Bir Bizans’tır tutturmuş gidiyoruz. İlim adamları, tarihçiler, turizmciler, rehberler hatta ve hatta anlı şanlı arkeologlar, roman yazarları, film yapımcıları vs. el ele maaile varsa da yoksa da Bizans. İlla da Bizans, billa da Bizans.
Ee! Hal böyle olunca çok yüksek! eğitim, görgü ve de bilgi düzeyine sahip bazı medya mensupları da ki onlar zaten duyduklarını gördüklerini yazar. Vallahi de Bizans hem de pilav üstü Bizans diye ya cama çıkıp bağırıyor ya da kalemi alıp yazıyor. İşte yazdıkları bazı başlıklar:
‘Falan yerdeki Bizans kilisesi filanca kişilerce tahrip edildi.’
‘Bizans Sarayı Magnum’un üzerine otel inşaatı cinayeti.’
‘Bizans İmparatorluğu eserleri yağma altında.’
‘Kumkapı kazılarında Bizans dönemi gemiler gün ışığına çıktı.’
‘Bizans sarnıcında çöküntü.’
‘Bizans ikonaları çalındı.’
‘Bizans surları sokak çocuklarına yuva oldu.’
Ne yazık ki yüzde doksanı böyle yazıyor veya böyle söylüyor. Bugüne kadar bunlar gibi yüzlerce binlerce örneği defalarca duyduk, okuduk, dinledik. Çok daha vahimine okullarımızda okutulan Tarih kitaplarıyla, Kültür Turizm Bakanlığı’nın Türkiye ve İstanbul’u tanıtan broşürlerinde de ansiklopedilerde de ‘İstanbul Roma, Bizans ve Osmanlı olmak üzere üç büyük imparatorluğa başkent olmuş eşsiz bir kenttir.’ yazıyor. Hoca o… cemaat s… misali, birçok turist rehberimiz yerliye yabancıya ballandıra ballandıra Bizans anlatıp duruyor.
Sözüm, bu tarihi yanlışlığı yazan, çizen, anlatan ve de sahip çıkmayan yetkililere. Tv8 de hazırlayıp sunduğum programlarda bu konuyu anlatmıştım ama ulaşması gerekenlere ya ulaşmamış ya da yeterince anlatamamışım. O nedenle tekrar anlatmak istedim. Bakın işin aslı şöyle:
Kenti, Milattan Önce 667 yılında (M.Ö.668/660 yılları da kabul görüyor) İstanbul’da bugün Topkapı Sarayı’nın olduğu yere Megara’dan (Yunanistan’ın güneyinde Attika bölgesi) gelen Dorlar kurdu. Komutanları Byzas’ın adına izafeten kente Byzantion adını verdiler. Zamanla zengin bir kent devleti haline gelmesine rağmen düşman saldırı ve baskıları nedeniyle bugünkü Sarayburnu’ndan öte topraklarını genişletemedi ve bu küçük kent devleti asla imparatorluk olmadı. Kuruluşundan sadece 155 yıl sonra
M.Ö. 512’de Hşayathiya Hşayathiyanam unvanlı (Krallar Kralı) I. Darius komutasında Persler tarafından alındı. Böylece Bizans kent devleti sona erdi.
M.Ö. 478’de Pausanias komutasında Attika-Delos deniz birliği kenti Persler’den aldı.
M.Ö. 408’de General Alkibiades komutasında Atina-Boetia birliğinin eline geçti.
M.Ö. 340’da II. Philippos (Büyük İskender’in babası) komutasındaki Makedonlar tarafından kuşatıldı.
M.Ö. 202’de Yine Makedonların tehdidi nedeniyle Romalılar, kenti eyaletleri olan Bitinya-Pontus’a
bağladı.
M.S. 196’da Roma İmparatoru Septimius Severius kenti tamamen yakıp yıkıp katliam yaptıktan sonra yeniden inşa etti ve oğlu Marcus Aurelius Antoninus’un (ileride ünlü İmparator Caracalla) adına atfen kente Colonia Antoninia adını verdi. M.Ö. 202 yılında başlayan Roma kontrolü M.S.196’da ismi de değiştirilmiş oldu. M.Ö. 512 ile adının Colonia Antoninia olması arasında beş kez el değiştirdiği 863 yıl boyunca isim değişikliği olup olmadığına ilişkin bir bilgiye ulaşamadım.
M.S. 313’te Sezar Maksiminius Daia komutasında Roma hâkimiyetinin devam ettiği kent,
M.S. 315’te I. Konstantin’in eline geçti ve 11 Mayıs 330 tarihinde Colonia Antoninia adı Nuova Roma olarak değiştirilerek İmparatorluğun başkenti ilan edildi. 337 yılında Konstantin öldükten sonra Nuova Roma adı Konstantinopolis olarak değiştirildi.
1204 yılında Venedik Doçe’si Henricus Dandulus komutasındaki 4. Haçlı seferi sırasında Latin istilasına uğrayan Konstantinopolis 67 yıl süreyle Latin İmparatorluğu oldu. 1271 yılında General Aleksios Komnenos’un usta bir manevrasıyla tekrar Romalıların kontrolüne geçince İznik’ten gelen VIII.Mihail İmparator oldu. 29.mayıs.1453 Salı günü Türkler tarafından fethedilinceye kadar Konstantinopolis, Roma İmparatorluğu Başkentliğine devam etti.
