• BIST 9516.57
  • Altın 2491.699
  • Dolar 32.5984
  • Euro 34.8278
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 23 °C
  • Antalya 22 °C

Zürafaları besleyip, sevdik-4

Zürafaları besleyip, sevdik-4
Zürafa çiftliğinde tanıştığımız Lin’i beslemek ve birlikte fotoğraf çektirmek için birbirimizle yarıştık. Lin, koca diliyle ağzımdan yemi kaparken heyecan yaşadım

ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM- (Gezi 2)
NAIROBİ / KENYA-
Afrika’nın tam ortasının tam altında, yani Ekvator’un altında bir kent olan Mombasa’da timsah çiftliğine giderek dünyanın en büyük timsahı Big Dady’le ve 15 bin timsahtan oluşan ailesiyle tanışmıştık. Daha sonra Hint Okyanusı’nda deniz safarisi yaparak balıklarla yüzmüş ve değişik deneyimler yaşamıştık. En son ise mercan kayalarından yapılan dünyadaki tek kale olan Mombasa Kalesi’nde Osmanlı’nın izlerini aramıştık. Şimdi ise yeniden Kenya’nın başkenti Nairobi’ye dönüyorduk.

nairobi2-zurafa-1c.jpg

Nairobi’de bizi yeni sürprizler bekliyordu. Hele Zürafa çiftliğinde tanıştığımız Lin bir harikaydı. Onu beslemek ve birlikte fotoğraf çektirmek için birbirimizle yarıştık. Merly Strep ile Robert Redford’un başrollerini paylaştığı “Out Of Africa” filminin mekanı Karen Blixen Müzesi bizi yıllar öncesine götürdü. Brezilya lokantası ise farklı bir lezzet tatmamızı sağladı.

nairobi2-minibus1.jpg

EKİBİMİZ ÇOK UYUMLU İDİ

Türk-Afrika Turizm Konseyi (TATC) ile Türk Hava Yolları’nın işbirliğinde yapılan gezinin Kenya bölümünde ağırlamayı New Line Travel Ltd’nin Genel Müdürü Bülent Karataş yaptı. Kenya gezisinde Emin Çakmak (Hello Turizm-TATC Başkanı), Vedat Öndaş (Nes Travel), Tolga Öge (Vip Turizm), İlkim Tuncay (İgo Holidays), Leyla Cingöz ( Logo Travel), Nilüfer Mestecaplıoğlu (ETS Turizm), Talin Şirinoğlu (Ser-Vis Travel), Tolga Ünalsın (Nes Travel), Kenan Hamdioğlu (Setur), Cem Polatoğlu (Baracuda Turizm), Kaan Erdoğan (Tivoli Turizm), Zeynep Özbakan (THY) turizmciler olarak yer aldı.
Ayrıca gazeteci olarak Özkan Altıntaş (TurkiyeTurizm.com), Cahit Akyol (Hürriyet) Açelya Türkan (Cumhuriyet) katıldı. SkyTV’nin başarılı programcılarından “Çağatay Yolda” ekibinden Çağatay Şahin (Çağatay Yolda), Serpil Türkekul (Çağatay Yolda’nın Yönetmeni), Fatih İlyasoğlu (Çağatay Yolda’nın Kameramanı) bulundu.

nairobi2-kenyaairways-mombasa2.jpg

AĞIR KANLI KENYALI GÖREVLİLER

Kenyalılar havalimanlarında bir kaç kez arama yapıyorlar. Ya bu güvenlik işini ciddiye alıyorlar ya da adama iş yaratıyorlar. Sıkıcı kontrollerden sonra her zamanki gibi çok ağır çalışan Kenyalının karşısına dikilerek işkence gibi Check-in yapmasını bekledik. Neden sonra işlem bitti ve Mombasa Havalimanı’na girdik. Bazı arkadaşlar alışverişe daldılar. Uçağa gelin, uçak şu kapıda gibi anons yoktu. Ona buna sorarak Kenya Airways uçağına gittik.

nairobi2-kenyaairways-mombasa.jpg

Girişte biniş kartımız ile pasaportumuza birisi daha baktı. Galiba “Bu sen misin? Yanlış uçağa mi biniyorsun?” diye bakıyorlardı. Neyse ben olduğum anlaşıldı ve uçağa binerek Airbus 737-300’de koltuğuma yerleştim. Çok geçmeden uçak havalandı. Hint Okyanusı kıyısındaki Mombasa’yı terk ederek ülkenin içlerine doğru, Nairobi’ye yollandık.
Yaklaşık bir saatlik uçuştan sonra Nairobi Kenyatta Havalimanı’na vardık. Yanımızda New Line Travel’den Salih Demirel olduğu için rahattık. Valizlerimizi aldıktan sonra kapıdan çıktık ve bizi bekleyen otobüse yollandık.

