• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 30 °C

Sadece Mevlânâ Yılı mı?

Sadece Mevlânâ Yılı mı?
Mevlânâ yılını değerlendirebildik mi? Taşkın Savaş'a göre bir Mevlevi ayini bestelemeli, Tuğrul İnançer'e göre Çağrı ayarında bir film yapmalıydık.

Emeti Saruhan


2007'nin sona ermesiyle, Unesco'nun Mevlânâ'nın 800. doğum yılı nedeniyle ilan ettiği “Mevlânâ ve Hoşgörü” yılını da acısı tatlısıyla geride bırakıyoruz. Yıl boyu Mevlânâ'yı anmak ya da anlatmak amacıyla, başta Kültür Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi olmak üzere pek çok kurum ve kuruluş tarafından, yurtiçi ve dışında çok sayıda etkinlik yapıldı.
Geniş yer tutan Tasavvuf musikisi konserleri ve sema gösterilerinin yanı sıra sempozyumlar ve paneller gerçekleştirildi. Mevlânâ konulu el sanatları, şiir ve hikaye yarışmaları ile spor müsabakaları düzenlenirken, sanatçılar heykel, resim, fotoğraf ve tezhip sergileri ile Mevlânâ'nın kendilerindeki izdüşümünü anlattılar. Yayınevleri çok sayıda kitap bastı.

 

HER YERDE SEMA

 

Mevlânâ yılı aynı zamanda “ticari bir fırsat”tı, tepe tepe kullandık. Otellerde müşterileri karşılayan teşrifatçılara Mevlevi kostümü giydirmekten tutun da, adı Mevlânâ olan lokantaların vitrinine dönen manken mevlevilere, Çin işi Mevlânâ heykellerinden, ne işe yaradığını anlayamadığımız dönen robot mevlevilere kadar her şeyde kullanıldı. Zaman zaman bu yılın Türkiye'nin tanıtımı için de bir fırsat olmasını abartıp, garabet organizasyonlara imza attık. Dekolte giyinmiş sanatçıların, cinsellik çağrıştıran dansları eşliğinde sema yaptığımız bile oldu.

 

MEVLANA MÜSLÜMAN MI?

 

Daha da vahim olanı, bilerek ya da bilmeyerek, Mevlânâ'nın dini ve felsefi boyutunun, İslam'la olan ilişkisinin göz ardı edilmesiydi. Tasavvuf üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. William Chittick, verdiği bir ropörtajında Batı'nın, Mevlânâ'nın adını İslam'la anmaktan korktuğunu söylemiş, aynı durumun Türkiye için de kısmen geçerli olduğunun altını çizmişti. Chittick'e göre birçokları için Mevlânâ, Ortadoğulu bir şairden ibaret. Kültürlerarası Diyalog Platformu'nun Avrupa Parlamentosu'nda düzenlediği bir panelde ise Mevlânâ'nın evrensel öğretilerini benimsemek için Müslüman olmanın gerekmediği anlatıldı. “Eğer bir Protestan Mevleviliği benimserse daha iyi bir Protestan, eğer bir Katolik Mevleviliği benimserse daha iyi bir Katolik olur” mesajı verildi.

NE OLURSAN OL GEL, AMA ÖYLE KALMA

 

İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Müdürü ve Tasavvuf ve Mevlana kültürünü en iyi bilen isimlerden biri olan Ömer Tuğrul İnançer 2007 Mevlana yılında yapılan çalışmaların iyi niyetli ancak yetersiz olduğunu düşünüyor.

 

TERCÜME ÜZERİNE HÜKÜM

 

İnançer'e göre bu yıl iyi yapılan organizasyonlar da vardı, Mevlana'yı İslami boyutundan soyutlamaya çalışan bazı organizasyonlar da. İnançer bu durumun tercümeler üzerine hüküm inşa etmemizden kaynaklandığını ifade ediyor. “Mevlana'nın 'Gel' diye bildiğimiz sözü aslında 'baza' diye başlar. Farsça 'Geri gel' demektir. Ama biz, 'gel, ne olursan ol gel' derken, 'gel, kendi halinle kal, burayı da kokut' diyoruz. Çünkü tercüme üzerine inşa ediyoruz. Mevlânâ'da Kur'an'dan, Resulullah Efendimizden hariç bir tek nokta göstersinler, ben bütün sözlerimi yalarım. 'Benim mesnevim birlik dükkanıdır, içinde birden gayrı ne görürsen puttur' diyor. 'Ben peygamberin ayağının tozuyum, canım tenimde oldukça Kur'an'ın sadık kölesiyim' diyen bir zata başka türlü yakıştırmalar yapmak, insanların kendi kabahatlerine bir büyük zatı perde yapmak istemelerinden kaynaklanıyor. Kendi ifadesiyle 'benim hakkımda bundan başka söz söyleyen olursa, söyleyenden de sözden de şikayetçiyim' diyor. Onun şikayetçi olması sadece ahirete kalmaz, bu dünyada da rezil olurlar.”

