İZMİR- Yusuf Ustanın lezzet sofrası, İstanbul'dan epeyce uzakta, yolunuz düşerse, Alaçatı'da… Ama yemeklerine kattığı içtenliğinin kokusu buradan duyuluyor. Sakız Ada'sının hemen karşısında sakızlı soğan yahni yedikten, sakızlı muhallebinin tadını keşfettikten sonra sakızlı kahve içmesi başka oluyor.
Henüz ecnebi tabirle fes-fud denilen abur cubur atıştırma duraklarının keşfedilmediği zamanlar. Kimi esnafın, işyerini bir elinde sefer tasıyla işyerini besmeleyle açtığı, kimilerinin de bir esnaf lokantasında 'pilav üstü kes' ile öğle vaktini geçirdiği sıralar… Bir başkadır o dönemlerde yan dükkandaki komşunla, komşu masada yemeğini yemek. O küçük lokantalarda az pilav istemenin, yemeğin ardından lokantanın ikramı çayı içmenin bir adabı vardır… Bugün cadde üzerindeki ferah ortamlarını, büyük restoran zincirlerine kaptırsalar da, ara sokaklarda ve küçük kasabalarda varlığını sürdürüyor esnaf lokantaları…
İzmir'e yolunuz düşerse
İzmir, Alaçatı girişindeki 'Yusuf Usta' da Anadolu'nun şirin kasabalarındaki esnaf lokantalarından biri, Yusuf Çelik'in ekmek teknesi… Askerlik için Menemen'e gelen, bir daha geri dönmeyen Elazığlı Yusuf Çelik'in seyyar ızgara tezgahıyla başlayıp, ev yemekleri konusunda uzmanlaşıp, bugün 30 masalı koca bir lezzet sarayına dönüştürdüğü bir mekan burası… Lokantanın tabelasının altından içeri süzülünce sol yanımızda boylu boyunca sıralanan zeytinyağlılara ve et yemeklerine geçmeden kısaca hikayesini anlatalım Yusuf Usta'nın. İzmir'in, Elazığ'dan bir ömürlük mesafe kadar uzak olduğu vakitlerde askerlik için Menemen'e gelen Yusuf Çelik, 7 bin kişinin içinden ahçı olarak seçilince öğrenmiş Ege mutfağını…
Her şeyi 'terbiyeli'
12 yaşından beri yaptığı mesleğinde biriktirdiği deneyimlerini, Ege'nin nefis zeytinyağlılarına baharat niyetine katıp lezzeti katlayan Yusuf Usta, özellikle ot ve et yemekleri konusundaki maharetlerini İzmirlilere ezberletmiş. Yaz aylarında Ege'nin sayfiye cenneti Çeşme'yi dolduran yerli ve yabancı turistler, Yusuf Usta'nın lezzetlerini tatmadan edemiyormuş. Çünkü Yusuf Usta'nın şevket'i bostan, enginar, ıspanak, kereviz, mantar ve taze fasulye gibi birbirinden leziz ot yemeklerinin şöhretini duyan İzmir'den bile gelirmiş. Yusuf Usta'nın maharetleri elbette ot yemekleri ile sınırlı değil. Adı esnaf lokantası olsa da işine büyükşehirlerdeki birinci sınıf kaliteyi aratmayacak özeni gösteren ustamızın yemeklerde kullandığı etler ise tümüyle kendi yetiştirdiği hayvanlara ait. Bu yüzden et yemekleri lezzetliymiş.
Yememek ve içmemek elinizde değil!
Tüm bunların yanında biraz da benim “tok karnıma” tattığım lezzetlerden bahsetmek istiyorum. Ben tadımlık niyetine Yusuf Usta'ya özgü çorba ve kuzu tandırla yetindim. Ama gözümün, tavuk çıtır kapamada,tas kebabında, incik ve kuzu kapamada, güveçte, saray ve sebzeli kebaplarda kaldığını itiraf edeyim. Hemen yanı başınızda mis gibi pide kokusunu duyup, tok olmak ise ayrı bir eziyet, bunu da söylemeden geçmeyeyim. Ama tüm bunların acısını tatlıdan ve Yusuf Usta'nın meyve hoşafından çıkardım.Yusuf Usta'nın kendi imalatı olan sakızlı muhallebiden istediğiniz kadar yeseniz de doymuyorsunuz. Yine Yusuf Usta'ya özgü, ana maddesi ayva olan, kayısı, kivi, karadut, portakal ve kabuğu gibi 12 çeşit meyve karışımıyla yapılan meyve kompostosunu içmemek için tok olmak da yeterli bahane olamıyor. Sakızlı muhallebinin ardından içtiğimiz sakızlı sade kahve, midemizde biraz yer açınca, fıstık ve ceviz sarma ile burma tatlıdan da tattığımızı belirteyim.
Yusuf Usta Tel: 0232 716 88 23