• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 17 °C
  • Antalya 27 °C

Turizmde ağlamaya devam mı?

Tümay Mercan

Turizmin 12 ay, 4 mevsim yapılabildiğini unutuyoruz.
Alışkanlığımız, beynimiz, kurgumuz, hazırlığımız, düşüncemiz, beklentimiz ve enerjimiz tek bir mevsimde. Neden?
Sonra o mevsim iş yapmayınca da ağlıyoruz.

Turizmciler dünyayı gezen, gören, başka kültürleri tanıyan insanlar.
Turizmde bu kadar deneyimli yatırımcı, yönetici, çalışan, STK ve bu işe kafa yoran, daha iyi olmasını isteyenler var.
Ne yapıyorsunuz/ne yapıyoruz?

12 ay turizm yapılabileceğini hiç mi gittiğimiz ülkelerde görmedik?
Gördük!

Ama biz turizm için tek bir mevsimi sevdik.
Çünkü Allah 3 tarafı deniz, kıyıları dantelalı bir deniz vermiş.
Hemen hazıra konduk, betonları diktik, dünya güzelliğe geldi.
Pazarlamada çok hata yaptığımız için bunu bile yanlış konumlandırdık ama olsun yine de geldiler.
Ama tek mevsime yüklendik, tek mevsimle de kazandık.

Hestourex, Değerlendirebilene “Ortak” Akıl Platformu

Son yıllarda “ Ülkemizde alternatif turizm, 12 ay turizm olmalı” diyenleri de çok önemsemedik.
Nasılsa oteller tek mevsimde doluyor, üstelik “doldur, boşalt” (Her şey dahil sistemi) tekniği ile zorlanmıyoruz.
Bir mevsimin kazancı yetiyordu.

Hatta bu konuda açılan Hestourex gibi bir fuara bile sektör çok ilgi göstermedi.
Ne gerek var 4 mevsim yorulmaya, bir daha mı geleceğiz dünyaya.
(Turizmi sadece kendimiz için mi, ülke geliri için mi yapıyoruz? )
Dağımızı, tepemizi, kültürümüzü tanıtacak, bunları rantabl ve sürdürülebilir hale getirecek yatırım ve çalışmaları neden yapalım değil mi?
Diyeceksiniz ki Kapadokya var.
Eh orası da kapalı sistemdi, durum ortada.

Bu ülke 12 ay turizme farklı farklı bölgeleriyle uygun.
Yıllardır Hestourex bunu anlatmaya çalıştı.
Hestourex sektörün çok ötesinde bir öngörüye sahip.
Turizmin geleceğini şekillendirme platformu.
Belki 2021’de sektör Hestourex’i anlamış olur, katılım sağlar, 4 mevsimi de fark eder.
Şimdiden düşünülmesi gerekir elbette bu konunun.
Peki, kim düşünecek?

Sektör, Tecrübesi İle Her Şeyi Bilir

Önce sektör STK’ları düşünecek.
Turizmde sinerji ve işbirliği oluşmak zorunda.
Rekabet zamanı değil.
Kısa dönem için kalan aylara yönelik farklı bir konsept ve işbirliğine girilebilir konaklama tesisleri arasında.
Hem kendileri için iyi olur hem de turist için iyi olur.
Ama elbette bu konuları bizlere sormayın.
Sektör, tecrübesi ile her şeyi bilir.

Tatil yapmak isteyen yerli ve yabancı birçok insan var.
Ulaşım konusu elbet çözülecek ve yabancılar gelecekler.
Peki daha önceki müşterilerinize ulaşabiliyor musunuz, yönetebiliyor musunuz?
Bu konuda yapılabilecek çok şey var ama bu konuyu biz iletişimcilerle konuşmayın.
Sektör, tecrübesi ile her şeyi bilir.

“Devlet bize yardım etsin” demek kolay.
Devlet zaten yapabildiğini yapıyor.
O kadar turizm arazisine ve yatırıma nasıl sahip olundu?
Turizm de muazzam tecrübe var diyoruz.
Deneyimli yöneticiler var.
Nerde?
Önemli olan ortak akıl, gelecek, devamlılık, öngörü.
Herkes sosyal medyada fikrini dağınık dağınık yazıp unutuyor.
Sektör, ilgili bakanlığını ülke menfaati ve sürdürülebilir turizm açısından yönlendirebilir.
STK’lar neden ortak akılla bir proje üretmez ve bakanlığa sunmaz?
İyi bir çözüm projesi üretildi de bakanlık geri mi çevirdi?
Ama elbette bu konuları bizlere sormayın.
Sektör, tecrübesi ile her şeyi bilir.

Biz tüketiciler ve bu işe biraz kafa yoranlar güzelim tesislere bakıp yutkunuyoruz.
Karnımız aç, yemek de orada, aslında alabiliriz ama yemeğin sahibi bize satmak istemiyor.
Anlıyorum memlekette yabancı hayranlığı bu güne ait değil.

Ama unutmayın çok özel bir dönem yaşıyoruz biraz da Türk tüketiciyi turizmde önemseyin, küçümsemeyin.
Türk tatilciyi küçümsemek kendini küçümsemektir.
Biz bize lazımız. Herkes gider biz kalırız.
Üstelik hala, hemen şimdi yapılabilecekler var.
Ama elbette bu konuları bizlere sormayın.
Sektör, tecrübesi ile her şeyi bilir.
Benim 40 yıllık iletişim, disiplinlerarası tecrübemi beğenmezseniz bizde 50-60 yıllık tecrübeliler de var.
Ama elbette turizm sektörü daha iyi bilir.
Bize söz düşmez.

Elbette herkes/her sektör, kendine yakışanı/ yakıştırdığını yapar.
Turizm sektörü kum deniz güneş ile bir sezon yaşamaya alışmış.
12 yaşamayı düşünmüyor işine de gelmiyor.
Ortak akıl mı?
O da neymiş?
Öyleyse ağlamaya, gözyaşlarıyla ve tecrübelerle! boğulmaya, dibe hızla gitmeye devam.

Sözün özü; Ağlayarak sadece çocuklar istediklerini yaptırırlar (o da bazen). Kendi düşen de ağlamaz.

 

Bu yazı toplam 1426 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.