• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 30 °C

Günay: Adımlarımız alt yapıda

Günay: Adımlarımız alt yapıda
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, kültür alanında attıkları her adım, her girişim ve her atılımın aslında turizmin alt yapısını iyileştirmeye yönelik olduğunu söyledi.

İZMİR- Özgür kadının sesi olarak yayınlanan Kazete Gazetesi'ninYazı İşleri Müdürü Berrin Dilekçi ile sohbet eden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kültür alanında attıkları her adım, her girişim ve her atılımın aslında turizmin alt yapısını iyileştirmeye yönelik olduğunu söyledi.

Bakan Günay "Kimse kusura bakmasın, biz kaynaklarımızı doğrudan doğruya turizm ve kültür alanında kullanmaya çalışacağız" dedi.

Kültür ile turizmin birbirinin tamamlayıcısı olduklarını belirten Kültür ve Turizm Bakanı Günay "Kültür alanında attığımız her adım, yaptığımız her girişim ve her atılım aslında turizmin alt yapısını iyileştirmeye yöneliktir, bunu herkesin bilmesi gerekir" şeklinde konuştu.

 

"Hatır için Kadro yok"

 

Bakanlığının bütçesinin giderek küçüldüğünü ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Günay, özellikle kültür alanında nitelikli eleman açığının kapatılması gerektiğinin altını çizdi.

Bakan Günay, nitelikli elemanlarla kütüphaneleri çağdaş düzeye çıkarmaya kararlı olduğunu açıkladı.

Bir dönem CHP'de Genel sekreterlik görevini yürütmüş, solun saygın isimlerinden, İkinci Erdoğan Hükümeti'nin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yoğun gündemi arasında, makamında bir saate yakın görüştük.

Hayli nazik ve hoşgörülü yaklaşımı, yüzünden eksik etmediği tebessümüyle Ertuğrul Günay, Bakanlığında henüz yeni olmasına karşın kültür ve turizmin sorunlarına hakim, bu sorunların nasıl üstesinden gelineceğini bilen, kararlı bir devlet adamı portresi çiziyordu.

Bakan Günay'ın en büyük sıkıntısı, bakanlık koltuğuna oturan her politikacının "İşe göre insan değil de insana göre iş" uygulaması nedeniyle nitelikli eleman açığıydı.

Öyle ki birçok kütüphane nitelikli eleman yokluğundan yıllardır bir masa bir mühür anlayışıyla yönetiliyordu; bazılarının kapısı ise hiç açılmıyordu. 

 

Bakanlık bütçesinin her geçen yıl küçülmesi ise Ertuğrul Günay'ın başını ağrıtan diğer önemli bir sorundu.

Ama Bakanlığının sorunları ne denli büyük olursa olsun, onun için yılgınlığa yer yoktu.

O, Anadolu'daki tüm tarihi zenginlikleri gün ışığına çıkararak Türkiye'yi dünya uluslarının tanıyacağı bir açık hava müzesine dönüştürmeye kararlıydı ve bu çalışmalar kendisinin deyimiyle "Biraz aşkla olacak"tı.

 

Kültür ve Turizm Bakanı olarak başladığınızda nasıl bir bakanlık devraldınız?

 

Esas itibariyle iyi bir bakanlık devraldığımı düşünüyorum. Türkiye kültür, sanat ve turizm alanlarıyla yoğunlaşmış bir alan. Çoğu kez uygar insanlarla ve uygar ilişkiler içinde bir araya geliyorsunuz, bu sevindirici. Bakanlığın yürütülmesi açısından yaşadığımız sorunlar, sıkıntılar var. Geçen dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı alanından dört bakan geçmiş; nitekim birçok bakanlıkta bir bakan başlayıp görevi tamamlamışken burada önce kültür ve turizm ayrılığından kaynaklanan iki bakan, birleşmeden sonra iki bakan yani dört bakan geçmiş. Tabii, her bakanın yaptığı kadro çalışmaları bir tür yığılma yaratmış, bu yüzden kadro düzenlemesi açısından yaşadığımız bazı sıkıntılar ve sorunlar var. Bilhassa yurtdışı itibariyle… Gayretli, birikimli ve çalışkan bir kadro ile işe başlamak noktasındayız.

 

Kütüphaneler sizin için çok önemli. 1000'in üzerinde kütüphane var ama çoğu kapalı veya bir masa bir sandalye, bir mühür kalmış. Yönetiminde kütüphanecilik eğitimi görmemiş kişilerin yer aldığı kütüphaneler de var; bu konuda nasıl bir çıkış düşünüyorsunuz?

