İstanbul’dan Konya’ya gitmek üzere YHT…. Yani Yüksek Hızlı Tren’i seçtim… Gerçekten de hızlı tren giderken bazen 250 km sürate ulaşıyordu.
Bileti alırken business olsun demiştim. Koltukları rahat ve ikram var denildi… Yani THY’nin uçakta verdiği ikram gibi denildi.
Ama hiç te öyle olmadı…
Koltuklar rahat… Yerimiz güzel… Arada bir rayların inişli çıkılı oluşundan vagon sağa sola sallansa da rahattı… Aklıma Paris’te bindiğim SCR treni ve 300 km süratte bile tereyağı gibi sallanmadan gidişi geldi. Tren tamamda raylar iyi olmalıydı. Nitekim Fransa’dan bindiği Euro Star treni Fransa’da ki düzgün raydan sonra, Manş tünelinden çıkıp İngiltere’ye girdiğinde tangır tungur sesler çıkarmış ve yavaşlamak zorunda kalmıştı.Neyse gelelim bizim YHT’ye…Sıra ikrama geldi…
O çok öğünülen YHT’nin birdenbire imajı yerlere düştü…
Çok kötü bir plastik kap ve üzerinde içindekileri tutan karton, onun altında bir naylon içinde kahvaltılık…
Minik bir dilim peyaz peynir, minik bir kaşar. Birkaç adet siyah, birkaç adet yeşil zeytin. Küçük tereyağ paketi ve reçel paketi..
Yanlarına ise şeffaf naylon içinde piyasanın kötü ürünü plastik bir kap. Ayrıca yiyecekleri tutmayan, tutmaya çalışırken kıvrılan ve kırılan plastik çatal ve bıçak…
Zaten bunları presle saran naylonu açmak ayrı bir eziyetti. Sanki hiç açılmasın diye yapıştırılarak sıkı sıkıya kapatılmıştı… Dökmeden açabilene madalya veriyorlardı…
Bütün bunların yanında kağıt kıtlığına kıran girmiş gibi küçücük bir peçete….
Bu uğraşı içinde insanın elleri yapış yapış oluyor ve silecek peçete veya kolonyalı mendil yok.
Görevli “Artık trenlere kolonyalı mendil koymuyorlar” dedi.
Halbuki üzeri banka reklamlı kolonyalı mendiller sponsoru olarak bedavaya geliyordu…
Gelelim bardaklara… Kağıt bardağın ilk icat edildiği zamandan kalma tuttuğunuzda eğrilip büzülen ve içindeki sıvıyı zor zaptettiğiniz ilkel bir kağıt bardak…
Çayı burnunuza götürdüğünüzde önce zamk kokusu geliyor. Biraz zorlarsanız çay kokusunu alıyorsunuz. Ortada sıcak veya ısıtılmış hiçbir şey yok..
Kahvaltının verildiği kötü baskılı karton paketin üzerinde “Toktaylar Yemek Gıda” yazıyordu.
İnternet sitesine girip baktım. Bir catering firması olduğunu gördüm. Yani bu işlerde tecrübesi olmayan bir kuruluştu. 13 yıllık ve farklı işlerde başarı gösteriyordu. Ancak Türkiye’nin “yüz akı” olmaya aday YHT’nin ikram firması olabilecek kapasitede değildi..
Belli ki birileri ‘O da yapar” diyerek işi vermişti. Arkasında kötü kokular var mı bilemem… Ama TCDD yönetiminin bu konuya el atması gerekiyor.
THY’nin ikramı Singapur Havayolları’na verme girişimi ve Do&Co’dan vazgeçemeyişini düşündüm.
Geçtiğimiz yıllarda Hindistan’ın Yeni Delhi şehrinden İstanbul’a dönüyordum. İstanbul’a uçan birçok havayolu vardı. Ama havalimanında herkes THY’nin önünde kuyruktaydı. Dayanamadım. Kuyrukta bekleyen Avrupalı bir aileye sormuştum.
“Neden başka havayolu ile uçmuyorsunuz? THY’yi tercih ediyorsunuz?”
“THY’nin ikramı, yemekleri çok güzel. İkramdan yolculuğun nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz” demişlerdi
Uçakta, THY’nin eski Genel Müdürü Temel Kotil’de vardı. THY’nin müşterisinin Do&Co’nun ikramı ve uçan aşçı uygulaması ile yüzde 30 oranında arttığını söylemişti. Yani THY müşteriyi mideden vurmuştu.
Aklıma THY’nin sabah uçuşlarında verdiği sıcacık sandviç geldi…
YHT’nin hosteslerinin servis aracı bile garipti… Uçaklarda kullanılanı alıp koymayı bile akıl edememişlerdi.
Dünyanın birçok yerinde trene bindim.
Hindistan’da Yeni Delhi’den bindiğim trende en lüks denilen bölümde buna benzer kahvaltı veriliyordu. Ama bundan bir sınıf daha iyi idi…
Almanya’da Nürnberg’ten Paris’e gittiğim Deutsche Bahn trenlerinde kahvaltı ve sunum güzeldi.
Fransa’da Paris’ten Cale’ye ve oradan Londra’ya 500 km hızla giden. TGV ve Manş’ın altından geçen Euro Star trenlerine binmiştim.
Finlandiya’da Helsinki-Rovaniemi arasında bindiğim iki katlı tren ise muhteşemdi.
Hepsinde yemek servisi ve sunum 5 yıldızlıydı.
Almanya içinde Frankfurt - Mannheim arasında, İtalya’da Roma’dan Münih arasında tenlere bindim. Hatta gençliğimde bütün Avrupa’yı trenle gezdim. Hiçbir zaman böyle ilkel kahvaltı ve sunum görmedim.
Bir zamanlar Vagon Lee vardı, yemek servisiyle gururlanırdı. TCDD’nin İstanbul-Ankara hattında çalışırdı.
Orient Express’i artık anlatmaya gerek yok…
Yakında İpek Yolu Tren Hattı açılacak… Böyle mi olacak?
Yani THY’ye bir Do&Co lazım…
- 18:00 - Trabzon turizmine sihirli söz:"Habibi Come to Black Sea"
- 17:00 - Türkiye, Birleşik Krallık şirketleri için cazip bir yer haline geliyor
- 16:00 - Tutankhamun Çocuk Kralın Hazineleri Sergisi 5 Ekim'de
- 15:00 - İtalya, sığınmacılardan 5 bin Euro isteyecek
- 14:00 - Antik Roma’da bikini varmış
- 13:00 - Ruslar, Türk yapımı sahte doların peşinde
- 12:00 - Adamkayalar definecilerin hedefinde
- 11:00 - Suudi Arabistan'da transfer çılgınlığının arkasında ne var?
- 10:00 - Air Astana, APEX ödülüne layık görüldü
- 09:00 - Üniversite öğrencileri için en iyi şehir Londra, İstanbul 67. sırada
- 11:00 - Kuveytli acenteler Doğu Karadeniz’i yeniden keşfediyor
- 10:00 - THTC Başkanı ile Trabzon’a Sağlık Müzesi geliyor
- 13:51 - Havalimanlarını 8 ayda 123 milyondan fazla yolcu kullandı
- 12:53 - TUI, Yunanistan ve Türkiye'de sezonu kasıma kadar uzattı
- 11:48 - Türkiye 8 ayda 36 milyonu aşkın ziyaretçi ağırladı
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.