• BIST 11007.37
  • Altın 5743.85
  • Dolar 42.5228
  • Euro 49.5529
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • Antalya 10 °C

Fazilet mücadelesi

İsmail Emen

Müteveffa John F. Kennedy'nin ABD Senatosu’nda iken yazdığı “The Profiles in Courage” isimli kitabı Türkçeye Fazilet Mücadelesi adı ile çevrilmişti. Geçmişte birkaç defa okuduğum kitabı siyaset dünyasındaki son gelişmeler, son naneler üzerine tekrar aldım ve okudum.
Kitap Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun tarihsel gelişiminde daha ilk günden başlayarak inandığı ve prensiplerinin öngördüğü konularda kişisel menfaat ve çıkarlarını, parti ile olan ilişkilerini düşünmeden ülkesi menfaatine uygun ve inandığı doğrultuda oy kullanan birkaç senatörün drama dönüşen yaşamları ele alınıyor. Rahmetli Kennedy'in fevkalade kıvrak ve araştırmacı kaleminden okumak apayrı bir zevk. Herkese tavsiye ederim.

Başbakan Avrupa seyahatine çıkarken acayip bir demeç verdi. Kızlı erkekli kalınan talebe evleri ile ilgili hepimizin ibretle okuduğu ve bir yaşıma daha girdim dediği laflar etti ve gitti. Arkasından adamları başta Arınç olmak üzere durumu kurtarabilmek için yapmadıkları kalmadı. Öyle demedi yanlış anlaşıldı falan gibi. Heyhat Başbakan havaalanında ortalığı tekrar buladı ve sözlerimin tamtamına arkasındayım diyerek daha da ileri gitti. Bir tek İran'daki ahlak polisini kuruyoruz demediği kaldı. Onuda işgüzar bir vali halletti eksik olmasın. Adana Valisi olan zat kendine vazife kıldı ve “emir telakki ederim” dedi çıktı.

Bülent Arınç gibi partinin 3 numarası bir adam açmaza düştü. O da çevir kazı yanmasın misali, utanmadan sıkılmadan tükürdüğünü yaladı ters yüz etti daha önce dediklerini. Başbakan haklıdıra getirdi. Hatırlayın aynı durum Gezi olaylarında da Arınç'ın başına gelmişti. Başka ülkede, tabii demokrasinin geliştiği ülkelerde böyle bir durum derhal istifalıktır. Başbakan seni bile bile harcıyorsa o makamda durmanın alemi yoktur. Ama ülkemizde istifa etmek diye onursal bir alışkanlık yerleşmediği için siyasal yalabıklık almış gitmiş durumda.

İşte Kennedy'nin kitabında bu duruma düşen Senatörlerin onurlu mücadeleleri, faziletli tutumları anlatılıyor. Senatör ikazlara rağmen, dışlanacağını gözden düşeceğini bile bile, seçmenlerinin yüzüne tüküreceğini bile bile inandığı doğrulardan ayrılmıyor. Maalesef hepsinin sonuda hazin bitiyor.

Şimdi ülkemizdeki son olayın tartışmasına gelince; AKP Grubu içinde Başbakan'ın demecine iştirak etmeyen “Hayır” bu tavır demokrasiyle bağdaşmaz diyebilen bir allahın kulu bile yok mu? Hepsimi aynı gerici düşünce içindeler. Akıl havsala almıyor. AKP'li olupta hatta kurucu olan bayan Profesör bile “olmaz” derken, Nazlı Ilıcak” ağız dolusu”AKP'ye oy verdiğime pişmanım diyebilirken, koca grubun tekses olması hayret verici ve maalesef ben buna demokrasi diyemiyorum. Söz konusu vekiller, vekil olmayıpta dışarda olsaydılar eminim ki enaz yarısı “olmaz” böyle şey diyeceklerdir. Ama kaybedecekleri o kadar şey var ki. Düzen böyle kurulmuş.

Erdoğan'a karşı gelmek demek, siyasi hayatlarının bitmesi demek. Tu kaka olmak demek. İşte ABD ile aramızdaki fark. Fazilet mücadelesi orda yapılıyor, yapılabiliyor bedeli ağır olsa da, burda maalesef. Hatırlayın eski Turizm Bakanı Günay birkaç konuda faziletini korumak istedi ve başbakana ters düştü sonunda istifa etmek zorunda kaldı. Siyasi hayatı AKP'de bitti. Rahmetli Menderes'in odunu koysam seçtiririm dediği günleri hatırlıyorum. Bizde demokrasinin ayakları taa baştan yanlış atılmış. Siyasi parti değil, lider partisi olunca sonuç bu oluyor.
Elinde çekiç olan her yerde çivi görürmüş. Erdoğan çekici almış eline her konuya çekiç sallıyor. Bu konular mahremiyettir karışılmaz, hukuki değil diye bir düşüncesi yok. Bu ancak totaliter rejimlerde olabilecek bir durumdur.
Allah sonumuzu hayretsin.

Bu yazı toplam 1277 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.