• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 30 °C

Tarih ve kültür cenneti Güzelyurt

Tarih ve kültür cenneti Güzelyurt
İstanbul’da ki Ayasofya’dan daha eski Küçük Ayasofya denilen Aziz Gregorios Theologos Kilisesi ile inanç turizminin merkezlerinden biri olarak görülüyor.

Özkan Altıntaş-Türkiye Turizm


AKSARAY- Aksaray iline bağlı eski adı Gelveri olan Güzelyurt kiliseleri, manastırları ile bir tarih kültür hazinesi olarak görülürken İstanbul’da ki Ayasofya’dan daha eski Küçük Ayasofya denilen Aziz Gregorios Theologos Kilisesi ile inanç turizminin merkezlerinden biri olarak görülüyor.
Orta Anadolu'nun en görkemlisi Hasan Dağı eteklerinde yer alan Melendiz Irmağı kıyısında 14 km’lik kanyon Ihlara Vadisi, kayalara oyulmuş Selime Katedrali ve sekizgen kubbesiyle dünya harikası Kızıl Kilise bölgenin değerini bir kat daha artırıyor.
Turizmin yeni merkezlerinden biri olarak tanıtılan, aynı zamanda termal merkezlerine sahip bulunan Güzelyurt, konaklama tesisleri ve Türk mutfağının örneklerini sunduğu lokantalarıyla, el sanatlarıyla  yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.

GÜZELYURT (GELVERİ) TARİHÇESİ

Güzelyurt (Gelveri) İlçesi, İç Anadolu Bölgesi’nde Aksaray İli’ne bağlı şirin ve turistik bir ilçedir. En eski adı (Roma ve Bizans Döneminde) “Karballa” idi. Selçuklular zamanında  “Gelveri” olarak değiştirilen ilçenin adı  1965 yılında şimdiki ismi olan Güzelyurt’a çevrilmiş ve 1989 yılında Aksaray’ın il oluşu ile birlikte ilçe olmuştur. İlçemiz Aksaray İli’ne 35 km., Niğde İli’ne 80 km. ve Nevşehir İli’ne 70 km. uzaklıktadır.

 

Güzelyurt (Gelveri)’taki yaşam hakkında ilk kesin bulgular Hristiyanlıkla beraber başlar. Ancak yörede bulunan obsidiyen ve çanak çömlek parçaları bize bu yörede yaşamın Paleolitik Çağ’da var olduğunu kanıtlar. Eski adı Karballa, daha sonraki adı Gelveri olan Güzelyurt, Paleolitik Çağ’dan beri insanlara yurt olmuştur. İlçe önemli bir Neolitik (M.Ö. 6500-5000) yerleşim merkezi üzerine kurulmuştur. Bu bölge Eti, Hitit, Pers, Kapadokya Krallığı, Eski Yunan, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı Medeniyetlerine beşiklik yapmıştır.

 

Hititlerin çok tanrılı dinlerinden sonra, bu yıllarda ateşe tapmayı ve Tanrıya inanışı birleştiren İpsistaryo Dini ortaya çıktı. Bu din, büyük toprak faaliyetleri arasında rağbet gördü. M.Ö. 17. y.y.’da bölge, Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı fakat kral gücündeki dinî liderlerin (rahipler) yönetimi M.S. 2 y.y.’a kadar azalarak da olsa devam etmiştir.

Bu sıralarda köle durumunda bulunan halk arasında St. Paul’un bölgeye getirdiği Hristiyanlık hızla yayılmaya başladı. Hıristiyanlık ilk yıllarda büyük tepki gördü. İmparatorluk tarafından resmi din olarak kabul edilinceye kadar bu dine inananlar, ilk zamanlar Güzelyurt ve çevresi, Ihlara Vadisi, Peristrema Vadisi, Soğanlı gibi yerlerde saklanmışlardır. Zaman içinde Hristiyanlık bu bölgede Pagan Dini ve Pers kökenli geleneklerden etkilenerek yeni bir anlayışa dönüştü. Zaten tarihin başlangıcından beri çok değişik kültür ve dinlerin geçişine sahne olan bölgede bu durum kaçınılmazdı. Güzelyurt’lu Gregorius Teologos ve Kayserili Basilus, birlikte ortaya koydukları fikirlerle zaman içinde Ortodoks mezhebinin kurucuları durumuna gelmişler, buna bağlı olarak da ilk manastır hayatı Güzelyurt’ta başlamıştır. İmparator Teodosius tarafından Güzelyurt’ta 385 yılında Gregorius Teologos adına bir de kilise yaptırılmıştır. Oğul Gregorius, 329 yılında ‘Arianzos’adı verilen çiflikte doğmuştur.

