• BIST 11007.37
  • Altın 5743.85
  • Dolar 42.5228
  • Euro 49.5529
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 10 °C
  • Antalya 8 °C

Batı ve Uygur Bölgesi'nde olanlar

İsmail Emen

1989 yılını hatırlayanlarımız bilirler. Çin’de 4 Temmuz Olayı, uluslararası kaynaklardaysa Tiananmen Meydanı Katliamı olarak geçen olaylar, aslında 14 Nisan 1989’da Pekin’in çeşitli yerlerinde yapılan gösterilerle başladı. Başta Şangay olmak üzere Çin’in bazı kentlerinde de benzer gösteriler yaşandı. Demokrasi yanlısı öğrenciler ve entelektüeller gösterilerde ön plana çıktıysa da, bugün işçiler ve kırsal kesimden vatandaşların da olaylara katıldığı ve ‘katliam’ olarak nitelenen toplu ölümlerde en çok can kaybını onların yaşadığına dikkat çekiliyor. Protestoların başlamasına, piyasa ekonomisi, demokrasi yanlısı ve yolsuzluk karşıtı Hu Yaobang’ın ölümü üzerine yas tutmak isteyenlerin sokağa dökülmesi neden olmuştu.

 Gösteriler, Tiananmen Meydanı’na tankların çıkması ve kendi içinde bölünen ordudan bazı komutanların Pekin dışından özel birlikler getirerek kanlı bir bastırma hareketi başlatmasıyla sona erdi. Ölü sayısı bugün hala tartışma konusu. Çin Kızılhaçı’nın sonradan yalanlanan ilk raporlarına göretoplam 2600 kişi öldü. Olayları izleyen uluslararası medya mensupları, meydanda ölenlerin sayısınınsa 400 ila 800 kişi olduğunu öne sürüyor.

Batı o günlerde bu olayları gücü yettiğince protesto etti. Ancak o zamanlar Washington Post’ta köşe yazıları yazan eski ABD Dişişleri Bakanı Henry Kissenger , dünyayı ayağa kaldıran bu olaylarla ilgili tek satır yazmadı. Nixon döneminin Dışişleri Bakanı Kissenger, ABD_Çin dostluğunun temelleri atan insandı. ABD sermayesine kısa zamanda Çin kapılarını açmıştı.  Kissenger’in neden bu konuda tek kelime etmediğini merak edenler kısa zamanda durumu anladılar. Mr. Kissenger, Çin’e girmiş hemen hemen her ABD firmasının maaşlı  danışmanı durumundaydı. Büyük rakamlı müşavirlik ücretleri alıyordu.

 

Bizde de öyle değilmidir? Onun için ben her zaman; mesela TCMB’nin faiz indirimine devam etmesini hararetle savunan bir ekonomist yazarın,  yazısının en altına “işbu satırların yazarı, …..Bankası’nın yönetim kurulu üyesidir” diye not düşmesini hep arzulamışımdır. Ben eğer okuyucu olarak bunu bilirsem, değerlememi ona göre yaparım. Hizmet verdiği bankasının görüşümüdür, yoksa kişisel fikrimidir? Türk halkı, son 20-25 yılda bankaların yönetim kurullarına kurulmuş bazı ekonomist yazarların dolduruşuna gelip çok para kaybetmiştir.

 

Eğer bu bakış içinde batı ülkelerinin Urumçi  katliamına ses çıkarmasını bekliyorsanız, boşuna beklersiniz. Başta ABD olmak üzere bütün Avrupa ülkeleri , bugünün ekonomik olarak çok güçlü Çin’ine öyle veya böyle  göbek bağı ile bağlıdırlar. Tıpkı Kissenger’in olduğu gibi. Onun için kapitalist sistemin bu özelliğini bilerek beklentilerimizi ayarlıyalım.

Bu yazı toplam 4493 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.