Gelelim Bizans İmparatorluğu! adına. Şahsen ben hiçbir müzede, kilisede, bir freskte, bir sütunda, bir kalıntıda, bir portik veya mozaikte Bizans İmparatorluğu diye bir yazıya rastlamadım. Rastlayan varsa söylesin. Byzas yazan para gördüm ama İmparatorluk yazan parasına da rastlamadım.
Bizans kilisesi asla yoktur çünkü o dönemde Hristiyanlık diye bir din yoktu. Bu din Bizans yıkıldıktan 550 yıl sonra çıktı. Bizans döneminde değişik tanrılar adına Pagan tapınakları vardı.
324-330 yılları arasında I. Konstantin ilk surları, kilise olarak Santa Irene’yi sonra Eclesia Magnaura’ yı, Hipodromu, Messe yolunu, Konstantin Forumunu, Konstantin Sütununu (Çemberlitaş) vb. yaptırdı. Kutsal emanetleri kente getirdi. 11 Mayıs 330’da Çemberlitaş’ta düzenlediği büyük bir törenle Nuova Roma adıyla kenti İmparatorluğun merkezi ve meydanı da tüm inançların buluştuğu kutsal bir yer olarak ilan etti. Aynı yıllarda Magnaura Sarayı (bugün bir bölümüne Four Season oteli inşaatı yapılan) ve kompleksi inşası başladı. Açık ve kapalı sarnıçlar, hamamlar, çarşılar yapıldı. Dikili taşlar, heykeller dikildi. Devlet binaları, tiyatro vb. yapımlar sonraki yıllarda da devam etti. Kısaca bugün İstanbul’da tahrip edilmiş, edilmemiş Osmanlı-Türk dönemi yapıları hariç, gezip gördüğümüz ne varsa Roma İmparatorluğu mirası olup, Bizans’la hele hele Bizans İmparatorluğu gibi uydurma bir İmparatorlukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizans mimarisi diyerek örnek alabileceğimiz hiçbir yapı kalıntısı yoktur.
Öyleyse Bizans İmparatorluğu adı nereden çıktı? Kim, ne zaman, neden, uydurdu diyeceksiniz. Söyleyeyim;
Kim?
Alman tarihçi hümanist Hieronymus Wolfius,
Ne zaman?
Fatih Sultan Mehmet’in Konstantinopolis’i fethinden tam 104 yıl sonra 1557 yılında.
Neden?
Çünkü, aklı evvel Alman tarihçi Hieronymus Wolfius 1557 yılında yayımladığı Corpus Historiae Byzantinae(Bizans Tarihi Bütüncesi) adlı kitabında İtalya’da ki Roma İmparatorluğu ile Konstantinopolis’te ki Roma İmparatorluğu’nun net anlaşılabilmesi için Roma İmparatorluğu yerine Bizans İmparatorluğu adını kullanmayı uygun gördüğü için. Yazar bu açıklamayı, Bizans İmparatorluğu tanımına şiddetle itiraz eden Fransız, İngiliz, Yunan tarihçilere karşı kendini savunmak için yapmış ama geçerlilik kazanmamış ve konu unutulup gitmişti.
Hieronymus’un 1557 de desteksiz attığı bu uyduruk tanım, 1721 yılına kadar hiç kimse tarafından kullanılmadı. Sıkı bir Türk düşmanı olduğu bilinen Fransız yazar Montesquieu, 1734’te Romalıların Büyüklüğü ve Düşüşü Üzerine Görüşler (Considérations sur les causes de la grandeur des Romains et de leur décadence) adlı bir kitap yazdı. Hieronymus’un kitabından bol kepçe araklayıp ve de copy paste yaparak yazdığı kitabında Bizans İmparatorluğu tanımını kullanarak Fransız tarihçilere benimsetmeyi başardıysa da başta Edward Gibbon olmak üzere İngiliz tarihçiler bu tanımı reddetti. Bazı Yunan tarihçi ve yazarlar ise bu ortamı fırsat bilerek, İmparatorluğun adı değiştirilecekse bunun Bizans değil, Helen İmparatorluğu olması savında ısrarcı oldularsa da kendi ülkelerinde bile kabul görmediler.
Bu tartışma sırasında bizimkiler nerede mi?
Bizimkiler payitahtta. Tahtta Sultan I. Mahmut, 122. Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa. Lale devri bitmiş ancak sorunlar büyük. İran’la, Rusya’yla uğraşıyorlar. Tarihçilerimizin de öyle Montesquieu’ye falan ayıracak zamanları olmadığı için sesimizi çıkartmamışız. Belki de nasıl olsa malın sahibi biziz ismi değişse ne olur değişmese ne olur diye de düşünmüş olduklarından sessiz kalmışlardır.
Ezcümle Byzantion, kurulduğu Milattan Önce 667 ile Türkler tarafından fethedildiği 29.Mayıs.1453 tarihine kadar hiçbir zaman, değil bir günlüğüne bir saatliğine bile imparatorluk olmadı. Bizans İmparatorluğu tanımı burada her fırsatta hak iddia etmeleri için Yunanların çok ama çok işine yarıyor. Benden söylemesi, çok dikkatli olmamız lazım. Su uyur düşman uyumaz. Gelin vazgeçin şu Bizans İmparatorluğu tanımından.
Anlata bildim mi cancağızlarım.
Bizanslılaştırabildiklerinden misiniz?
Yoksa Bizanslılaştırabilemediklerinden misiniz?