Sabriye Çay-GM
ANTALYA- TÜROFED Başkanı ve Şampiyon Tatil Köyü Genel Müdürü olan Osman Ayık, 2015 yılında Antalya’nın 15 milyon turist hedefi olduğunu ve bu rakamı çok kolay bir şekilde yakalayacağını belirtti. Ayık, sürdürülebilirlik kavramının ise; doğayı ve çevreyi bizden sonra gelen nesille daha önceki nesillerden aldığımız seviyede bozulmamışlıkla devretmek şeklinde algılanması gerektiğini söyledi.
2011 sezonu nasıl geçti ve 2012‘de bizi neler bekliyor?
Türkiye, 2011 yılında hedeflenen rakamları yakaladı. Antalya’nın da 11 milyon turist hedefi vardı ki şuan ki rakamlara bakıldığında bu hedef yakalanacak. Bu olumlu gelişmeler hepimizi mutlu etti. TUİ’nin CEO’su Dr. Michael Frenzel de 2015 Türkiye geneli için rakamlar açıkladı. Bu rakamların oluşumunda Antalya’nın da büyük payı var. Antalya’nın 2015 ile ilgili beklenti ve hedefleri 15 milyondur. Antalya bu rakamı çok büyük bir ihtimalle sağlayacaktır. Zaten 2011 yılında yakalanan seviye, 2015 de bu rakamın çok rahat bir şekilde aşılacağını gösteriyor.
Çalışmaları başlatılan akvaryumun Antalya turizmine katkısı ne olacak?
Şuanda Türkiye genelinde birçok bölge için yegane sorun monokültürleşmedir. Yani, biz şuan sadece deniz, kum, güneş, otel odası ve onunla bağlantılı hizmet ve servisleri satıyoruz. Sektörün önümüzdeki süreçte ürün derinliğine ve çeşitliliğine ihtiyacı var. Akvaryum gibi, yan destek ürünleri ürün çeşitliliğimizi artıracaktır. Dolayısıyla insanların bölgemize geldiğinde görebilecekleri ve yapabilecekleri faaliyetlerin sayısının artması ve bir anlamda da bölgede bulunmalarına neden olacak vesilelerin çoğalması olumlu gelişmeler arasındadır. Bunların hepsi her geçen gün bölgeyi vazgeçilmez kılacaktır. Ürün çeşitliliğinin artması ile birlikte her profilden insanın şehrimizde keyifli bir tatil geçirmesine olanak sağlayacaktır. Akvaryumun bu anlamda Antalya için olumlu bir yatırım olduğunu düşünüyorum.
Sürdürülebilirlik kavramını Antalya otelleri ne kadar kavramış durumda?
20 yıllık sürece baktığımız zaman Antalya’nın oldukça istikrarlı bir gelişme gösterdiğini görmekteyiz. Antalya’nın ana ürünü doğaya ve çevreye dayalıdır. Ana değerlerin koruması ve devamlılığının sağlaması bizim geleceğe çok daha umutlu bakmamızı sağlayacaktır. Sürdürülebilirlikte hizmet standardı ve kalitenin bozulmaması kavramlarını birbirinden ayırmalıyız. Sürdürülebilirlik; doğayı ve çevreyi bizden sonra gelen nesile daha önceki nesillerden aldığımız seviyede bozulmamışlıkla devretmektir.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ ne kabul edilmesi turizme nasıl bir katkı sağlar?
Biz zaten sektör olarak Avrupa ile iç içeyiz. Türkiye geneline baktığımız zaman ağırladığımız misafirlerin büyük bir bölümü AB üyesi ülkelerden gelmektedir. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kabul edilmesi sektörde standartların oluşması ve korunması anlamında olumlu katkılar sağlayacaktır. Ayrıca biraz önce değinmiş olduğumuz sürdürülebilirlik kavramının biraz daha özümsenmesine ve sürekliliğin sağlanmasına katkısı olacağı kanaatindeyim. Başta da belirttiğim gibi biz zaten sektör olarak Avrupa Birliği’nin içindeyiz. Gelişmemiz gayet olumlu bir şekilde devam ediyor. AB’ye kabul edildiğimiz gün bir sıçrama olacak diye algılanmamalıdır. Sadece AB’nin sağlayacağı sermaye hareketleri ve benzeri olaylarda kolaylıklar sağlanacaktır.



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.