 

VIII. ve IX.yy. larda Müslüman Araplar Bizans üzerine yaptıkları akınlar sırasında Torosları, Kilikya Geçiti’nden aşarak Melendiz Ovası’na iniyorlardı. Arap yol haritalarında Güzelyurt (Qualuari), Melendiz Ovası’nda bir istasyon olarak gösterilir.

     

 Roma’nın din üzerindeki baskısı, İkonoklast Akımı’nın başlamasına sebep olmuştur. Bu dönemde Aziz Gregorios’un ortaya koymuş olduğu dinî sistem o kadar kuvvetlidir ki bölge, bu hareketten yara almadan kurtulmuş ve İkonoklast Akım’a karşı olan Hristiyan din adamlarına sığınak olmuştur.

 

XII. yy.’da Anadolu’ya hakim olan Selçuklular, toprağı işlemeyi bilen Rumların göçünü önlemek için bazı imtiyazlar tanıdılar. Böylece Hristiyan ve Müslüman halk bir arada yaşamaya başladılar. Belisırma’da bulunan St. Georges (Kırk Damaltı) Kilisesi buna iyi bir örnektir. Burada bulunan freskde, bölgenin o dönemdeki beylerbeyi olan Basil Güyaüyakupos, Türk kıyafetleri içinde resmedilmiş ve freskin kitabesinde Sultan II. Mesut için ‘çok yüksek ve çok asil bir sultan’ olarak söz edilmektedir.

 

Güzelyurt, gelişmesini özellikle Nenezili (bugün bekarlar) din bilgini Aziz Gregorios Teologos’a (4. y.y.) borçludur. Kendisine Gelveri’yi merkez olarak seçen bu aziz, Hristiyanlığın Anadolu’da yayılmasını sağlamıştır. O dönemde manastır yaşantısının temelini atmıştır. İleri sürdüğü fikirler daha sonra Ortodoks mezhebini ortaya çıkarmıştır. İlçede ve Manastır Vadisi’nde Bizans ve Osmanlı döneminden kalma, kayalara oyulmuş elliye yakın kilise vardır. Ayrıca üç yer altı şehri ve bir kaya cami bulunmaktadır. Yarı kayadan oyma, cepheleri işlemeli, yaşları 100 ile 200 yıl arasında olan Gelveri evleri, Kapadokya mimarisinin en güzel örneklerini teşkil etmektedir. İlçede ve yakın çevresinde bulunan tarihî eserler, Kapadokya’nın genelindeki bütün özellikleri içerirler.

 

Güzelyurt İlçesi’nin ilk yerleşimi Aşağı Mahalle’deki Aya Gregorios Theologos Kilisesi çevresindeki kaya mekânlarda yerleşim alanında yer aldı. Sonraları kaya konutların ön kısmına tonoz örtü sistemiyle yapılar eklendi. Bunun sonucu önü yapı, arkası kaya oyma olan konutlar kullanılmaya başlandı. 19. ve 20. yüzyıllarda ise Yukarı Mahalle’de kaya oymalarına konutlar inşa edildi.

 

Yörenin manastır vadisinde çizgi boyamalarla süslenmiş az sayıda da olsa kaya konutlar bulunmaktadır. Buradaki kaya oymalarda ön cephe yaratılarak kabartma süslemelere yer verilmiş ve bir anıtsallık elde edilmeye çalışılmıştır. Bu gözlemlerin sonucu olarak Güzelyurt’taki kaya mekân ve kiliselerin çoğunluğunun ikona yasağının kalkmasından sonraki dönemde veya Selçuklular zamanında yapıldığını söylemek mümkün olur.

