Çakma omurga

Ülkemizde birçok meslek kuruluşu var. Odalar,odaların birlikleri, dernekler, vakıflar, federasyonlar, konfederasyonlar. Çok geniş bir yelpaze... Türkiye genelinde milyonlarca insan adına konuşabiliyorlar

1618 sayılı yasa Turizm ve Tanıtma Bakanı sayın Erol Akçal döneminde, turizme gerçekten gönül vermiş müsteşar. Sevgili Mukadder Sezgin iken mayıs 1972 de kabul edildi.
O yılların en özel ve 5 yıldızlı oteli Hilton’da yasanın kabulu gecesi organize edildi. Ev sahibi Turizm ve Tanıtma Bakanlığı idi.
Yüzlerce acente sahibi, yetkilisi sevinç içerisinde bir kanuna bir yasaya sahip olmanın keyfini çıkarttılar.
Sevgili Özcan Yuvalı’da oradaydı.
Cosmovel in sahibi de,VIP’ten Fethi-İnci Pirinçcioğlu, Kontuar Turizmden Fikret bey, Wanderzee den Aydın Turuman, Setur’dan Ali bey birbirlerini kutluyorlardı.
Gece anısına bir ikramiye tertiplendi, en büyük ikramiye İstanbul/Moskova/İstanbul gidiş-dönüş iki kişilik uçak biletiydi bana çıktı.
O gecenin heyecanını, anlamını bilen çok az insan kaldı.
Türkiye sahipsiz olan Türk seyahat acentelerine sahip çıkıyordu. Dünya örneklerinde olduğu gibi 1618 sayılı yasaya ek bir madde ile TÜRSAB yani Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ni de kurdu.

İlk TURSAB Başkanı ile son TÜRSAB başkanı arasında başkanları da anarak geçen 37 yılı düşündüm. Ülkenin turizmde nereye geldiğini, kazanımlarını, kayıplarını değerlendirdim.

Çok umutla siyasete girdi, sektörün bakanı oldu diye çok sevindiğim, çok sevdiğim TÜRSAB başkanının neden siyasette sektöre sadece “kumarhane kapatan bakan” olarak anılan olduğunu yaşadım.

Son olarak üç gün içerisinde gündemde turizm adına yaşanan TÜRSAB başkanının tutumunu hayretle izliyorum.
Her birlik başkanının rüyası, hedefi siyasete girip milletvekili, hatta bakan olabilmek.
Son hükümette de olduğu gibi örnekler çoktur.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi başkan adayı CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu arkadaşlarıyla birlikte TÜRSAB merkezini ziyaret ediyor. Onların niyeti belli.
Turizm sektörüyle tanışmak istiyorlar.
(Kasden böyle yazdım. Zira TÜRSAB’ın tüm Türkiye turizmini temsil ettiği mesajı verilmeye çalışılıyor ki. Bu yanlıştır)

Ama TÜRSAB başkanının amacını bilmiyorlar. Kılıçdaroğlu ve TÜRSAB başkanı aynı masada, TV kameralarına TÜRSAB merkezinde poz veriyorlar. Başkanın gözleri parlıyor, belli ki planı işlemiş.

Bir gün sonra 22 Şubat 2009 pazar günü gazetelerde “TURSAB başkanından AKP’ye teşekkür” ilanları tam sayfa,başbakandan başlayıp,bakan isimleriyle devam eden binlerce dolarlık ilan…

TURSAB merkezi yakının da, yakınlarına daire aldığını duyduğumda ”Kendi parası size ne” demiştim.
Fakat son hareketi hakikaten Türk turizmine örnek bir davranış.
İlkeli TÜRSAB başkanı böyle olmalıdır. Kutluyorum