 

Bizim nitelikli eleman konusunda her alanda eksikliklerimiz var. 1000'in üzerinde kütüphane, 100'ün üzerinde de müzemiz var, çok sayıda ören yerimiz var. Bütün bunlarda bizim nitelikli, bu alanlarda iyi eğitim görmüş elemanlara ihtiyacımız var ama geçmiş yıllarda farklı mesleklerden gelen insanlar Kültür ve Turizm Bakanlığı içinde yer almışlar ve bu farklı mesleklerden gelen insanlar, hatta bu birimlerde yönetici sıfatları taşıyorlar. Bu yüzden biraz süreç içinde bundan sonra aldığımız elemanlarda niteliği öne çıkararak hatır için işe adam almak yerine, işin gerektirdiği insanları almak gibi dikkat göstererek bu problemleri aşmaya çalışacağız. Kütüphanelerimizi daha işlevli hale getirmeye, herkesin ziyaret ettiği, yararlandığı merkezler haline getirmeye gayret ediyoruz. Müzelerimizde de envanter çalışması ve denetim yapmaya uğraşıyoruz. Zaman içinde bazı problemleri, zaman içinde daha nitelikli elemanlarla çözeceğiz.

 

Kütüphaneleri daha cazip kılmak için bir şeyler yapılabilir mi, herkesin gidebildiği, yararlanabildiği yerlere dönüştürmek için neler yapılabilir?

 

Yapılmaya çalışılıyor. Geçenlerde Milli Kütüphane'yi gezdim. Gerçekten bireysel akademik çalışmalar yapan kişilerin bireysel çalışmalarına uygun mekânlar oluşturuluyor. Gözleri görmeyenlerin bile yararlanabileceği üniteler oluşturuluyor. Gençler için, günübirlik gelip, gazete okuyup gideceklerle ciddi bir akademik çalışma yapacak olanlar arasında farklı mekânlar ve farklı çalışma alanları oluşturuluyor. Milli kütüphane en büyük ünitemiz bizim ama aşağıya doğru bu anlayışı yaygınlaştırmaya önümüzdeki süreçte uğraşacağız, gayret edeceğiz ama tüm bunlar maddi imkânlarla ilişkili. Kültür Bakanlığı, yurt içinde 20 binin altında bir personelle hizmet veriyor. İnanılmaz sayıda kütüphane, müze, ören yerleri, farklı üniteler, kültür merkezleri, galeriler var.

 

"Asıl getirici alan turizm"

 

Kültür ve Turizm farklı çalışma alanları olarak algılanıyor. Bakanlığın ayrılması gerektiğini düşünüyor musunuz?

 

Turizm bizim bakanlığımızın asıl gelir getirici alanı. Geçmiş yıllarda turizme yapılan tahsislerden bakanlığa ciddi gelir kaynakları oluşmuş. O kaynakları da hem turizmin hem kültürün alt yapısında kullanmaya çalışılmış. Yeni dönemde de biz, turizmden gelen imkânlarla kültür dünyamızı ve turizmin alt yapısını iyileştirmeye çalışacağız. Kültür alanında yaptığımız her girişim, her adım, her atılım aslında turizmin alt yapısını iyileştirmeye yöneliktir bunu herkesin bilmesi gerekir. Bazıları "Bakan kültürden çok söz ediyor, turizm atılacak mı' diyor. Aslında turizm ile ilgili gelişmeler turizmin Türkiye'de deniz güneş kum ekseninden götürülüp başka alanlara da yaygınlaşması için yapılması gereken önemli alt yapı girişimleridir, bunun altını çizmek istiyorum.

 

Yani siz Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı'nın beraber yürümesini uygun buluyorsunuz...

 

Kültür ve Turizm Bakanlığım bir arada yürüyor, beraber yürüyecek gibi görünüyor, ikisi birbiriyle çok ilişkili. Ben Anadolu'da bir tarihsel mekânı onarıyorum ortaya çıkarıyorum onu turizme sunuyorum. Turiste, deniz kıyısındaki bir otele gelen turiste ören yerlerini müzeleri göstermeye çalışıyorum. Bunlar birbiriyle iç içe. Ben kültür varlıklarımızı ne kadar ortaya çıkarırsam turistin bir daha görebileceği yeni alanlar çıkıyor. Bunlar birbirini destekliyor. Doğa, tarih ve çevre tahribatına izin vermeyeceğiz.