 

Mübadele ile Yunanistan’a giren Rumlar, Kaval yakınlarında  “Nea Kalvari” adıyla yeni bir köy kurmuşlar ve Güzelyurt’taki kilisenin aynısını oraya inşa ederek, buradan götürdükleri kutsal eşyaların teşhir edildiği bir müze kurmuşlardır.. 1924 yılına kadar, ilçede Rum ve Türk nüfus bir arada yaşamışlardır. Büyük mübadelede Rumlar, Yunanistan’ın Kastorya ve Kozan köylerinden gelen Türkler oralardaki evlerini terk etmişlerdir. İlçede mübadele 1924 yılında yapılmış ve buradan ( Güzelyurt’tan) göç eden vatandaşlar Yunanistan’ın Kavala şehrine bağlı Nea  Kalvari’ye yerleştirilmiştir.

  

Bugün göç edenler ve hâlâ hayatta kalanlarla onların çocukları ve torunları Güzelyurt’u ziyarete gelmekte ve bir bayram havasıyla karşılanmaktadır

     

E-5 yolu üzerine kurulan bu yerleşim alanı tamamen Türk dili konuşmakta ve her yıl düzenli bir şekilde Kapadokya Konferansı adı altında uluslararası bir festivale ev sahipliği  yapmaktadır.

 



CAMİ–KİLİSE (Aziz Gregorios Theologos Kilisesi) (Küçük  Ayasofya)
Güzelyurt İlçesi’nin Aşağı Mahalle’sinde bulunmaktadır. Andreades ve Akaklades’in belirttiğine göre bu kilise Büyük Teodoslus tarafından M.S. 385 yılında yaptırılmıştır.Akaklades, kilisenin üç kapısından birinin üzerindeki kitabede “Bu haç kişisel, Bizans İmparatoru Theodoslus tarafından inşa edilmiştir. İmparator Gregorios Nazianzo ile de kutsal hacın bir parçasını kiliseye hediye etmiştir.” cümlelerini okuyabildiğini, daha başka yazılar da olduğunu, fakat bunların okunmasının mümkün olmadığını yazmaktadır. Andreades’in belirttiğine göre kilisenin kitabesinde “Aya Gregorios Theologos’un bu kutsal kilisesi, Kellivar hristiyanlarının yardımıyla ve mimar Gregorios Madenci tarafından 1835 yılında tamir edilmiştir.” cümlesi yer almaktadır. Bu kitabenin yazılarını sonradan silmek için yazıldığı iddia edilmektedir. Bu da 385 yılındaki kitabe olsa gerekir.

    

 Kapalı Yunan Hacı tipine ait bu kilisenin plan şeması sonradan yapılan ilavelerle değişikliğe uğramıştır. Apsi kısmında görülen kalıntı eski yapının parçasıdır. Kilisenin yapıldığı 385 yılından sonra önemli değişiklikler geçirdiği anlaşılmaktadır. En önemli değişiklik ise 1835 yılında restorasyon sırasında olmuştur. Aya Gregorios tarafından kilisenin tamiri için İstanbul’da yaşayan Rumlar tarafından saraya yapılan baskılar sonucu 1834 yılında bir ferman çıkarılarak, özel izin alınmıştır. 1835 yılında kilisenin plan şemasında büyük değişiklikler yapılmış ve kapalı Yunan Hacı tipinden 3 nefil, kubbeli bazlika tipine geçilmiştir. 15,5 asır boyunca kilise olarak hizmet veren bina, 1924 nüfus mübadelesinden sonra cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.

     

Bahçesinin kuzeyinde kilisenin misafirhanesi bulunmaktadır. Burada kilisenin heyeti toplanır ve bölgeyi ilgilendiren sorunlar görüşülürdü. Devlet ileri gelenleri, bölgenin baş rahipleri bu yöreden geçtiklerinde misafirhanede kalırlardı. Bunların yanı sıra güncel sorunlar da görüşülür, evlilik işlemleri de burada çözümlenirdi. Misafirhanenin alt katında buğday, yağ depoları, bahçesinde fırın bulunmaktadır. Doğusunda kilise papazının oturduğu ev yer almaktadır.Yine bu devirde bahçenin güneyinde zengin Gelverililerin mezarlığı yer alır. Güney doğusunda ise 35 basamak merdivenle inilen yer altı suyu ”Ayazma’sı” bulunmaktadır.

