• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 17 °C
  • Antalya 27 °C

Mesnevi, Mevlana'ya ilgiyi artırdı

Mesnevi, Mevlana'ya ilgiyi artırdı
Sakarya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Karakuş: Mesnevi'nin batı dillerine çevrilmesi Mevlana'ya ilgiyi artırdı, Yunus'un da eserleri çevrilmelidir.

SAKARYA -Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rahmi Karakuş, Mevlana'ya yurt dışında gösterilen ilginin nedeninin Mesnevi'nin batı dillerine çevrilmesi olduğunu söyledi. Karakuş ''Yunus'u duyuramıyoruz. Çünkü Yunus'un hiçbir eseri batı dillerine çevrilmedi'' dedi.

Sakarya Özel İdaresi Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen 'Mevlana'da insan olmak' konulu söyleşide konuşan Prof. Dr. Karakuş, Mevlana'nın evrensellikle ilgili olmayan hiçbir deyişi olmadığını kaydetti.

 

Mevlana'nın 'Satrancı öyle oyna ki, 700 yıl sonra şah mat diyebil' sözünü hatırlatan Karakuş, Mevlana'nın bugün Batı'da kitabı en çok satan Türk düşünürü olduğunu belirtti. Karakuş şöyle konuştu: ''Biz Mevlana'nın 700 yıl sonrasını yaşıyoruz ve o dünyanın dört bir yanında 'Şah mat' diyor. Kazanamadığı hiçbir topluluk yok. Evrensellik, bütün bir dünyaya açık olmak sözde kolay, uygulamada ise son derece zor. 'Tanrıyı gönlümde buldum' diyor. Ne Kabe'de, ne Kandahar'da, ne de Hindistan'da... Hiçbir yerde değil. Allah sadece insanın gönlündedir. Yani 'Tanrı bir fark ediştir' diyor. 'O, hayatı fark ederek yaşayan insanın içindedir' diyor.''

 

Mevlana'nın insana, hayatı, aşkı ve aklı aşan bir yaşayışı teklif ettiğini ifade eden Prof. Dr. Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Mevlana'nın hayat ve aşktan sonra önemsediği şeylerden bir tanesi aklı aşmaktır. Genellikle Mevlana'nın akla düşman olduğu, akla karşı çıktığı söylenir. Ben aynı kanaatte değilim. Mevlana, aklın geçilmesini ister. Çünkü akıl hayata uygun değildir, akıl kıyasla çalışır, sabiti arar. Sabitliklerde var olabilir. Oysa hayat Mevlana'da sürekli akıştır, sürekli yenileniştir. Her dem yeniden kainat kurulur Mevlana'nın deyişiyle. O insanın hikayesini anlatır. Bunu bulabildiği her malzemeyle çeşitlendirmeye çalışır. Mesnevi tevhit çarşısı demektir. Bu her şeyin bulunduğu çarşıda, bir şey yakalanmaya çalışılır. Her şeyle hayat anlatılmaya çalışılır. Bunu anlatırken, hayatın ne olduğunu, Kur'an'ın ne anlattığını, Peygamberin nasıl yaşadığını, insanın huylarının neler olduğunu, dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü bildirerek, farkına vardırmaya çalışır. Mevlana hayattan kopuk değildir. O hayatın içindedir. Mesnevi, hayatın fotoğrafını sunar bize.''

 

Batı dünyasında mistisizme büyük ilgi duyulduğunu, son 200 yıldır mistik alana ilginin had safhada olduğunu anlatan Karakuş, ''Ama Batı dünyası bizim mistisizmimizi bilmiyor. Batının bildiği mistisizm daha çok Uzak Doğu mistisizmidir. İslam'a karşı korkular yüzünden batı dünyası, bizim mistisizmimizden uzak durmuştur'' diye konuştu.

 

''Biz hiçbir sufimizi yeterince duyuramadık. Mevlana'nın duyurulmasının sebebi biz değiliz. Mevlana'ya dışarıdan ilginin sebebi, Mesnevi'nin Batı dillerine çevrilmesidir." ifadelerini kullanan Karakuş, şöyle dedi: "Yunus'u duyuramıyoruz. Çünkü Yunus'un hiçbir eseri batı dillerine çevrilmedi. Üstelik Yunus'ta görsel hiçbir şey yok. İnsanlar gördükleri şeylerin peşine takılıyorlar birinci derecede. Sonra duyurmak gerekiyor. 'Göz akıl için, kulak ruh için çalışır' derler. Semanın her iki özelliği de var. Bu yüzden sema, kendimizi anlatmak, birikimimizi anlatmak bakımından çok güzel bir vasıta.''

 

Türk toplumunun önemli bir bölümünün, "Batı iltifat ettiği için Mevlana'ya iltifat ettiğini' savunan Karakuş, ''Batı toplumu iltifat etmese, biz iltifat etmeyiz ki. Neden, çünkü bizim referanslarımız değişti. Bizim itibara alma ölçümüz kendimiz değiliz. Bundan kurtulamadığımız müddetçe üzerinde durduğumuz zenginlikleri kullanamayacağız, değerlendiremeyeceğiz, onlara zenginlik gözü ile de bakmayacağız'' ifadelerini kullandı.

 

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.