• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 2 °C
  • Antalya 12 °C

Marka yaratmak: Empati yapmak.

Mehmet Çelik

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Marka yaratmak
Profesyonel yaşamdan turizm sektöründe kendi işime geçtiğim zaman konuyla ilgili hemen hiç bir şey bilmiyordum
Ancak çok doğru bir düstur seçtim kendime: Empati yapmak.
Misafir gözüyle bakmaya çalıştım

BEN BU İŞLETMEYİ NEDEN TERCİH EDEYİM?

Öyle ya, yanyana birbirinin aynı bir çok işletme var.
Beni onlardan ayıran bir şey olmalıydı.
Aklıma o zamanlar çok trend olan bir kitap geldi. MOR İNEK
Kitabı tekrar okudum.
Ben kahverengi, beyaz ya da siyah değil MOR İNEK olmalıydım.
Ancak böyle onlardan farklı olabilirdim.
İyi de mor inek nasıl olacaktım.
Öncelikle Alaçatı eski bir Rum köyüydü. Konseptim Rum/ Greek konsepti olmalıydı.
Şansım, benden önce kimse bariz bir şekilde bu konsepti seçmemişti. Benden sonra ya hiç kimse bu konsepti seçmeye cesaret edemedi, ya da kötü kopyalar oluştu
Taklit aslını yüceltir. 1-0 önde başlamıştım maça.
Tabi ki bulunduğunuz lokasyona göre onlarca konsepte yaratabilirsiniz.
Ancak konseptinizi doğru seçmelisiniz.
Bunun çok iyi bir örneğini yaşadı Alaçatı.
Bir restaurant Alaçatı gibi buram buram Ege kokan bir lokasyonda Latin bir restaurant açtı.
İçeride Hawaii müziği çalıyor, kapıda Hawaii dansı yapan ve o kıyafetlerde 2 kadın dans ediyordu.
Menü ağır et yemeklerinden oluşuyordu. Yaz günü o sıcakta çok fazla kişinin tercih etmeyeceği ağır yemekler. Tabi ki sonu hüsran oldu. Çünkü konsept yanlıştı.
İşletmelerimde asla Greek müzik dışında bir müzik duyamazdınız. Çünkü marka yaratmak bir bütündür ve asla taviz verilmemelidir.

Diğer önemli bir konu da marka' dır.
Marka konseptinize tamamen uygun, akılda kalıcı ve özgün olmalıdır.
Özgün olmalıdır çünkü aksi takdirde marka tescili alamazsınız.
İşletmemizi açarken belki en zorlandığımız şey marka oldu. Ailecek onlarca isim ürettik ama hiç biri içimize sinmedi.
Sonunda madem Greek konsepti olacak, madem ki Ege' yi yansıtacak Sardunya olsun dedik.
Logomuzu çizdirdik. Yüzlerce broşür, el ilanı, karvizit bastırttık. Tabelamızı özene bezene yaptırttık.
Açıldığımızın ertesi günü 2 avukat geldi restaurantımıza. Müvekkillerinin bu markanın sahibi olduklarını, asla bu markayı kullanamayacağımızı söylediler.
Beynimizden vurulmuşa döndük. Yalvardık, yakardık, nafile.

Onca uğraş, onca paramız boşa gitti.
Bize bil yol gösteren yoktu ki. Bir danışman tutmayı da akıl edemedik. Ne bilelim biz tescil edilmiş bir markayı kanunen kullanamayacağımızı.
Neyseki bir aile dostumuz imdadımıza yetişti. Madem ki Greek konseptini taşıyor, o ve mutfağı tercih ediyorsunuz adınız Sardunaki olsun dedi. Bu ismi çok beğendik. Gerçi bir anlamı yoktu ama bizi çok yansıtıyordu.
Kimsenin kullanması olanaksızdı.
Yıllar sonra google da arama yaparken Bozcada' da bir işletmenin adımızı kullandığını öğrendik.
Şimdi itiraz sırası bizdeydi. Markamızın taklit edildiği çok netti. Tabi ki avukatımız gerekeni yaptı.
Herşeyi bilmemiz olanaksız .
Onun için bir danışmanla çalışmak het zaman en ekonomik çözümdür.

Devamı haftaya

Bu yazı toplam 1093 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.