 

Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi’nde bulunan tarihi Büyük Kilise Cami (Aziz Gregorius Kilisesi)’nin çatı kısmı Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarıma alınarak tamamlanmıştır.

 

Kale Manastırı Kilise

Kapadokya’daki dinî kuruluşların en büyüklerindendir. Manastır, VIII. ile XIV. veya X. y.y.; kilisedeki figürlü freskolar ise X. y.y. sonu ile XI. y.y. başları arasına tarihlenmektedir. İsa’nın göğe çıkışı, müjde, Meryem gibi tasvirler bulunmaktadır.

 

Kaya Cami     

Güzelyurt’taki Kaya Cami’nin yapılış tarihini belirleyecek bir kitabe yoktur. Bölgeye yapılan Arap akınlarının sonucu olarak sürekli bir yerleşim alanının bulunmaması, Selçuklu ve Osmanlı egemenliği döneminde yöreye yerleşen ilk Müslümanlar tarafından yapılmış olabileceği görüşü hakim olan cami, eklentisiz kayadan yapılan minber basamaklarıyla Manastır Vadisi’nin kuzeyindeki kayalıkların üzerinde bulunmaktadır. Cami, tek bir kaya blok oyularak yapılmıştır. Bir ana mekândan ve okuldan oluşmaktadır. Tonoz tavanlı son cemaat yeri yapılırken, ön bölümdeki meyilli kayalar bir duvar gibi düzeltilmiştir. Bu kaya duvara mihrap ve kandiller oyulmuştur. Caminin mekânı 28 metrekarelik bir alan üzerinde bulunmaktadır. Mihrap, minber, müzenin mahfili ve kaya sütun iç mekanda düzenlenmiştir. Yan taraftaki okulla cami arasında küçük bir pencere vardır. Bu pencere, cemaatin çok olduğu günlerde okul da cami olarak kullanıldığı zaman imamın sesinin duyulabilmesi için yapılmıştır. İç mekandaki yarım daire kaya kabartmalarıyla,  dışarıya doğru oyulmuş su boşaltma kayalarıyla, 90 cm. çapındaki oyuk görüntülü minaresiyle meraklılarının ve ilgilenenlerinin ziyaretini beklemektedir.

   

Küçük Okul

14 metrekare üzerine yapılmıştır ve tavanı düzdür. İç mekânda bir ocak ve oturmak için kaya sedir bulunmaktadır. Okulun kaya duvarlarında kandil için düzensiz olarak hazırlanmış oyuklar bulunmaktadır. Sonradan yapıldığı sanılan pencerelerden Manastır Vadisi’nin manzarası göz alabildiğince uzanmaktadır.

 

Eski Mahalle

Volkanik kökenli kaya kütlesine oyulmuş cepheleri işlemeli, kesme taştan yapılmış eski binalardan oluşmaktadır. Halk, bu evlerde yüzyıllardan beri süre gelen geleneksel

yaşantıyı devam ettirmektedir. İlçenin eski sokaklarında dolaşırken mimari şaheserleri görürsünüz. Misafirperver Gelveri halkının geleneksel yemeklerinden olan ‘Gelveri ekmeği’nin ve ‘pekmez’in tadına bakmayı unutmayın.

 



Sivişli (Anargiros) Kilise

Kubbesi ve dört sütunu ile kayadan yapılmış olan kilisede 1877’den kalma duvar resimleri hâlâ görülebilmektedir. Kilisenin çevresindeki kayadan oyma odalar Aziz Anargiros Bayramı’na gelen hacıları ve hastaları ağırlamaktaydı. Kilise, Rumların ilçeyi terk etmelerinden sonra belli bir süre çömlek atölyesi olarak kullanmıştır. Kilisenin üzerindeki tepeden panoromik manzarayı görmelisiniz.

