Bir zamanlar ilk Formula 1 yarışlarına Petrol Ofisi sponsor olmuştu ve hatırlarım ne kel alaka diye düşünmüştüm.
Yurtiçi çalışan bir kurumun kendisine direkt katkısı olmayacak bir projeye bu kadar büyük bir para ayırmasına hayret etmiş başındaki harika çocuğun snopluğuna vermiştim.
Ama bugün özellikle Sevgili Türkan Hocamızın yaptıklarından sonra sosyal sorumluluk ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramları üzerinde düşünmeğe başladıkça, Petrol Ofisinin ve Aydın Doğanın bu davranışına farklı bir gözle bakmağa başladım.
Rahmetli Türkan Hoca, değerli arkadaşım Gülseven Yaşer, eğitim konusunda büyük işler başardılar.
Başlarında bulundukları dernekler, Kardelenler-Çağdaş Türkiyenin Çağdaş Kızları ve Baba Beni Okula Gönder kampanyalarını büyük şirketlerimizin sosyal sorumluluk duygusu içinde yaptıkları büyük katkılarla gerçekleştirdiler.
Burada Turkcellin Milliyet Gazetesinin ve diğer kuruluşlarımızın bu katkılarını yürekten kutluyoruz.
Petrol Ofisi, Formula1 konusunda tenkit alınca yayınladığı açıklamada Bu organizasyon, Türkiyenin tanıtımına ve markalaşmasına katkıda bulunan büyük sosyal sorumluluk projelerinden biri olacaktır demişti. Burada sponsorlukla sosyal sorumluluğu karıştırmamak gerekiyordu. Biz karıştırdık ve yanlış yorum yaptık.
Şirketlerin üretim içi sorumlulukları kadar, üretim dışı sorumlulukları da olduğunu bilmeleri, çevre, sağlık ve eğitim gibi konularda bu sosyal sorumluluklarını idrak edip eyleme geçirmeleri, ülkenin gerçek çıkış yolu olacaktır.
Türkan Saylan gibi değerler bu dinamikleri harekete geçirdikleri için saygı ile anılmayı hak ediyorlar.
Bu gayretlere çirkin saldırılarda bulunup kirletmeye, kişilerin ve kurumların sosyal sorumluluk duygularını ürkütmeğe çalışanları bu toplum asla affetmeyecek ve birgün hesabını mutlaka soracaktır.
Değerli Türkan Hoca'larımıza tekrar sonsuz teşekkürler.
