İSTANBUL- Geçtiğimiz ağustos ayında kruvaziyer turizminde limanlarımıza uğrayan 203 gemiyle önemli bir eşik aşıldı. Pademiyle başlayan nitelikli eleman arayışı ise sürüyor. Kaptanından eğitimcisine ve yatırımcısına kadar sektörün paydaşlarına deniz turizminin geleceğini sorduk
Seyhan Akıncı - Ege’den Akdeniz’e, Marmara’dan Karadeniz’e denizlerimizin adını saymak bile uzun... İş o denizlerde ekmek teknesinin büyümesine gelince anlıyoruz ki hâlâ gidecek yolumuz var. Pandemi birçok sektörü olduğu gibi denizciliği de etkilemiş durumda. Pademide denizcilik sektöründen ayrılan nitelikli elemanlar başka sektörlere geçiş yaptı ve bu alanda önemli bir eleman açığı varlığını sürdürüyor. Limanlarımızda yaşanan hareketlilik ise umut verici. Kruvaziyer turizminde ağustos ayında 203 gemiyle yılın en fazla seferi yapılırken, 357 bin 646 yolcu sayısıyla da rekor kırıldı. Ocak-Ağustos döneminde Kuşadası limanı 400 kruvaziyer gemi ile en fazla kruvaziyer geminin uğradığı liman oldu. Kuşadası limanını; 168 kruvaziyer gemi ile İstanbul limanları ve 76 kruvaziyer gemiyle Bodrum limanı takip ediyor. Peki bu rakamlar bize ne söylüyor? Deniz turizmi gençlere kariyer yolculuğunda neler vadediyor? Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Yücelen, Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği üyesi kaptan Kadem Dursun Demirtaş ve Turizm Otel Yatırım Danışmanı Orhan Genceli ile konuştuk.
Haberin Devamı
Orhan Genceli: Eğitimli personel arzı talebin gerisinde
- Türkiye’de ve dünyada kruvaziyer turizmi yükselişte. Bu yükseliş, alanda çalışacak insan ihtiyacını da ortaya koyuyor. Türkiye’de bu alanda çalışan ya da iş arayanlara dair güncel veriler var mı?
Dünyada kruvaziyer turizmi her yıl çift haneli büyüyor. 2024’te dünya genelinde yaklaşık 35 milyon yolcu kruvaziyer seyahati yaptı. 2025’te rakamın 37.7 milyona ulaşması hedefleniyor. Türkiye’de limanlarımızda hareketlilik artsa da istediğimiz kapasiteyi yakalayabilmiş değiliz. İstanbul Galataport, Kuşadası ve Bodrum bu alanda öne çıksa da kruvaziyer yatırımları hâlâ sınırlı. Royal Carribean, Princess gibi global firmaları Avrupa main portlarının İstanbul Galataport’a taşıması beklentilerimiz devam ediyor. Turizmde meslek liseleri ve üniversitelerde yönetici yetiştiren bölümler olsa da Türkiye’de kruvaziyer deneyimi yurt dışı merkezli olduğundan, yetişmiş insan kaynağı istenen seviyede değil. Resmi veriler net değil ama sektörün içindeyiz, görüyoruz: Türk gençlerinin alana ilgisi çok yüksek ancak eğitimli personel arzı talebin gerisinde. Yani kruvaziyer büyüyor ama biz insan kaynağında ‘gemiye geç binmiş’ durumdayız.
Haberin Devamı
- Peki, bu sektörde çalışmak isteyenler ne yapmalı? Aranan özellikler neler?
Aslında Türk misafirperverliği ile yetişmiş her gencin bu sektörde başarılı olma şansı var. Bu iş için kurumsal disiplin, güçlü iletişim ve hizmet bilinci çok önemli. İngilizce kesinlikle olmazsa olmaz, ikinci bir yabancı dil ise iş bulma şansını artırıyor. Uzun süre evden uzak kalmaya uyum sağlamak, takım çalışmasına yatkın olmak ve güler yüzlü olmak en temel şartlar.
“En büyük açık servis ve mutfakta”
- En çok hangi alanda eleman ihtiyacı öne çıkıyor?