 

Sivişli Kilise (Hagia Anargiros)

Tarihi kesin olarak bilinemeyen kilisenin tamamı kayalardan yapılmıştır. Kilisenin dışında bulunan odalara ölümcül hastalar bırakılır, dua edilir ve eğer hasta iyileşirse azizlerin yardım ettiğine inanılırdı.

 

Manastır Vadisi

İlçenin aşağı kısmından başlayan vadi, 50 kadar kayadan oyma kilise ve manastıra sahiptir. 4.5 km. uzunluğundadır. İki buçuk saatlik hoş bir yürüyüşle vadiyi gezebilirsiniz. Kayadan oyma evleri, camiye çevrilmiş kilisesi ve kalesiyle ünlü Sivrihisar köyüne ulaşırsınız. 15 dakika sonra Kızıl Kilise’desiniz.

 

Cafalar Kilisesi

10. y.y.’dan kalma ve hâlâ iyi durumdaki fresklerle bezenmiş bir Bizans kilisesidir. O dönemden kalma değişikliğe uğramamış en iyi örneklerden birisidir.

 



Yüksek Kilise

İçinde Bizans döneminden kalma bir şapelin bulunduğu yüksek kayanın tepesine 19. y.y.’da inşa edilmiştir. Çok sayıda obsidyenden yapılmış malzemenin bulunduğu kilise çevresi  önemli bir neolitik yerleşim merkezidir. Yüksek Kilise’den Güzelyurt ve Hasan Dağı’nın (3268 m.) görünüşü nefes kesecek güzelliktedir.

 

Antik Gelveri Evleri

Yarı kayadan oyma, cepheleri işlemeli, yaşları 100 ile 200 yıl arasında olan Gelveri evleri, Kapadokya mimarisinin en güzel örneklerini teşkil etmektedir. Bu evler Güzelyurt’taki taş ustaları tarafından yapılmışlardır. Antik Gelveri Evleri, kesme taşlardan 7-8 mt. yükseklikte inşa edilmiştir. Gelveri evlerinin en çarpıcı özelliği doğal havalandırmalarıdır. Bu havalandırmalar klima görevi görürler. Kapı girişleri ve tavanlar taş işlemelidir. Tavanlar kemerli yapılmış ve iç mekanların yüksekliği  5-6 mt.’ye ulaşmaktadır. Alt katlarında mahzen, hayvan barınağı; içinde ibadethane (papazlık) ve taş fırın bulunan Gelveri evlerinin her biri iç açıcı geniş yapıları ve kendilerine has mimarisiyle size bambaşka bir dünyanın kapısını açar.

 

Hotel Karballa

1856 yılında Hristiyanlar tarafından okul olarak inşa edilmiş, 1924 yılından sonra ilkokul ve jandarma karakolu olarak kullanılmıştır. Daha sonra restore edilerek turizme açılmıştır.

Güzelyurt Çevresi

 

Ihlara Vadisi

Güzelyurt’a 12 km. mesafededir. Melendiz Irmağı kenarında 14 km. uzunluğunda bir kanyondur. Vadinin tamamını yürümek 5 saati alır. Ihlara Köyü’nden itibaren ırmağın sol tarafını takip ediniz. Bizans döneminden kalma duvarları boyalı mükemmel kaya kiliselerini Ihlara ve Belisırma civarında gezebilirsiniz. Belisırma köyünden itibaren ırmağın sağ tarafını izleyiniz.Vadinin çıkışında, yeşillikler arasında Yaprakhisar Köyü’ne ulaşmak için Selçuklu döneminden kalma bir taş köprüden geçiniz. Köyde çok sayıda Bizans Manastırı görebilirsiniz. Yaprakhisar’ın devamında, Peri bacalarıyla çevrili 10.y.y.’dan kalma, 365 basamakla çıkılan Selime’deki Kale Manastırı’nın kayadan oyma birimleri ve Kalenin önünde bulunan 13.y.y.’dan kalma Selçuklu Türbesi  görülmeye değer eserlerdir.

 

Selime Katedrali

Kayalara oyulmuş yüksek bir yerde olan katedral içinde iki sıra halinde sütunlar mevcuttur. Bu sütunlar katedrali üç sahana ayırmıştır.

