• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 30 °C

Beyşehir Gölü inceleniyor

Beyşehir Gölü inceleniyor
Küresel ısınmanın etkileri için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Konya'nın Beyşehir ilçesinde Beyşehir Gölü kıyısında incelemelerde bulundu.

KONYA- Küresel ısınmanın etkileri ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Konya'nın Beyşehir ilçesinde Beyşehir Gölü kıyısında incelemelerde bulundu.

 

Küresel ısınmanın etkileri ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Konya'nın Beyşehir ilçesinde Beyşehir Gölü kıyısında incelemelerde bulundu.

 

Komisyon Başkanı Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk ve Başkan Vekili Konya Milletvekili Özkan Öksüz, komisyon üyesi 10 milletvekili ile arazi çalışması yapmak üzere geldikleri Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü kenarında incelemelerde bulundu. Komisyon üyeleri, kıyıda yaptıkları incelemelerin ardından Beyşehir Gölü Havzası Belediyeler Birliği ve Beyşehir Belediye Başkanı Nazif Tekinöz'ü makamında ziyaret etti.

 

Komisyon Başkanı Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, belediyede yaptığı konuşmada, komisyon olarak ilk toplantılarını Konya'da yaptıklarını belirterek, "Yaklaşık 2 aydan beri çalışıyoruz. Bugüne kadar komisyon olarak dinlediğimiz kurul sayısı 37'dir. Yaklaşık 90'a yakın uzman kişiyi dinledik ve bunların görüş ve önerilerini aldık. İlk arazi incelemesine ise Konya'dan başladık. Arazi bazında incelemeleri de tamamladıktan sonra buna göre raporumuzu hazırlayacağız" dedi.

 

Makam odasında komisyon üyelerine verdiği brifingle, Beyşehir Gölü'nün sorunlarını aktaran Belediye Başkanı Nazif Tekinöz, küresel ısınmanın had safhaya ulaştığı dünyada ve Türkiye'de, yağışların az olmasından kaynaklanan akıntı azlığı ve iklim değişikliklerinden dolayı Beyşehir Gölü'nün bu olaylardan çok etkilendiğini söyledi. Beyşehir Gölü'nün çölleşmesinden veya çorak bir hal almasının havza olarak en çok korkulan olay olduğunu söyleyen Tekinöz, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölünün, DSİ temsilcilerinden ve diğer ilim adamlarından edindikleri bilgiye göre, 5 milyar metreküpün üzerinde bir su rezervuar hacmine sahip olduğunu kaydetti.

 

Konya kapalı havzasının en büyük su deposu olan Beyşehir Gölü'ndeki su kotunun, yaptıkları ölçümlere göre, şu anda deniz seviyesindeki kotun 1121.70 civarında olduğunu vurgulayan Tekinöz, halen göldeki su miktarının ise 2 milyar 800 milyon metreküp seviyelerinde olduğuna dikkat çekti. Gölün yüzölçümünün zaman zaman 550 kilometrekareye, hatta daha da altına düştüğüne, zaman zaman da suyun yükselmesi ile birlikte 650-670 kilometrekareye ulaştığına vurgu yapan Tekinöz, 1. doğal sit alanı ve milli park statülerinde koruma altında bulundurulması nedeniyle bölgede birtakım sıkıntıların da yaşandığına dikkat çekti.

 

BEYŞEHİR GÖLÜ'NDE SU SEVİYESİ DÜŞÜYOR

 

Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin düşmesi ile birlikte dalga boyunun da düştüğünü ifade eden Tekinöz, gölün sığlaşmasından dolayı dalga boyunun 40-50 santimetrelere indiğini, gölde sirkülasyon ve çalkantı olmamasından dolayı otlanma ve kirlenmenin arttığına dikkat çekti. Tekinöz, gölün temizlenmesi gerektiğini de belirtirken, uzun devreli gelişim planının da bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

 

Tekinöz, BSA kanalından Apa Barajı'na su aktarımı yapılırken, yaklaşık 70 milyon metreküplük bir su rezervinin kayba uğradığını, barajda yaşanan kaçaklarla ilgili sıkıntıların da giderilmesini istedi. Tekinöz, "Beyşehir'in sanayileşme ve diğer sektörlerin gelişiminden fazla bir beklentisi yok. Ama, doğal güzelliklerini, tarihi değerlerini korumak, kullanmak ve insanlarımız da bundan para kazanmak istiyor. Kıyı kenar çizgisi muammasının da bu manada ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz" dedi.

