Şöyle bir hatırlatmak istedim.
Bu yazıyı Türk gurmeler, yemek araştırmacıları ve yemek üzerine araştırmacı-yazarlar, genç aşcılarımız da okurlarsa fena olmaz...
Dünyada ilk yemek kitaplarından Gastronom Athenaios un yazdığı "Gastronomlar" isimli kitap MÖ 2'nci yy'da yazılmış.
Arkhestratos isimli gastronom MÖ 350'de "Keyifli Hayat" isimli yemek kitabını yazmış.
Apicus'da MS 14'yy'da yemek kitabı yazmış.
13'yy da Kubilay Han ın baş aşcısı da "Yeme İçme Konusunda Bilinmesi Gereken Önemli Şeyler" adlı yemek kitabını yazmış.
İngiltere'nin Aslan Yürekli Richard'ı zamanında Fransız kökenli başaşcısı da "The Form of Cury" isimli kitabı yazmış.
Fransa'da 1394 yılında "La Managier de Paris" isimli kitap yazılmış.
Buraya kadar görülüyor ki, biz Türk mutfağının geçmişini öğrenmek için Kubilay Han'ın baş aşcısının kitabına bakabiliriz... Tabii bulabilirsek..
Matbaa icat edildikten sonra ilk yemek kitabı 1485 te yayınlanmış.
Yani Fatih İstanbul'u aldıktan 32 yıl sonra.
Fransız devriminde halk temsilcisi olarak meclise giren Barillat-Savarin Physiologie du Gout (Damak tadının psikolojisi) adlı eserini 8 cilt yazmış.
19.ncı yy'da Fransız Alexis Boyer'in kitabı o yıllarda çok satanlar listesinde yer alarak tam 100.000 adet satmış.
1986'da Fannie Merritt Farmer tarafından yazılan "Boston Aşcılık Okulu Yemek Kitabı" en iyi yemek kitapları arasında yer almış.
1903'de Fransız Escoffier Le Guide Culinaire kitabıyla büyük sükse yapmış.
Bizde;
Ağdiye Risalesi 18. yy'da elyazması olarak hazırlanmış. Kitapta 150-200 tanım var, ancak yazarı belli değil
İlk basılı yemek kitabımız, 300'e yakın yemek tarifi olan Mehmet Kamil Efendi nin "Melceüt-Tabbahin" isimli eseri olarak biliniyor.
Yakın geçmişimizde, Ekrem Muhittin Yeğen ve İlyas Usta'lar kitap yazarı olarak görülüyorlar.
Ideefix.com.tr de kayıtlı 225 yeme-içme kitabı bulabildim.
Son yıllarda genç aşcılarımızın yemek kitaplarını keyifle izliyoruz.
Yani demem o ki... Okuyacak da olsak pek fazla yemek kitabımız yok, Hele gerçek anlamda yemek araştırmalarını bulabileceğimiz kitaplar yok.
Şimdi diyorumki 18 aşcı derneğine, 3 aşcı federasyonuna, yeme-içme konulu STK'lara, gastronomi bölümü olan üniversitelere, meslek yüksek okullarına, bu konularda zaman ve para harcayamazlar mı?
Bizim dediğimiz mutfağımızı, kaybolup giden damak tadlarımızı gençler yabancı yazarların eserlerinden tercüme kitaplardan mı okuyacak.?
Sanki son zamanlarda Türk aşcılık sektörü yemek yarışmalarına endekslendi. Varsa yoksa yarışma. Yurt içi, yurt dışı farketmiyor... Yarışma olsunda ne olursa olsun.
Bu aşcılar meslekleri için yıllarını verdiler, Bunun mükafatı yemek yarışmaları mıdır?
Her Türk aşcısı, ekmek yediği Türk mutfağı konulu bir sayfa araştırma hazırlasa, alacağı ödül hiçbir yarışma madalyasına benzemez.
Türk Jokey Kulübü hesaplarını inceledim. Bir çok kuruluşa milyarlarca lira fon veriyor. Yarışlardan kazandığı paradan ve arta kalanın bir kısmıyla küçücük bir kısmıyla Balıkesir yolu üzerinde kilometrelerce arazi alabiliyor. Demek ki yarış organize eden kuruluş bayağı para kazanıyor.
Neyse konumuzla alakalı değil de aklıma takılmıştı bir kere
Ağız tadınız hiç bozulmasın..