Son dönemde “masabaşı aşçıları” denilen yeni bir adet çıktı. Aşçıbaşı masada oturuyor ve mutfağı eski tabirle "aşçı yamakları"na, yani daha çok gençlere bırakıyor. Mutfakta bir şeyler pişiyor, Ama nasıl pişiyor? Doğru mu yapılıyor? Kontrol eden yok!
Masa başındaki aşçı kağıda birşeyler yazıyor ve “Yapın!” diyor.
Sonunda o yemekte lezzet, tat olmayabiliyor.
Çünkü yardımcılar, usta yemek yaparken yanında olup, tencereye kepçeyi sokup karıştırmasından bile feyz almayı bekliyorlar.
Ama nerede!
Rahmetli usta Aydın Yılmaz bana “Aşçıyı restoranın ve oteli ön kapısından sokacağım” diyerek onların değerini artırmayı hedeflediğini söylemişti.
Dediği de oldu.
Artık aşçılar çok değerli…
Ama, yaptıkları yanlış işlerle adeta değerlerini ortadan kaldırıyorlar.
Aşçıbaşı mutfağın “Patronu” veya Genel Müdürü” olmuş.
Hepsi "havalı Magirus otobüs" gibi geziniyorlar.
Birinin gelip lastiklerini patlatacağını düşünmüyorlar.
Kartına kafa karıştırsın, havalı olsun diye "Aşçıbaşı" yerine "Executive" yazmış
Mutfağa çekmiş bir masa, kurmuş yazıhanesini, sanırsın adliyede arzuhalci...
Önünde internet… Tencereyi karıştıracağı yerde interneti karıştırıyor.
İnternette neye ve nereye baktığı meçhul…
Öte yanda yemek yetiştirmek için çırpınarak, bir şeyler yapmaya çalışan eski tabirle aşçı yamakları…
Bu böyle mi olmalı?
Hayır!
İşte bu gibi masa başında oturan aşçılar aşçılık mesleğini öldürüyor.
Masa başında oturan aşçı aşçı değildir
Mutfağa girecek pişen yemeğin tadına bakacak ve kendini geliştirecek.
Aşçı dediğin mutfakta olur. Tezgahın veya tencerenin başında olur.
Her gün yapılan yemeğe katacağı bir şeyler olur. Kendini geliştirir veya yenilikleri keşfeder.
Dünyadaki gelişmeleri uygular.
Öğrenmenin yaşı yoktur.
Türkiye’nin değerli aşçılarından Alaattin Yalçınkaya’nın masabaşı aşçıları için sözleri şöyle:
“Aşçılıkta lezzet ilk sıradadır.
Sunum ise ikinci sırada gelir.
Yavan ve lezzetsiz bir yemeği istediğin kadar süsle… Sonuç alamazsın.
Hafızada ve damaklarda tadı kalan lezzettir
Sofrada dekorsuz yemekte olsa, lezzetliyse mutlaka yenir…
Lezzetli yemeğe biraz dekor verdin mi tadına doyum olmaz.
Aşçılara bir çift sözümüz var.
Masadan kalkın ve Türk mutfağının gelişmesi için hizmet verin.”
Alaattin Yalçınkaya yerden göğe kadar haklı…
Aşçı bir sanatçıdır ve sanatını kendisi yapar.
Siz hiç bir tabloyu yapan ressamın, resmini başkasına yaptırdığını gördünüz mü?
Dünyaca ünlü ressam Picasso resmini yapar ve altına imzasını atardı.
Roman yazarları kitaplarını yazar ve kapağına imzalarını atar.
Aşçının tabağı da çok değerli bir sanat eseridir.
Onu aşçı yapmalı ve altına imzasını atmalıdır.
Yoksa başkalarının yaptığı, tadına bile bakmadığı yemekle Türk mutfağında hiçbir yere varılmaz.
Masa başı aşçıları gerçek aşçı değildir
Yazarın Diğer Yazıları
- 11:00 - Ayasofya'nın 'tarihi' restorasyonunda neler yapılacak?
- 10:00 - Zeytinlikler, ormanlar, meralar madene ve enerjiye açıldı
- 09:06 - Sardes ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri UNESCO listesinde
- 13:00 - Altın Anahtar Otel Concierge Derneği’nde kayyum tehlikesi
- 12:00 - Socar'dan Türkiye'de satılık liman
- 11:00 - ABD vizelerine 250 dolar 'depozito' geliyor
- 10:00 - Elon Musk restoran açtı, robotlar hizmete başladı
- 09:00 - Türkiye’nin tanıtım filmlerini 2.2 milyar kişi izledi
- 01:35 - 700 yat kapasiteli Demre Marina açılıyor
- 01:21 - Çölde avangard yankı: Nukus’un sessiz çığlığı
- 01:16 - Bulgaristan, Türklere vize uygulamasını kolaylaştırdı
- 19:00 - Muğla'da yabancı turist sayısında yüzde 5 düşüş
- 18:00 - kruvaziyer, FITUR Cruises 2026'da buluşuyor
- 17:00 - Mussolini’yi dolandıran Türk dolandırıcı: Eyüplü Halit
- 16:00 - İnternet abonelik ücretine rekor zam
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.