• BIST 11007.37
  • Altın 5743.85
  • Dolar 42.5228
  • Euro 49.5529
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 10 °C
  • Antalya 8 °C

Bir tarih beldesi Mısır ve kaderi

İsmail Emen

Dünyanın tarihi dokusunda çok önemli bir yeri vardır  Mısır’ın. Firavunlar döneminden Piramitlere,  Kleopatra’dan Saba Melikesi’ne ve Hıristiyanlığın doğuşuna şahit olmuş Mısır toprakları, Süveyş kanalı ile birlikte dünyanın önemli geçiş bölgelerinden olmanın ötesinde, sahip olduğu tarihi zenginliklerle dünyanın en ilginç turistik yerlerindendir.

Siyasi olarak dünyanın gündeminde olan Mısır’da halk 19 günlük direnişinin sonucunda 30 yıl hüküm süren bir diktatörden kurtuldu ancak demokratik düzene kavuştu mu orası henüz belli değil.
Asker Mübarek’i evine gönderdi, kendisi idareyi ele aldı. 72 yaşındaki Milli Savunma Bakanı General ne yapar ne eder, onu zaman gösterecek.Mısır’ın kaderi hep böyle olmuştur.
Mehmet Ali Paşa’nın torunu olan son Kral Faruk 1952 yılında Cemal Abdül Nasır idaresindeki hür subaylar tarafından tahtan indirilip, İtalya’ya sürgüne gönderilmişti. Batılıların kuklası olarak kabul edilen Faruk halkın sevmediği bir liderdi. O tarihtenberi asker kökenli başkanlar yönetmiştir Mısır’ı. Galiba bu kaderi kolay kolay değişmeyecek gözüküyor.Hele ortada Iran tarzı bir İslam devleti modeli varken, askerin demokrasiyi uzatmasına ABD’de karşı çıkmayacaktır.

Tunusla başlayıp, domino etkisi ile Mısır’a sıçrayan özgürlük hareketinin Ortadoğu’nun düzenini değiştirebilmesi mümkün olabilecek mi onu tahmin etmek zor. Varsayımlar üzerine konuşmak zor.
Bana sorarsanız bu iş burada biter. Çünkü bu iş bir kültür meselesidir. Mısır’daki gibi fakirliğin sokağa dökülmesi Mübarek’in kendi kabahatidir. 30 yıl iktidar ol. Bir Kaddafi kadar bile halkına bir şey verme.Mübarek dünyanın saygınlığını kazanmış bir devlet başkanı çizgisinde görülmüştür her zaman. Hiç değilse bende öyle bir havası vardı.

Ama dünyanın saygınlığını kazanmak bir şey ifade etmiyor. Önemli olan halkının saygınlığını kazanmak.

Mübarek tarzı iktidardan ayrılmalar ve hatta sürgünde yaşamalar hiçbir devlet başkanının hayali değildir. Allah kimseyede öyle ayrılmalar göstermesin.
İşte Riza Şah Pehlevi ve sülalesinin sürgün yılları ve çocuklarının çektiği sıkıntılar hepimizin belleğinde. Unutmayalım ki en büyük yargı Allah ve ondan sonra yönettiğin milletin. İnsanlığın hizmetinde olan hiç kimse bu tür muamelelere maruz kalmamıştır. Zaman zaman yanlışlıklar olsada sonunda
millet dürüst ve kendisi için mücadele etmiş yöneticilerine sahip çıkmıştır.
İşte Mandela örneği. Yıllar sonra ülkesi onu onurlandırdı. Bütün iktidar sahipleri bu örneklerden ders almalı ve milletine hizmet ilkesi olmalı.
Ancak insanoğlu bir garip.  İktidar koltuğuna oturunca her şeyi unutuyor ve kendi sonunu kendi belirliyor

Bu yazı toplam 2997 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.