STOCKHOLM- Torne nehrinden ödünç aldığı suları, buza dönüştürüp her yıl binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan İsveç'teki Icehotel, açık kalacağı 4 ay boyunca 29 bin kişiyi ağırlayacak.-5 derecede uyumanın bedeli 800 doların üzerinde.
Torne nehri, 10 bin yıl önce buzullar tarafından açılan dere yatağında doğdu. Saf ve duru suyu 600 kilometre boyunca Lapland'i baştan sona gezen Torne nehrinin yolculuğu İsveç'in kuzeydoğusunda denize dökülerek son buluyor.
Torne, dünyaca ünlü Iceotel'in de tuğlalarının kaynağını oluşturuyor. İsveç'in Kiruna bölgesindeki Icehotel, her yıl buzları, bir mevsim sonra geri vermek üzere Torne nehrinden ödünç alıyor. Kasımda yapımına başlanan Icehotel, aralıktan nisana kadar dünyanın dört bir yanından binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptıktan sonra yaza yaklaşırken odaları, suitleri, barı, resepsiyonuyla denize doğru hızla akan Torne nehrinin bir parçasına dönüşüyor.
Yaklaşık 5 haftada inşa edilen Icehotel'in yapımında 700 bin metreküp kar ve bin ton buz kullanılıyor. 58'i standart, geri kalanı özel tasarımlı suitlerden oluşan, 80'i aşkın odası bulunan Icehotel 5 bin metrekare alana yayılıyor. Her yıl yeni bölümler eklenen otelde bu sezon İtalyan, Japon, İngiliz, Amerikalı, İspanyol, Alman olmak üzere birçok ülkeden sanatçıların yaptığı birçok özel suit mevcut. Dünyanın her yanından ziyaretçi akınına uğrayan otelin müşterilerinin yarısına yakını İsveçliler. Amerikalılar, İngilizler ve Japonlar da en çok gelenler arasında. Türkler ise pek ender geliyor. 18 yıldan beri 200 bini aşkın kişinin konakladığı otele bu sezon 29 bin macerasever bekleniyor. Otelde 230 kişi çalışıyor.
Odalar 440 dolardan başlıyor
Icehotel'deki en popüler aktivite buz odalarda "uyuma". Sabahları, adeta bir müze gibi ziyaret edilebilen bu odalar akşam ise kalacak misafirlere bırakılıyor. İçliklerinizin üzerine polar takımlarınızı giyiyorsunuz. Ardından tamamen buzdan yatak üzerindeki Ren geyiği derisinin üstündeki uyku tulumunun içine giriyorsunuz. Kafanıza da bereyi takıp tulumun fermuarını ağzınıza kadar çekiyorsunuz. Böylece -5 derecedeki odada adeta morg sessizliği ve soğukluğu içindeki uyku maceranız başlıyor. Bu macerayı 6 kişinin kalabildiği standart bir odada yapmak 400, özel bir süitte gerçekleştirmek ise 800 doların üstünde bir paraya mal oluyor.
Icehotel'e uzak ülkelerden gelen ziyaretçiler genellikle "buz odalarda konaklama" dışında "doğa kampı", "husky turları", "buzda balık avlama", "kuzey ışıkları-aurora", "snowmobile safari" gibi aktivitelerle dolu 2 veya 3 günlük programlara katılıyor. Doğa kampında su, elektrik, tuvalet gibi konforları olmayan ağaç kulübelerde konaklama tecrübesi yaşanırken tecrübeli animatörler size buzda balık tutmaktan, husky'lerin çektiği kızağı kullanmaya kadar birçok beceriyi öğretiyor. Günde sadece 4 saat aydınlığın olduğu kış mevsiminde snowmobile'ları farlarınız açık ve pür dikkat ormanların içinde rehberler eşliğinde kullanabiliyorsunuz. Akşam yemeği sonrasında ise yine özel sürücülerin kullandığı husky'li kızaklarla "kuzey ışıkları"nı seyredebilirsiniz.
Aurora, kutup dairesinin kuzeyinde görülen bir gece ışıması. Aurora görüntüleri güneşten gelen solar rüzgarlardaki yüklü parçacıkların atmosferde etkileşmesi sonucu oluşuyor. Bu parçacıklar dünyaya ulaştığında manyetik kutuplara doğru çekiliyorlar. Aurora yay, bulut veya çizgi olarak genelde yeşil renkli bir yoğunluk oluşturuyor.
İçkiler 'In the rocks'
Yaklaşık 14 yıldır hizmet veren "Icebar" ise bir diğer ilginç tecrübe. Tamamen buz bardak, koltukların var olduğu bu barda içkinizi "on the rocks" yerine "in the rocks" olarak söylüyorsunuz. Özel kalıplarla hazırlanan bardaklarda ilk içkinizi içebilirsiniz; 13 euroya! Ancak bardağı eritmeden bir tane daha içerseniz 10 euro ödüyorsunuz. Bu ve daha birçok ilginç aktivitenin yaşandığı Icehotel yöneticilerin bazı endişeleri de var tabii ki. Global ısınma karşısında dikkatli olmak gerektiğini belirten yöneticiler, ısınma için minimum enerji kullanmaya dikkat ediyor.
İlham kaynağı Japon heykeltıraş
Icehotel fikri, 1990'ların başında bugün Jukkasjarvi kasabasında Japon buz heykeltıraşının yaptığı eserlerden esinlenerek ortaya çıkıyor. Japon heykeltıraşın eserlerinden etkilenen Fransız heykeltıraş Jannot Derit, Torne nehri üzerinde inşa edilmiş "Igloo"da sergi açması için davet ediliyor. Yaklaşık 60 metrekarelik bu Artric Hall birçok meraklıyı bölgeye çekiyor. Bir geceliğine Kiruna'da yer bulamayan yabancı bir ziyaretçi grubu Ren geyiği derisi ve uyku tulumları ile donatılan bu İgloo'da konaklamak zorunda kalıyor. Ertesi gün bu Igloo'da konaklama ve uyumanın verdiği etkileyici ve tarifsiz duyguyu arkadaşlarına anlatan bu grup, Icehotel'in kuruluşunda da ilham kaynağı oluyor. Ardından kutup dairesinin 200 kilometre kuzeyindeki küçük bir kasabada tamamen buzdan yapılmış otelin yapımına başlanıyor.