 

Turizmi önemsiyorsunuz ama şimdi Türkiye'de doğa yok ediliyor. Örneğin golf sahası için Belek'te çam ormanları kesiliyor, Kaz Dağları'nda altın aranıyor...

 

 Bu bizim dışımızda, altın araması işi. Bizimle ilgili olan kısmı turizm tahsisleri nedeniyle doğanın tahrip edilmesidir. Bugünlerde gazetelerde çıkan bütün bu turizme tahsisi nedeniyle doğanın katledildiğine ilişkin iddialar bundan 4-5 yıl önceye, 3-4 yıl önceye ilişkin iddialar, benimle ilgisi yok. Zaten daha sonra çıkan Anayasa Mahkemesi kararı itibariyle de bütün bunlar aslında durmuş vaziyette. Bazen de yer yer çalışmalar sürüyor ama esas itibariyle bu çalışmalar durmuş vaziyette. Yeni dönemde bu tür doğa tahribatına, tarih tahribatına, çevre tahribatına izin vermeyeceğiz. Turizm tahsisi elbette yapmamız gerekiyor. Ülkemizin yatak sayısını, oda kapasitesini, hizmet sunumunu artırmamız gerekiyor ama ben ısrarla her yerde söylüyorum; benim kültür ve turizm bakanı olarak turizm alanında yapacağım, turizm yatırımcılarının önündeki bürokratik engelleri aşmaya çalışmaktır ama bir şartla; bunu bütün turizm toplantılarında söyledim; tarihsel ve doğal çevreyi koruyarak ve kaliteli hizmet sunumuna özen göstererek. Bunu yapanların yatırımlarını kolaylaştırmak konusunda biz üzerimize düşeni yaparız ama hiç kimsenin turizm yatırımı yaparken tarihsel ve doğal çevreyi katletmeye ve kalitesiz hizmet sunmaya hakkı yoktur. Bu konuda da zaten ciddi turizmciler benimle aynı görüşü paylaşıyorlar. Fırsatçılar değil de milli turizmciler, turizm sektöründe isim sahibi olanlar enimle aynı görüşü paylaşıyorlar; aynı duyarlılığı, aynı dikkati paylaşıyorlar.

 

Geçenlerde Ayasofya'ya gittim fakat o kadar kötü ki yer yer dökülmüş. Yıllardan beri kimsenin el atmadığını söylüyorlar.

 

Ayasofya ve Topkapı Sarayı'na yıl içinde gelen turist sayısı 1,5 milyonun üzerinde ve düşünün 1,5 milyon insan bir yıl içinde bir mekânı ziyaret ederse orada kaçınılmaz bir biçimde yıpranma oluyor, aşınma oluyor. Çevre konusunda sorunlar, sıkıntılar, insanın nefesi bile etkiliyor mekânı. Tabii oranın periyodik olarak iyileştirilmesi lazım. Bu büyük tarihi müzeler için böyle olduğu gibi bütün oteller için de böyle. Bütün bu mekânların elden geçirilmesi gerekiyor ama bunlar parayla ilgili işler. Biz turizmden bir miktar para kazandıkça döneceğiz tarihsel mekânlarımızı iyileştireceğiz.

Türkiye'de eşsiz güzellikte yerlerimiz var ancak bakımsızlık ve ihmal konusunda şikayetler çok fazla...

Türkiye bir açık hava müzesi. Ben, önceki yıllarda da hayatım boyunca bir seyahate çıktığımda nerede bir sarı levha görmüşsem, bir arkeolojik ören yeri levhası görmüşsem hepsine gitmeye görmeye çalışmışımdır. Bir kısmı halka açılmıştır, sunulmuştur ama sonra unutulmuştur; bir kısmını otlar kaplamıştır, bir kısmında su birikintileri vardır, bir kısmı yeteri kadar temiz değildir. Geçmişten beri bunların hepsiyle dertlenmişimdir. Bunların hepsine elimizden geldiği kadar çeki düzen vermeye çalışacağız ama bir daha söylüyorum, bu nitelikli insan ve nicelikli para ile ilgilidir.

 

Ama bu bütçeyle nasıl olacak?

 

Biraz aşkla olacak.

 

Peki, bütçenin yükseltilmesi mümkün değil mi?

Tabii, bütçe bir bütün. Bütçenin başka yerlerden gelirleri var. Şu an bütçe arayışındayız.

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.