Üzülerek böyle bir başlık attım. Çünkü Türkiye'nin köklü bir firmasının aklını başına almasını ve kimsenin sıkıntılı yolculuk yapmasını istemiyorum. İş güç sahibi ve iş insanıysanız Pamukkale Turizm otobüsüne binmeyin. Ama boş gezenin boş kalfası iseniz ve telefonla iş takip etmiyorsanız binebilirsiniz.
Pamukkale Turizme güvenerek saat 13.30 otobüsü ile Bodrum'dan İstanbul'a doğru yola çıktım. Ben gazeteciyim. Üstelik turizm yazarıyım ve arayanım çok. Acil aramalara kısa konuşmalarla cevap vermek zorundayım.
Elimden geldiğince sessiz konuşmaya dikkat ederek acil telefonlara cevap verdim
Otobüsün arka ve ön tarafında yüksek sesle telefonla konuşanlar vardı.
Birisinin yakını kaza geçirmiş ona yetişmeye çalışıyor. Mecburen konuşuyordu.
Başka bir kaç kişi birlikte yolculuk yapıyor sohbet ediyorlardı.
Saat 15.00 günün ortası. İnsanlar gündüzleri, konuşur, çalışır, iş yapar. Geceleri ise uyur.
Telefon çaldı. Kısa bir konuşma yaptım.
Otobüste, servis yapan eleman yanıma gelerek omzumdan "dürttü" ve "Telefonla konuşmayın. Uyuyan var" dedi.
Ne yaparsınız. Sokakta tanımadığınız biri sizi omzunuzdan dürtse ne yaparsınız?
Hele elini sürdüğü kişi kadın olsaydı ne olurdu? Mecburen tartıştık.
"Ben 8 senedir bu işi yapıyorum herkesi sustururum. Şoförü de konuşturmam " dedi.
Gece yolculuğu olsa belki haklıydı. Ama güpegündüz otobüsü yatakhane veya karakol sanan ve seyahat için bedel ödeyen yolcuyu "dürten" Pamukkale görevlisi ısrarla haklı olduğu ileri sürüp uyuyan bir bebeğin olduğunu söyledi.Bebek annesinin kucağında mışıl mışıl uyuyordu.Zaten bebekler her ortamda uyurlardı.
Koca otobüste beni bulmuş ve bebeğin rahatsız olduğunu ileri sürmüştü.
Görevli senim ısrarla "Lütfen işinize bakın" diye uyarım ve kendisiyle ilgilenmemem üzerine işine döndü.
Ama canımı fena sıktı.Turizmi bu gibi kişiler ayaklar altına alamazdı. Çaresiz size bu satırları yazdım.
İşte böyle siz siz olun böyle kendini jandarma sanan kişilere yol veren Pamukkale otobüsüne binmeyin.
Ben mecburen otobüste iş yaparım diye gündüz yola çıktım. Önceden bilsem binmezdim.
Bodrum İstanbul otobüs yolculuğu için "jumbo" denilen otobüs pahalı olmasına rağmen onu seçmiştim.
Bu konuyu Türk turizminde misafirperverliğin öldüğünü gösteren bir örnek olduğu için yazdım. Çünkü turizmde "hayır" kelimesi yoktur. Misafire dokunarak hareket edilmez. Dürtülme ise hiç yapılmaz. Varsa bir sorun nezaket kuralları dahilinde anlatılır.
Belki Pamukkale yönetimi ilgilenir ve yolcuya nezaketle nasıl yaklaşılacağı konusunda görevlilere eğitim verir.
Ya da biletin arkasında bulunan kargacık burgacık yazılara otobüste bu arkadaşın uydurduğu "sessiz olun" kuralı yazılır.
Ne diyelim. Turizmde kalifiye eleman bulmak zor.
Ama arkadaş 8 yıldır çalıştığını söylüyor ve hala öğrenememişse daha da zor.
Bu konu hakkında bilgi istenirse diye bindiğim otobüsün fotoğrafını ve bindiğim otobüsün fotoğrafını ekliyorum.
Ne yapalım. Benim için artık yıllardır tercih ettiğim Pamukkale bitti.
Benim eksilmemle Pamukkale batmaz. Ama üzüntüm Türk turizmi ehliyetsiz ellerde batıyor.


- 00:28 - Michelin Yıldızlı restoran sayısı 17'ye yükseldi!
- 23:30 - Türkiye’nin 2025 mutfak merakı; viraller, yöreler, egzotikler
- 23:00 - Hediye Güral: Turizmde yeni temalar gelişiyor
- 22:30 - Bakan Ersoy: İstanbul dünyanın bir numaralı gastronomi şehri
- 22:00 - FITUR'da kadın liderliği için platform rolü araştırılacak.
- 21:30 - 78 valiz boş geldi, yolcular sinir krizi geçirdi!
- 21:00 - Ruslar turistler birinciliği Almanlara kaptırdı!
- 20:30 - İsrail Eurovision'a katılınca, ülkeler yarışmadan çekildi
- 20:00 - Side Apollon Tapınağı gelin ve damatlara “uğurlu” geliyor
- 19:00 - Kaş'tan Yunanistan'ın Meis Adasına kulaç attılar
- 18:00 - Unilever atıştırmalık markası Graze’yi şov yıldızına sattı
- 17:00 - Berlin Teknik Üniversitesi rektörü Türk profesör Fatma Deniz oldu
- 16:00 - Güney Koreli turistler Side kış dönemi turuna geldiler
- 15:00 - Türkiye’nin en zeki 21 şehrinde lider: Eskişehir
- 14:00 - Dünyanın en uzun ve en derin su altı karayolu yapılıyor
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.




