 



Kızıl Kilise
 

Sivrihisar - Niğde istikametinde ve Güzelyurt’a 6 km. uzaklıktadır. Bütün Kapadokya bölgesinin taştan yapılmış kiliseleri arasındaki en güzel örnektir. Freskolarında İncil’den sahneler ve havarilerin portreleri vardır. Aziz Gregorius ömrünün son günlerini bu kilise civarındaki çiftliğinde geçirmiştir. Kilise, 6. y.y.’da traşit taşından inşa edilmiştir. Sekizgen üzerine kurulmuş kubbesi, haç şeklindeki yapısıyla ve göz alıcı ahengiyle inanılmaz bir mimari güzelliğe sahiptir.

 

Ilısu Kasabası ve Kaplıcaları

Güzelyurt’a 10 km. mesafededir. Melendiz Irmağı’nın kenarına kurulmuş bu güzel kasaba, eski zamanlardan beri Varvara isimli bir azize adanmış kaplıcalara sahiptir. Müslüman ve Hristiyan halk bu kaplıcanın kutsallığına inandıkları için, hastalarını iyi etmek için Ilısuya getirirlermiş. Burası dinlenmek için ideal bir yerdir.

 

Aşıklı Höyük:

Güzelyurt’a 15 km. mesafedeki Kızılkaya Köyü’ndedir. Erken neolitik dönemden kalma (8040-7490) Anadolu’nun en eski önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Ören yerinde düzenli şekilde inşa edilmiş kerpiç evler bulunmaktadır. Burada ayrıca çeşitli hayvan kemikleri, değişik taşlardan yapılmış ziynet eşyaları, içinde iskeletler bulunan 40 kadar mezar açığa çıkarılmıştır.

 

Çanlı Kilise ve Çeltek:

Aksaray istikametinde olup, Güzelyurt’a 25 km. uzaklıktadır. Çeltek Köyü’ne 2 km. uzaklıktaki kilise, tuğla ve taştan yapılmış, yüksek kaliteli fresklerin hala görüldüğü 11. y.y.’dan kalma bir eserdir. Hristiyanlar tarafından İsa Peygamber’in göğe çıkma yortusunun kutsandığı bir yerdir. Etrafında çok sayıda kayadan oyma kilise ve manastır bulunmaktadır. Kiliseden 1995 yılında üç adet mumya çıkarılmıştır.

 

Helvadere ve Antik Nora Kenti (Viranşehir):

Hasan Dağı’nın eteklerine kurulmuştur ve Güzelyurt’a 25 km. uzaklıktadır. Köyün üzerinde İmparator Jüstinyen tarafından inşa edilmiş eski adı Mokissos (Nora)olan bir garnizon şehri olan bu antik şehir inanılmaz büyüklükteki taşlardan inşa edilmiştir. Günümüzde önemli kültür değerlerini barındıran Nora Kenti çevresindeki  Sarıgöl Kilisesi, Yardıbaş Kilisesi, Süt Kilise, Bozboyun Kilise, Tepe Kilise, Çukurkent Kilise, Kale Kilise ve Selçuklulardan kalma Karahan (Eshab-ı Kefh Hanı) gezilebilecek önemli yerlerdir. Bu yöreden Hasan Dağı’nın görünüşü şahanedir. Güzergâhınız üzerinde yaylalarımızdaki sıcak kanlı köylülerimizle karşılaşırsınız.

 

Ziga Kaplıcaları (Termal Turizm):

Aksaray İli’nin 25 km. uzaklığındaki Yaprakhisar Köyü’nde bulunan kaplıcanın en büyük özelliği mide, bağırsak, safrakesesi, iç hastalıklarına, göz rahatsızlıklarına, romatizmal ve özellikle de kadın hastalıklarına çok iyi  gelmesidir. Ziga Kaplıcaları 47- 48 derece sıcaklığında 150 lt/sn debisi olan, mineral bakımdan çok zengin ve içilebilir su özelliğine sahiptir. Sıcak sularının içinde bol miktarda Kalsiyum, Sodyum, Klorür İyonu ve Hidrokarbonat bulunması nedeniyle potansiyel bir traverten alanıdır.

