Eskiden devletçi ekonomiye eleştiri yöneltmek isteyenler her konuda bol malzeme bulurlardı. Örneğin, devletin Et ve Balık Kurumu vardı. Bu kurum bir de zarar etmeye görsün, hemen lafı gediğine koyarlardı "Devlet kasaplık mı yapar?. Yine bir başka bir örnek vermek gerekirse Atatürk'ün emriyle kurulan Sümerbank için eleştiri yöneltenler" Devlet, manifaturacılık yapar mı" derlerdi.
Bu sözler giderek öyle bir hal aldı ki, devlete, sen sus, konuşma, hiç bir şey yapma deme aşamasına kadar geldi. Bizim kuşak ne gördüyse devletten gördü. Bu nedenle devletçi ekonomiye öyle uluorta saldıramayız. Biz üniversitede okurken bize bursu özel sektör vermedi, bu fakir halkın vergileriyle ayakta duran devlet verdi.
Ben halen yine bu devletten emekli maaşı alıyorum.Yıllarca özel sektörün en çok kazanan ve en büyük basın kuruluşlarından birinde çalıştım, üç kuruş tazminatımızı zar zor aldık.
Özal ile başlayan özelleştirme furyasından artık her şey nasibini alıyor. Yakında devleti de özelleştirirlerse şaşmayalım. Devletçiliği ve devletçi zihniyetin iyi yanlarını bu kadar övdükten sonra gelelim konumuza.
Bildiğiniz gibi Türkiye'de yakın tarihlere kadar hava ulaşımı veya diğer deyimi ile sivil havacılık devlet tekelindeydi. Yine Özal'ın şifahi bir emriyle ilk özel havayolunun uçmasının üzerinden yıllar geçti. Yine o zamanlar da havaalanları veya havalimanları da devletin denetim ve yönetimi altındaydı.
O yıllarda hiç kimsenin aklına alanların özelleştirilmesi konusu gelmiyordu. Havaalanları gündeme getirilse, demiryolları, denizyolları da gündeme gelecekti. Sonra , ne oldu nasıl olduysa bir gün , bir de baktık ki devletin malı olan havaalanları , adına Yap-İşlet- Devret dedikleri bir yöntemle özelleştirilmeye başlandı. Bu konuyu şayet siyasi düşüncelerimizi ön plana alarak ele alsak, "Kahrolsun sermaye" diyebilirdik. Ama bu sloganları atmayalı yıllar oldu.
Artık bu sloganlarla bir yere varamayacağımızı anladık. Çünkü örnek vermek gerekirse havaalanlarının sahibi olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin bazı konularda ödenek yetersizliğinden zor durumda kaldığını her zaman görüyorduk. Havaalanları lime lime dökülüyor, insanlar bu alanların bu ülkeye yakışmadığını ve utandıklarını söylüyordu. Bu söylemlere rağmen yine de DHMİ'nin çok şeyler yaptığını söylemeden geçemem.
Şimdi artık limanlar ve alanlar birer birer özel sektöre teslim ediliyor. En son Antalya Havalimanı'nı ICF Şirketine teslim ettiler. Bakan Binali Yıldırım ve DHMİ Genel Müdürü Mahmut Tekin sembolik bir anahtarı IC ve Fraport şirketlerinin yetkililerine verdi. Öyle bir gün gelecek ki, Türkiye'deki tüm alanlar özel sektörün elinde olacak. Bu duruma duygularımla bakarsam çok üzülüyorum, aklımla bakarsam seviniyorum.
Artık DHMİ tarihe mi gömülüyor diyesim geliyor. Ama demek istemiyorum, çünkü binalar kiralanıyor ama apronlar yine DHMİ'nin malı olarak kalıyor. Bu durumda, faaliyet göstermeyenler de dahil olmak üzere Türkiye'de toplam 66 havalimanı ve havaalanı var.