 

MEVLANA BİLDİĞİNİZ MEVLANA DEĞİL

 

İnançer, Hz. Mevlânâ'nın ayininin serbest olmasından dolayı çok popüler olduğunu anlatıyor. “Mevlânâ, Hacı Bektaş ve Yunus gibi büyüklerimiz herkesin ağzında sakız ettiği kadar değildir. Başka pek çok büyüğümüzü kimse bilmiyor. Dolayısıyla İslam'ın kendi zatındaki hoşgörüyü, daha doğrusu herşeyin hoş olduğunu belirtilmesini Hz. Mevlânâ yeni icad etmiş gibi gösteriliyor. Hz. Mevlânâ 'Benim peygamberimin yolu aşktır' diyor. Yani aşkını da peygamberimizden almıştır.”

 

ÇAĞRI GİBİ BİR FİLM YAPILMALIYDI

 

İnançer 1973 yılının da dünya Mevlana yılı olduğunu hatırlatıyor. “1973 yılı Hz. Mevlânâ'nın 700. Vuslat yılı nedeniyle yine Unesco tarafından Dünya Mevlânâ yılı ilan edilmişti. Bu sanki hiç olmamış gibi bir 2007'dir gidiyor. 2007'de yapılanlar elbette yeterli değil. Çağrı seviyesinde bir film yapılmalıydı. Hz. Mevlânâ ile ilgili kütüphane raflarında eski Türkçe ile yazılmış fevkalade kıymetli büyük araştırma eserleri var, nice şerhler var. Bunların hepsinin çevrilmesi lazımdı. Türkiye'nin bir çok vilayetinde ve kasabasında, dünyanın bir çok noktasında ayin yapmış olmak güzel bir şey ama yeterli mi? Bence hayır. Kültür Bakanlığı'nın ayin organizasyonları mevcudun en iyisiydi

 

ULULARIMIZLA DALGA GEÇMESİNLER

 

Yerel ve etnik müzik alanındaki çalışmalarıyla yakından tanıdığımız usta musiki hocası Taşkın Savaş, Mevlânâ Yılı'nı değerlendirdi. Savaş'a göre bu yıl için Türkiye'nin tek “Türk Musikisi Nazariyatı ve Usulleri” kitabının yazarı İsmail Hakkı Özkan gibi ustaların kapıları çalınarak, yeni bir Mevlevi ayini ve Mevleviliği saf bir dille anlatan şiirlerden Mevlevi ilahileri yapılabilirdi. Mevlana'yı anlatan, üzerinde ciddi olarak çalışılmış bir film, ya da belgesel çekilebilirdi. Savaş, Kültür AŞ. tarafından Dede Efendi'nin ayinlerinin CD haline getirilmesinin önemli bir çalışma olduğunu da belirtti.

 

İŞ TİCARETE DÖKÜLDÜ

 

Savaş, nişan, düğünlerin tasavvuf müziği ve sema ayini ile yapılması gibi bir piyasa oluştuğunu ve işin ticarete döküldüğünü söylüyor. “Sultanahmet'te çay bahçelerinde dönüyorlar, ücret karşılığı. Bu ulu orta heryerde yapılmaz. Tasavvuf bir yaşam ve terbiye biçimi. Kadın erkek sema gösterisi yapılıyor, bunu kabul edemeyiz. Bayan postnişin olmaz, tıpkı imam, haham ve papaz olamadığı gibi. Ayinde sadece erkekler vardır. Neden o ulunun kurduğu gibi olmuyor? İşin içine kadın girince Hz. Mevlânâ'nın başı göğe mi erecek? Transparan semazenler, mankenlik yarışmalarında semazenler, bunlar çok çok çirkin şeyler. Tıpkı karikatür krizi gibi. Biz kimsenin peygamberi ile, ulu insanı ile dalga geçmedik. Niçin bizimle dalga geçiyorlar. Bunları yapanlar Hz. Mevlânâ ile bir diyalog kuramazlar. Hz. Mevlânâ adına bir şey yaptım da demesinler.”

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.