Milletvekillerimize TBMM yazılı kırmızı plaka verilecekmiş. Meclis Bakanı bu ihtiyaç için derhal bir çalışma başlatmış. Ağlanacak halimize gülmek geliyor içimden. İnşallah zamansız ve yanlış olduğunu anlarlarda vazgeçerler. Yok görevlerini ettikleri yeminin gereklerine uygun yapsalar o kadar da olsun derim kritik etmem belki. Milletin vekili olmak çok yüce bir görev. Ama bu hali ile değil tabii.
Başbakan İstanbula gelir. Trafik allak bulak. Bir polis ordusu arkasında. Camiye gider. Bir polis ordusu kapıda bekler. Yollar tutulur. Abartmanın alası. Emniyet müdürü göze girecek. Ama adamlar seviyor şatafatı, gösterişi müdür ne yapsın. Bazıları bu şatafatı farklılığı şimdi kendileri içinde istiyorlar. Aynı şey şimdi 550 milletvekilimiz için geçerli olacak.. Bu işler böyle başlar. Önce kırmızı plaka, arkadan her birine şöför sonra sirenli eskortlar. Onlar içinde yol kesmeler. Yapılmak istenen arap ülkelerindeki devlet terörünü yaratmak. Bir nevi sivil faşizm bu. Sirenler, eskortlar, yol kesmeler. Bina tepelerinde keskin nişancılar. Bir zamanlar Iraktaydım. /0li yıllar. Saddam ikini, El Bekr birinci adam. Yollarda vızır vızır eskortlu sirenli arabalar. Her seferinde titizleniyorum Saddam mı geçiyor diye. Mihmandarım aldırmıyor yok diyor. Müsteşarlardan biridir diyor. Devlet terörü bu galiba.
Memleket kriz sancısı çekiyor. İşsizlik diz boyu. Sanayi yaşam şavaşı veriyor. İnsanlar yarınlarından endişeli. Memleketin meselelerini halletsin diye yolladığımız vekillerimiz kırmızı plaka derdinde.. Umurlarındamı dünya diyesi geliyor insanın. Ballı börekli imkanları yetmiyor. Tatlı emeklilik hakları yetmiyor. İlla ki kırmızı plaka.
Dikkat edin muhalefetten de bu konuda tık yok. Belli ki o havayı onlarda istiyor. Komşuda pişer bize de düşer zihniyeti. Almanyaya işçi olarak giden yurttaşlarımızın yurda tatil için geldiklerindeki gösterişleri gözümüz önüne geliyor. Altlarında son model alman arabaları, ellerinde transistörlü radyoları köylerinde hava atan gurbetçilerimiz. Giderek onlar bile bu işin komikliğini anladılar. Artık öyle manzaralar yok.
Amaç vatandaşın içinde olmak mı? Yoksa ondan farklı olmak mı? Meclise bisikleti ile giden milletvekillerinin bulunduğu batı dünyası geldi gözümün önüne. Yanımdaki masada arkadaşı ile yemek yiyen Lüksemburg Başbakanı geldi aklıma. Libyada o zaman ki başbakan Callud ile aynı lokantada yemek yedim. Ne koruması vardı ne keskin nişançıları. Bunlar farklı olmak istiyorlar. Hal ve tavırları , kültürleri ve yakalarındaki kocaman rozetle yaratamadıkları saygıyı kırmızı plakada arıyorlar herhalde. Ne diyelim. Bari plakanın rengini değiştirelim. Siyah olsun.
- 14:00 - Akseki'nin Çimili Keçi Peyniri Coğrafi İşaretli oldu
- 13:00 - IIFF'nin bu yılki teması: “Sürdürülebilirlik"
- 12:00 - Dünyanın en iyi 100 şehri içinde İstanbul yer aldı
- 11:00 - Marsilya’da 1 Euro’ya gurme yemekler yiyebilirsiniz!
- 10:00 - Turistik Tuz Ekspresi 10 bin ziyaretçiyi Çankırı’ya taşıdı
- 09:00 - 2026'da iş seyahatleri ve MICE nereye gidiyor?
- 08:00 - Noel tatilinin gözdesi Antalya'ya Alman ve Rus akını
- 07:00 - Antalya'ya 1 milyar 350 milyon TL'lik dev otel yatırımı geliyor
- 06:00 - Karavanla denize sürüklenen Rus turistler kurtarıldı
- 05:00 - Üç otel Conde Nast Johansens üyeliğine kabul edildi
- 04:00 - Avrupa turizm devinin 2026 rotasında Antalya öne çıkıyor
- 03:00 - Mustafa Kemal Atatürk’ün Bilecik’e gelişi canlandırıldı
- 02:00 - Londra'ya turist vergisi getirilmesi bekleniyor
- 23:00 - Dünya Kupası kuraları Washington'da çekildi
- 22:00 - Gov4 Green Med Projesi Hibe ile Antalya'yı rahatlatacak
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.




