İşte DHMİ , havalimanı işletmeciliğinden tamamen çekilerek bu görevi özel sektöre bırakacak. Şu anda özel sektöre yeni havale edilen Sabiha Gökçen Havalimanı (Bu liman Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na aittir.) dışındaki 34 havalimanından sadece 5'i özel sektör tarafından işletilirken DHMİ artık bir otorite olarak sadece imtiyaz sözleşmesi gereği denetim görevi ve diğer faaliyetlerini yapacak.
Milas - Bodrum Havalimanı'nın iptal edilen ihalesinden sonra Antalya'daki Gazipaşa Havaalanı'nın da özel sektöre devri bitti. Sırada Nevşehir Havalimanı'nın işletmesinin özel sektöre devri var. 2008 yılında hızlanacak olan devirler bittiğinde DHMİ'nin elinde hiç bir alan veya meydanın kalmaması planlanıyor. Ama bu ne kadar gerçekleşir bilinmez. Çünkü, bazı meydanların gelir getirmeyeceği göz önünü alınırsa onlar öylece kalabilir. Ulaştırma Bakanlığı'nda 2. Yıldırım döneminin başlamasıyla bu işlere hız verilecektir. Bakan Yıldırım bu konunun ülke yararına olacağına inanmış olacak ki, özelleştirme veya diğer adıyla uzun vadeli kiralamalara çok sıcak bakıyor..
DHMİ'nin en gözde havaalanlarından olan Nevşehir Havaalanı ihalesinin fazla ilgi göreceği, ardından gündeme gelecek olan Adana Şakir Paşa Havalimanı ve Gaziantep Havalimanı gibi çok yoğun yolcu trafiği olan havalimanlarının da ihalesi kıran kırana geçecektir. Devletin havaalanı işletmeciliğinden çekilmesi öteden beri tartışılan bir konu olarak hep gündemde kalmıştır. DHMİ'nin açıklamalarına göre, zaman zaman bazı kentlerde özel idareler, üniversiteler, ticaret ve sanayii odaları buralara talip olmuşlardır. Ama ne yazık ki başarılı olamamışlardır. Çünkü bu işletmecilik pahalı bir iş olduğundan hem çok para ister, hem de tecrübe ister. Özel sektör tarafından işletilen tüm havalimanı ve havaalanlarının en büyük insan kaynağı olan DHMİ yinede en büyük işletmeci konumunu sürdürmektedir. Çünkü son tabloya göre DHMİ şu alan ve limanları işletmeye devam etmektedir. Adana Şakir Paşa, Trabzon, Bodrum-Milas, Isparta Süleyman Demirel , Nevşehir-Kapadokya, Samsun-Çarşamba, Gaziantep, Kars, Van - Ferit Melen , Bursa-Yenişehir, Denizli-Çardak, Çorlu, Konya, Erzurum, Kayseri, Adıyaman, Ağrı, Edremit-Körfez, Erzincan, Elazığ, Kahramanmaraş, Malatya, Mersin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Sivas, Tokat, Uşak, Diyarbakır, Çanakkale. Hemen hatırlatmakta yarar var ki, bu havaalanlarından 16'sı hava, kara ve deniz komutanlıklarının kullanımında olup askeri birliklerin denetimindedir. 2008'e çok az bir zaman kala Türkiye'de havaalanı işletmeciliğinin manzarası budur. Şayet beklenen ilgi olursa, gelecek yılın sonunda Türkiye'de büyük alan ve meydanların tamamı özel sektörün eline geçmiş olacaktır.
Ama sonuç ne olursa olsun ben her zaman DHMİ'nin o çok çalışkan, o çok bilgili ve cefakar çalışanlarını hep takdirle övgüyle yadedeceğim. Tekrar söylemek gerekir ki, duygusal bakmaya hakkımız yok.
Bütün alan ve limanları devlet işletsin deme lüksümüz de yok.
Çünkü, artık devlet buralardan çok büyük paralar kazanıyor ve belki de böylelikle elini vergi almak için cebimize daha az uzatıyor.
Tüm bunlar bir süreçti ve yaşanacaktı.
Bunları hayata geçirmek,bu hükümete ve tekrar bakan olan Binali Yıldırım'a ve bir de bu ülkenin cesur girişimcilerine nasip oldu. Hepsini kutluyoruz.