vakit kaybı ve rehberlikte kaliteyi düşüreceğini hemen hemen katıldığım her meslektaş sohbetinde dile getirmiştim.
Zira Rehberlik bölümlerine, örneğin bir mühendisliğe göre talebin az olmasından dolayı ÖYS sistemi yüzünden düşük puanla girilecek olması ve 2 ya da 4 yıllık eğitim müfredatının içinin boş olacağı, bu yüzdende mezunların istenen kalitede rehberler olamayacağı konusunu anlatmaya çalıştım.
Oysaki eski sisteme göre gerekli sınavları geçtikten sonra alınan 6 aylık eğitim kursu sayesinde mesleğe kazandırılan kişilerin çoğu üniversitelerin en iyi bölümlerinden mezun veya en iyi kolejlerden mezun kişilerden oluşmaktaydı. Bunların arasında hukukçular, mühendisler, doktorlar, işadamları vb gibiler vardı.
Ancak ileri sürülen karşı argüman 2 ya da 4 yıllık eğitimlerin rehberlerin kalitesini artıracağı yönündeydi.
Bu karşı argümanın doğru olmadığı ne yazık ki günümüzde gelinen süreçte apaçık görülmüştür.
Kurs yerine bu işi üniversitelere bırakırsak aramızdaki yüksek vasıflı bu arkadaşların hiç birini artık yeni dönemde yetişen rehberlerin arasında göremeyeceğiz. Kalite gittikçe düşecektir.
Nitekim şimdiden bu arkadaşların bazılarının platformda sergilemiş oldukları mantık hatalarını gördükçe bizim gibi 20-25 yıllık ve daha üzeri rehberler şaşkınlıktan kafayı yiyoruz. Bunlar bu zekayla nasıl rehber oldu diyoruz. Çünkü bizim geldiğimiz eski sisteme göre kullanılan süzgecin delikleri çok ama çok daha küçüktü.
Herkes üniversitelerin önemli bölümlerinden mezun olmuştu. Şimdiyse süzgeç falan yok, kocaman bir delik var.
Her atlayan içinden geçebiliyor ve al sana rehber!
2009 yılı itibariyle turist rehberliği ön lisans eğitimi ( 2 yıllık ) 15 farklı üniversitenin 17 meslek yüksek okulunda verilmektedir. Toplam yıllık kontenjan 1295. ÖSYM 2008 verilerine göre lisans eğitimi ( 4 yıllık ) veren üniversite sayısı 5 ve kontenjan 377dir.
Üniversitelerin rehberlik bölümü mezunlarının bakanlığımızın son -dört yılda açtığı sınavlardaki başarı durumları şöyle:
Yıllar Sınava Başarılı
Katılan Olan
Sayısı Sayısı
2005 686 337
2006 345 194
2007 294 179
2008 387 177
TOPLAM 1712 887
Başarı oranı nerdeyse %50dir. Yani yarı yarıyadır. Birçok mezunun lisan bilmediği için muhtemelen sınava girmeye cesareti bile olmuyordur. Girenlerin ise yarıya yakını lisan sınavını kazanamıyor. Peki lisan olmadan bu işin yapılamayacağı belliyken neden lisan bilmeyenleri bu bölümlere alırlar?
Bu düzen böyle sürüp giderse artık yakın gelecekte kolej mezunu bir tek rehber olmayacak. Mühendislik, hukuk veya işletme mezunu bir rehber görmekte hayal olacaktır .
Son IRO seçimleri rehberliğin kurtuluşu için son seçimlerdi.
Ne yazık ki olmadı.
Çünkü camia umut veren yeni bir lider çıkaramadı.
Radikal kararlarla bir silkiniş hamlesi yapmak için son fırsatı da Türk rehber camiası böylece son seçimlerle beraber kaçırmıştır.
Artık herkese geçmiş olsun !
