Ergenekon davasından dolayı içeri alınan üniversite hocalarımızın durumu içler acısı ve ülkenin ayıbı. Akıl havsala almıyor.
Ama adalete güvenimiz sonsuz.
Ergeç dogruları bulacağız.
Kararı bekleyeceğiz.
Bu bana yıllar önce 1972 yılında ABDde Syracuse Üniversitesinde MBA yaparken yaşadığım bir anımı hatırlattı.
İstatistik dersinin hocası şöhretli William Wasserman.
Sahasında ilk onda yer alan bir ilim adamı. Sayısız kitapları var.
İlk derste Türk olduğumu anlayınca konuşmak istedi. Odasına davet etti.
1954-56 yıllarında Türkiyede Siyasal Bilgiler Fakültesinde hocalık yapmış. Aynı zamanda Devlet İstatistik Enstitüsünun kuruluşunda görev almış.
Derslerini rahmetli Prof. Sadun Aren tercüme edermiş. Ailece dost olmuşlar.
Benim ABDde bulunduğum o yıllar da tam 12 Mart 1972nin en azgın dönemi. Askerler tozu dumana katıyor.
Maalesef o günlerde de başta Behice Boran, Sadun Aren olmak üzere TİPli yöneticilerin tutuklandıkları ve yargılandıkları dönem.
Wasserman bana Sadun Beyi sorunca tutuklu olduğunu söylemek zorunda kaldım. Gözleri yaşardı. Daha sonra mahkümiyet kararı kesinleştiğinde 12 yıl hüküm giydiğini anlattığımda Siz böyle bir dehayı, kıymeti 12 yıl nasıl hapislerde tutarsınız? Anlamak mümkün değil. Raflarını göstererek, İşte Das Capital cilt, cilt . Ne var bunda. Okumanın, bulundurmanın ne zararı var anlamıyorum diye üzüntüsünü belirtmişti.
Nerden nereye tam 35 sene sonra Türkiye hiç değişmedi.
Gene saygın hatta dünya çapında saygın üniversite hocalarımız içeri alındılar.
Niçin, neden anlamak mümkün değil.
Bir anlayan varsa anlatsın lütfen.




