 

Daha önceleri 30 yıllık periyotlarda olan özellikle yağış miktarındaki düşüşlerin 5-6 yıla indiğine konuşmasında vurgu yapan Komisyon Başkanı Öztürk, "Daha sık aralıklarla bu olumsuzlukların meydana geldiğini gördük. Ama biraz önce dışarıda karı gördük. Şu anda Sibirya soğuğunu ülkemizde ciddi şekilde yaşıyoruz. Yani olumsuzluklar sık aralıklarla yaşanacak. Ve bunlar ekstrem olarak meydana gelecek, o olumsuzlukları minimize etmek için su kaynaklarımızı nasıl yönetebiliriz, bununla ilgili yapmamız gereken çalışmaları, almamız gereken önlemleri, raporlarımıza bunları yazacağız ve bunların takipçisi olacağız.

 

Ortada bir problem var, bu problemi çözmek istiyoruz. Bu problemi çözmek için hep birlikte el ele vererek çözmek istiyoruz. El ele yaklaşarak bu konuya çözüm üretmek istiyoruz. Dolayısıyla bu konuda herkesin üzerine düşen görev var. Bizlerin de üzerine düşen görevler var. Bunları harfiyen yerine getirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

 

GÖL ÇEVRESİNDEKİ FAUNA VE FLORA DENGESİ BOZULDU

 

Beyşehir Gölü'nde yan yana iki milli park olması nedeniyle zaman zaman yönetim karmaşası yaşandığını da vurgulayan Tekinöz, ortaya çıkabilen çelişkilerin giderilmesi için çok başlılığın ortadan kaldırılması, göl kontrol idaresinin kurulması ve mahalli birliklerin de göl kontrol idaresinde ağırlığını hissettirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Tekinöz, göl çevresindeki fauna ve flora dengesinin de 1980'li yıllardan sonra bozulduğuna değinirken, havzada kimyasal gübre ile tarıma başlanması ile birlikte kirliliğin ciddi şekilde sorunlara yol açtığına işaret etti.

 

Bunun için bir an önce havza çevresinin organik tarıma geçmesi gerektiğini belirten Tekinöz, balıkçılığın sorunlarına da dikkat çekti. Daha önceki yıllarda gölde 12 çeşit balık türü varken, tür sayısının 2'ye indiğini vurgulayan Tekinöz, bunun sonucu olarak bölgede faaliyet gösteren 19 balık işletmesinden bugün 2 tanesinin çalışır halde kalabildiğini söyledi.

 

TBMM Araştırma Komisyon Başkan Vekili Konya Milletvekili Özkan Öksüz ise, hazırlayacakları raporun meclisten geçmesinin ardından ilgililerin Beyşehir Gölü'nün sorunlarının takipçisi olmaya devam etmesi gerektiğini belirtti. Beyşehir Gölü'nün sadece kuraklık değil, balıkçılık, kirlilik, otlanma, yerleşim yerleri gibi pek çok sorunu bir arada yaşadığına dikkat çeken Öksüz, bunların hepsini bir arada çözmenin de hayli zor olduğunu belirtti. Beyşehir Gölü çevresinin 1. derece doğal sit alanı olması nedeniyle bu sıkıntıların aşılmasının hayli zor olduğunu vurgulayan Öksüz, şöyle dedi:

 

"Bu da bir engel. Ama bunu da aşmamız lazım. Yani gölün bir an önce temizlenip, eski haline, eski yapısına kavuşturulması lazım. Kamışlar yükselen gölü yavaş yavaş kaybetmeye başladık. Bunu raporumuzda da belirteceğiz. Gölün bir an önce kurtarılması ve gölü ekonomiye yeniden kazandırmamız gerekiyor" diye konuştu.

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.