 

Hasan Dağı:

Orta Anadolu’nun en yüksek ikinci dağı olan Hasan Dağı’nın yüksekliği 3268 mt.’dir ve 1750 mt.’sine kadar meşe ormanlarıyla kaplıdır. Anadolu’nun silüeti en güzel dağı olarak bilinen Hasan Dağı’na ulaşım son derece rahattır.

 

Yeraltı Şehirleri

Bu eşsiz mekânlara girdiğinizde bir anda kendinizi yüzyıllar öncesinde bulursunuz. Güzelyurt Merkez (üç tane) ve Gaziemir’de bulunan yeraltı şehirlerindeki büyük depolar, yaşamsal mekanlar, ibadethaneler ve hayvan barınakları görülmesi gereken önemli yerlerdir. İçerideki gizemli hava ruhunuzda gezmeye başladığında sakın korkmayın. Bu sadece yer altı şehrinin ziyaretçilerini selamlamasıdır.

 

Kaya Oyma Yerleşimleri:

Halk arasında “güvercinlik” olarak da ifade edilen bu yerleşim mekanları ilçe merkezinde bulunmaktadır. Yaşam mekânı olarak kullanılan bu eski yerleşkeler e güvercinler barındığı için  “Güvercinlik” adı verilmiştir. Kaya oyma yerleşimlerinin manzarası en iyi Sivişli Kilisesi üzerinden görülmekte ve görenleri de  büyülemektedir. Bu büyüleyici manzara Hengame Sokak’ta yer almaktadır.

 

Ilısu Roma Hamamı:

İlçe merkezine 5 km. uzaklıktaki Ilısu Kasabası’nda, Roma döneminden kalma olan bu hamam, günümüzde alternatif termal turizm alanında faaliyet göstermektedir. Bu antik Roma Hamamı, klasik Türk hamamı mimari özelliklerini taşımaktadır.

 

Turizm Aktiviteleri 
 

Dağcılık ve Yürüyüş Turizmi:

Bakanlıkça, Kış Sporları Turizm Merkezi olarak ilan edilen Hasan Dağı’nda profesyonellerin yanı sıra kış sporuna gönül vermiş olan meraklıları da dağcılık ve yürüyüş aktivitelerinde bulunmaktadır. Hasan Dağı’nın zirvesine, Helvadere Köyü’ne 2 km. uzaklıktaki dağ evinden 9 saatte çıkıp inebilirsiniz. Hasan Dağı, Aksaray merkeze 28 km, Ihlara’ya 15 km . mesafede ve E-90 Karayolu’nun hemen yanında yer aldığı için ulaşım problemi yoktur.

 

Yaylacılık:

Orman içi dinlenme alanlarının, Mamasun Baraj Gölü’nün ve Hasan Dağı’nda klimatizmin (temiz hava) bulunması yaylacılık turizminin gelişmesini sağlamıştır. Çeşitli doğa klüpleri, öğrenci klüpleri, yurt içinden ve yurt dışından gelen ziyaretçiler yayla turizmine yoğun  ilgi göstermektedir. Bu turizmde faaliyet gösteren acentalar bölgeye düzenli olarak tur düzenlemektedirler.

 

Kampçılık: 

Güzelyurt’a ve Hasan Dağın’a  karavanlarıyla gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin kamp yapmalarıyla birlikte bölge ayrı bir hareketlilik kazanır. Özellikle yabancı ziyaretçiler 9-10 gün rahatlıkla kalırlar. Kapadokya’nın bu bölgesinde bisikletli gruplara da sıklıkla rastlanmaktadır.

 

El Sanatları:

Kapadokya’nın en önemli yerlerinden biri olan Güzelyurt’ta eskiden beri insanlar çanak, çömlek, testi yapımına önem vermişlerdir. Bu çanak ve çömleklerde yapılan yemeklerin çok lezzetli olduğu için, ziyaretçiler bu yemeklere çok rağbet göstermektedir. Ayrıca Güzelyurt’ta Türk kültürünün önemli el sanatlarından biri olan çini sanatının çeşitli örnekleri ilçede bulunan çini atölyesinde yapılarak, sergilenmektedir.

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.