Kruvaziyer gemilerinde mutfaktan housekeeping’e, eğlenceden teknik servise kadar geniş bir skala var. Şu anda en büyük açık servis ve mutfak bölümlerinde. Ayrıca yat turizminde nitelikli teknisyen, aşçı ve kaptan yardımcısı bulmakta ciddi sıkıntı yaşanıyor. Türkiye’de kruvaziyer personeli denince akla genellikle operasyon geliyor ama aslında bir otelin tüm hizmet kadrosu, teknik ekip, kaptan köşkü ekibi düşünülmeli. Doğru eğitim ve sertifikasyona sahip olanlar için hemen her pozisyonda iş bulma imkânı var.
Haberin Devamı
- Yurt dışında kariyer imkânı var mı?
Kesinlikle var. Kariyerim bunun en iyi örneklerinden. Beş yılı kruvaziyer gemilerinde olmak üzere yaklaşık 18 yıl yurt dışında çalıştım. Cruise gemilerine ilk başvurumu 1998’de internet üzerinden yapmıştım. O zaman Google bile yoktu. Kruvaziyer turizmi aslında Türk gençleri için bir pasaport niteliğinde. Dünya denizcilik şirketleri 1980’lerden bu yana Türk çalışanlarını disiplinli, çalışkan ve misafir odaklı buluyor. Hatta birçok markada Türk kökenli üst düzey yöneticiler görev yaptı. Yeterli yabancı dil bilgisi ve sertifikayla kapılar çok hızlı açılıyor.
- Kadın-erkek dağılımına baktığımızda nasıl bir tablo görüyoruz?
Türkiye’de hâlâ erkek ağırlıklı bir tablo var; fakat dünyada kadın çalışan oranı hızla artıyor. Özellikle servis, misafir ilişkileri ve eğlence bölümlerinde kadın çalışanlar tercih ediliyor. Bu sektör, kadın istihdamı için önemli bir fırsat alanı. Özellikle genç kadınlarımızın denizcilik kariyerine yönelmesi sektörün gelişimi açısından da değerli olacaktır.
Haberin Devamı
“Yat turizmi Türkiye turizminin prestij sahnesi”
- Yat turizmindeki eleman açığından söz ettiniz. Türkiye’de yat turizmine baktığımızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Akdeniz çanağında Yunanistan ve İtalya yat turizminde başı çekiyor. Türkiye ise özellikle Bodrum, Marmaris, Göcek hattında hızla yükselen bir destinasyon. Ancak yat personelinde ciddi bir açık söz konusu. Kaptanlarımız var ama steward, aşçı ve teknik ekipte büyük sıkıntı yaşanıyor. Bu nedenle meslek liseleri ve turizm okullarında yatçılığa özel bölümler açılmalı.
- Yatlarda çalışmak isteyenler nasıl bir yol izlemeli?
Denizcilik sektöründe çalışabilmek için belirli belgelere sahip olmak gerekiyor. Gemi adamı belgesi, can güvenliği eğitimleri (STCW), ilk yardım sertifikaları gibi belgeler başvurularda büyük avantaj sağlıyor. Sonrasında yabancı dil ve güçlü referanslar fark yaratıyor. Staj programları da çok önemli: Bir gemide ya da yatta staj yapan gençler işin mutfağını öğreniyor, deneyimli profesyonellerden eğitim alıyor ve hızla ilerleyebiliyor. Burada en kritik nokta, ‘ilk gemiye binmek’. Bir kez sektöre giriş yapıldığında kariyer hızlı ilerliyor.
Haberin Devamı
- Yat turizminin geldiği nokta sektörü nasıl şekillendiriyor?
Yat turizmi aslında lüks turizmin vitrini. Ancak hâlâ niş bir segmentte kalıyor. Türkiye’nin markalaşması için çok önemli çünkü mega yatlarla gelen misafirler ülkenin üst segment imajını da belirliyor. Bu alan büyüdükçe hizmet kalitesi artacak, personel standardı da buna göre yükselecek. Yani yat turizmi sadece niş bir alan değil, Türkiye turizminin prestij sahnesi. Burada stratejilerimizi doğru kurmalı, sadece yat limanlarını değil, limandaki lüks hizmetleri ve personel kaynağını da planlamalıyız.
