Kaynayan Arap ülkeleri ve Atatürk

Son Libya olayları sebebiyle Atamızın resimlerine daha sık bakmaya başladım. Her bakışımda ona duyduğum minneti ifade eden bir ruh haline bürünüyorum. İyiki vardın ve bize bugünleri ihsan ettin diyerek şükran duyuyorum.
Atatürk'e sempati duymayanları her zaman garipsemişimdir. Bir eksikleri olduğunu düşünmüşümdür. Birinci Cihan Harbinden mağlup ve yılgın çıkan, orduları dağılmış Anadolu’yu toparlayıp milli mücadeleye hazırlayan ve bize bugünleri gösteren Atatürk ve arkadaşlarına ne kadar minnet duysak azdır.
Tunus, Mısır ve Libya olayları da gösterdi ki Atatürk çok haklı idi Cumhuriyeti ilan ederken. Zor yolu seçti ama başardı. Bütün Müslüman ülkeler demokrasinin d'si ile tanışmadan günümüze geldiler ve bugünü ve isyanları yaşıyorlar.
Demokrasi için asıl bundan sonra mücadele edecekler. Ama asıl mücadeleleri petrol üzerinde beklentileri olan batılılarla uğraşmak olacak. Ülkelerinin bağımsızlığını koruyabilmek için çok dikkatli olmak zorundalar. O diktatörleri büyütenler, artık zamanınız doldu diye iplerini bir bir çekiyorlar.
Arap ülkeleri üzerindeki toz bulutu ne yöne yol alacak bunu zaman gösterecek. Ama zor bir yoldalar. Kendilerine önderlik eden bir liderleri yok. Demokrasi diyerek onlara toparlayacak önderlik edecek birileri yok. Newyork Times'ın dediği gibi 30 yıllık diktatörlükten sonra 6 ayda demokrasi inşa etmek mümkün değil. Ülkeleri karıştıranlar elbet eki bunun arkasını da düşündüler. Onu da yakında göreceğiz.
Bütün bunları düşünürken, o yüce adama minnet duymamak mümkün değil. İslam devleti hayali içinde yaşayanların sonunun bu olacağını anlamamak mümkün mü? Ama cehaleti ve islamı amaçlarına alet edenlerin foyası son isyanlarda ortaya çıktı ve yıllarca halkını sömüren, uyutan hanedanlar bir bir dökülüyor.
Bu bize çok büyük bir ders olmalı. Nerden geldik. Nasıl geldik ve nereye gidiyoruz. Bindiğim taksinin şoförünün dediği gibi “Bize bir Atatürk daha lazım.”
Sevgili Ata’mın resimlerine bakarken, ondaki giyim zevkini de bu arada keşfettim.
Yıl 1925, yıl 1935. Anlatmak mümkün değil. O yıllarda nasıl bir zarafet ve yakıştırma. Bugünün moda mecmualarına koyarım çekinmeden. Mendilinden, kravatına giydiği elbisenin kumaşından ayakkabısına kadar en son moda mecmuasına koyun yadırgamazsınız. Nasıl bir özelliktir anlamak mümkün değil.
Ruhun şad olsun Atam.