ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Türkiye’nin “muhallebi” kültürünü 1860’lardan günümüze taşıyan Beyoğlu Saray Muhallebicisi’ne “hanım eli değdi” ve değişim yaşanıyor. Artık tezgahın arkasında, serviste ve mutfakta aşçı olarak bayanlar çalışıyor. Birbirinden şık giyimli, güleryüzlü ve Türkiye’nin vitrini olabilecek güzellikte, zerafette bayanlar yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği Beyoğlu Saray’da göreve başlayarak muhallebiçi dükkanına renk getirdiler.
EV SAHİBİ GİBİYİZ
Artık “Saray’ın kızları” olarak görev yapan Şükran Yücel, Yeliz Betten, Esra Balkan, Naciye Akman, Merve Sesler, Eda Aydın canla başla çalışıyorlar. Nezaketleri ve zerafetleriyle Beyoğlu Saray Muhallebicisi’ne giren müşterilerin ilgilisin çeken bayanlar “En iyi hizmeti vermeye ve misafirperverlik göstermeye çalışıyoruz. Bizler ev sahibi gibiyiz. Gelenlerde misafirlerimizdir” dediler.
TOPBAŞ AİLESİNİN
Saray Muhallebicisi ise 1860’lı yıllarda Kerem Çavuş tarafından İstanbul Fındıklı’da kuruldu. Daha sonra torunu Hüseyin Topbaş tarafından İstiklal Caddesi’nde şubesi açıldı. İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın aile şirketi olan Saray Muhallebicisi Beyoğlu, Teşvikiye, Osmanbey, Cevahir AVM, Zorlu AVM, Kanyon AVM’de şubeleri bulunuyor. Ayrıca toplu yemeklerde veriyor.
BEYOĞLU’NA ÖRNEK YAPI OLDU
Saray Beyoğlu geçtiğimiz yıllarda restorasyon geçirerek yenilenmişti. O dönemde Kadir Topbaş “Beyoğlu’na örnek olacak. Barselona gezimde gördüğüm binalara gibi olmalı “ diyerek balkonlarından çiçekler sarkan sıcak bir yapı haline getirmişti. Bu kez içerde değişim yaşanarak bayan görevlilerle Saray çağdaş bir görünüme büründü.
SARAY MUHALLEBİCİSİ TARİHİNİ ŞÖYLE ANLATIYOR
Bugün İstanbul'da uzun sürecek bir güne Saray'ın eşsiz bal kaymağı, taze ekmeği ve sıcacık çayıyla, efsanevi tavuk suyuna çorbası veya nefis böreğiyle başlayan binlerce İstanbullu, Saray'ın “tatlı sırrı”nı çok iyi bilir.
Saray’ın bu tatlı sırrının ardında 1860'lı yıllarda Kerem Çavuş'un kardeşleriyle birlikte İstanbul Fındıklı'da açtığı ilk muhallebicinin "tatlı heyecanı” vardır. Bu tatlı heyecan yıllar sonra torunu Hüseyin Topbaş tarafından 1935'te Kasımpaşa’da bir muhallebici, 1949'da ise İstiklal Caddesi'nde Beyoğlu Saray olarak düşten gerçeğe dönüştü.
Beyoğlu, o zamanlar İstanbul'un en gözde alışveriş ve eğlence merkeziydi. Beyoğlu'nda Markiz ve Lebon gibi bir yer açmak ise bir çok insanın rüyasıydı. Saray, Hüseyin Topbaş'ın tatlı sırrı sayesinde insanların günün her saatinde gidip, sohbet ederek bir şeyler yiyebilecekleri, ayrıcalıklı bir yer olmayı başardı.
Hüseyin Topbaş'ın tatlı sırrını bugün Saray’ın tüm konukları biliyor. “Kendimizin zevkle yemeyeceği bir tatlıyı, müşterimize vermeyeceğiz!” Çocukları, Hüseyin Topbaş'ın bu sırrına hep ve daima bağlı kaldılar. Günün her saatinde dostları, arkadaşları ve sevdikleriyle Saray’da buluşan insanlar Saray'dan tatlı izlenimlerle ayrıldılar. Her zaman Saray'ın lezzetini, Saray'ın konuklarını evindeymiş gibi ağırlayan geleneksel hizmet anlayışını tercih ettiler..
Şimdi İstanbul'un en güzel yerlerinde yer alan şubeleriyle büyüyen ve kaliteden ödün vermeyen hizmet kalitesini geleneği geleceğe taşıyor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.