Doç. Dr. Murat Yücelen: Deniz turizmi eğitim programları kısıtlı
Turizm hizmetleri ve faaliyetleri açısından dünyada sayılı ülkeler arasındayız, birçok farklı turizm türünü sunabilen nadir bir ülke konumundayız. Sektörü çeşitlendirme yolunda büyük adımlar attık; sağlık turizmi, kış turizmi gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydettik. Ancak ilginçtir ki genel olarak deniz turizmi özelinde de yat turizmi alanında, İtalya, İspanya, Hırvatistan, Yunanistan gibi direkt rakiplerimizi hep geriden izledik; bu alanda mevzuat, altyapı, yatırım ve tanıtım faaliyetlerimize ancak yakın dönemlerde önem vermeye başladık. Yat turizmi, yatlarda çalışanlar için mevsimsel bir etkinlik olarak görülse de marina işletmeciliği, çekek yerlerinin kiralanması, bakım-onarım-tamirat gibi tüm yıla yayılan yönleri de var. Profesyonel şirketlerimiz sezon dışında da faaliyetlerine devam ediyor. Diğer yandan yat turizmi alanının gelişim ve büyümesi ile paralel olarak sektöre eleman yetiştirilmesine yönelik aynı oranda eğitim altyapısının gelişmediği notu da düşülmeli. Örneğin otel ve konaklama alanına eleman yetiştiren eğitim programlarımız geniş kapasiteli, yaygın ve bilinirliği yüksek iken, deniz turizmi alanına yönelik eğitim programları hem kısıtlı sayıda hem de gençlerimiz tarafından pek bilinmemekte. Dolayısıyla yat turizmi bir kariyer fırsatı olarak akla gelmemekte. Halbuki yüksek potansiyele sahip bu alan, nitelikli eleman eksikliği olduğu için gençlerimize değerli bir kariyer fırsatı sunmakta. Kısacası, yat turizmi alanında söz sahibi olmak istiyorsak sektörü yalnızca fiziksel açıdan geliştirmekle kalmayıp, sektöre yönelik uzman elemanlar yetiştiren eğitim programlarının yaygınlaşması ve tanıtımına da önem vermeliyiz.
Kaptan Kadem Dursun Demirtaş: Dolarla iş var diye insanları kandırıyorlar
Sektörde çalışmak isteyenlerin alanla ilgili okullarda eğitim alıp ilerlemeleri daha sağlıklı olur. Türkiye’de yat kaptanlığı belgesi verdiğini iddia eden kurslar var. 25 günlük kurslarda 149 groston yat kağıdı veriliyor. Bu kurslarda dolar, euro karşılığı iş bulabileceklerini söyleyen ilanlarla katılımcıları kandırıyorlar. Ama olan kazaları da görüyorsunuz. Bunların hepsi bilgisizlikten. 49 TL’ye verilen bir evrak var, herkes amatör yat kaptanı diyor ama o evrakta yat kaptanı ibaresi yoktur, amatör denizci belgesidir o. Biz beş yılda bir evraklarımızı yeniliyoruz, iki yılda bir sağlık muayeneleri oluyoruz 49 TL’lik bir evrakla bizim evrağımız bir değil. Marina ve yakıt fiyatları yükseldi tekne sahipleri bu şartlarda tekneye binme taraftarı değiller. Bu yüzden yat kaptanlarının yüzde 60’ı işsiz. Normalde yat kaptanları yaz-kış çalışırlar. Yatlarda kaptanlar hariç gemiciler, hostesler, aşçılar, ve makineciler çalışır. Bu yatın ebatlarına göre değişir. 20-25 metrelik bir teknede en az üç personel olur. Geri kalan 25 metre teknelerde dörtten sekize kadar çıkıyor. 25 metre üstüne çıktığında makinecisinden aşçısına kadar hepsi olmak zorundadır.
Denizcilik eğitimi veren lise ve üniversiteler
Denizcilik alanında kariyer yapmak isteyen gençler için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın sitesinde Denizcilik ve Mesleki Teknik Anadolu Liselerinden Denizcilik ve Ulaştırma Yüksekokullarına, Denizcilik Meslek Liselerinden Denizcilik Fakültelerine eğitim kurumları sıralanıyor. Diğer yandan MEB onaylı kurslar ve uzun yıllardır bu alanda eğitim veren özel kurslar da sektöre giriş yapmak isteyenler için önemli adresler olarak öne çıkıyor.



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.