nairobi2-havalimani-yolu.jpg

TERÖRİSTBAŞININ YAKALANDIĞI YOL

Nairobi Havalimanı’ndan şehre doğru yol alırken aklıma terorist Abdullah Öcalan’ın bu yolda yakalanıp, karga tulumba Türkiye’ye götürüldüğü aklıma geldi. O süre içinde teröristbaşını Yunan Konsolosluğu misafirhanesinde ağırlamıştı. Daha sonra Nairobi’de görüştüğüm o dönemden beri görevde olan bir Türk yetkili “Biz Öcalan’ın Nairobi’ye geldiğini haber almış ve izliyorduk. Yunanlılar onu havalimanına götürürken yolunu keserek baskın yaptık ve ellerinden aldık” dedi.
Teröristbaşının yakalandığı yol kenarlarında zebralar ve diğer hayvanlar otluyordu. İnsanlarla vahşi hayvanların bir arada yaşadığı bir dünyada idik. Ama öte yandan dünyanın en acımasız hayvanı (Darwin’e göre…) insan birbirini öldürmekten çekinmiyordu. Dünyanın üzerinde bu vahşi hayvanlar gibi birlikte yaşamak için bile çaba göstermiyordu.

nairobi2-cadde1.jpg

nairobi2-cadde2.jpg

nairobi2-cadde3.jpg

nairobi2-cadde5.jpg

KENYALILAR SABAH AKŞAM BANYO YAPIYOR

Nairobi’de yine daha önce kaldığımız şehrin merkezindeki tarihi Stanley Oteli’ne yerleştik. Valizlerimizi odalarımıza bıraktıktan sonra lobiye indik. New Line Travel’dan Salih Demirel bizler için yürüme mesafesindeki bir Türk lokantasında yer ayırttığını söyledi.
Hep birlikte Nairobi caddelerinde yürümeye başladık. Sokakta gayet şık giyimli işadamları ve hanımlar vardı. Nairobi modern binaları, temiz caddeleri ve insanları ile Afrika’nın ortasında önemli bir şehir olduğunu gösteriyordu. Her ülkenin başkentinde olduğu gibi burada da gecekondu bölgeleri vardı. Ama belli yerlerde ve azınlıktaydı.

nairobi2-trafik-polisi1.jpg

nairobi2-tasima1.jpg

Zaten geldiğimizden bu yana Asya’nın dev ülkesi Hindistan ile kıyaslayınca Kenyalıların daha temiz olduğunu gördüm. Kenya’da görüştüğümüz Türkler “Kenyalılar her sabah banyo yapmadan sokağa çıkmazlar, akşamda banyo yapmadan yatmazlar” dedi. Hindistan’da ise banyo yapmak ve sokakları temizlemek için yılın iki ayı yağan Muson yağmurlarının beklendiğini hatırladık.

nairobi2-bobos5.jpg

nairobi2-bobos2.jpg

DİDİMLİ ECZACI NAİROBİ’DE DÖNERCİ OLMUŞ

Nairobi’nin Banda Caddesi üzerinde bulunan Bobo’s Restoran küçük bir dönerci büfesi gibiydi. İçerde bir tezgah ve yaklaşık 30 kişinin oturabileceği kadar yeri olan masalar vardı.
Kenyalı bir siyahi zenci döner kesiyordu. Yine Kenyalı şık genç kızlar servis yapıyordu. Bizi kapıda swayi dilinde “Karibu” (Hoş geldiniz) diye karşıladılar. Zaten bu sözü gezi boyunca duyuyorduk. Hatta “Asante” diye teşekkür etmeyi bile öğrendik. Tabii bir de “Jambo” diye “merhaba” demeyi ihmal etmiyorduk.

nairobi2-bobos.jpg

Bize ayrılan masaya sığışarak yerleştik. Hepimiz Türk yemeklerini özlemiştik. Kenyalı kıza hepimiz yoğurtlu döner ve ayran siparişi verdik. İçerisi tıka basa doluydu. Birazdan yan masaya THY’de ve Türk konsolosluğunda görevli olduklarını söyleyen üç kişi geldi. Tanışarak Kenya hakkında bir çok şeyi sorduk ve onlardan öğrendik.

nairobi2-bobos3.jpg

Çok geçmeden Bobo’s Restoran’ın sahibi Bora Kurt ile İsviçreli ortağı Michele Zurlino geldi. Didimli eczacı olan Bora Kurt, Nairobi’ye k gezmeye geldikten sonra yerleşmeye karar verdiğini söyledi. Didim’de eşiyle birlikte çalıştırdıkları eczane bulunduğu belirten Bora Kurt, İsviçreli ortağının emekli bir polis olduğunu belirterek “Kenya fırsatlar ülkesi. Türk işadamları için çok iş var.

nairobi2-bobos4.jpg

Hele Türk lokantasına rağbet çok yetiştiremiyoruz” dedi. Döner için et bulmanın kolay olduğunu söyleyen Bora Kurt, sıkıntılarının yağlı et bulmak olduğunu belirterek “Bütün hayvanlar doğal besleniyor. Ama sürekli otlamaya çıktıkları için yağ tutmuyorlar. Bizde etli yemekle yağ eklemek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Bora Kurt haklıydı, gelen dönerlerin yağsız eti bizim alıştığımız lezzetten uzaktı ve biraz tuzluydu. Ayran ise tamamdı. Özlemle yedik.

nairobi2-bobos8.jpg

nairobi2-bobos9.jpg

KADINLARDAN KRAL GİBİ MUAMELE GÖRÜYORUZ

Restoranın 37 yaşındaki aşçıbaşısı Hasan Meral kendini “Aslen Rizeli, şahsen İzmirli” olarak tanıttı. Yaklaşık 4 aydan beri Nairobi’de olduğunu belirterek “Eşimden ayrıldım bir çocuğum var. Kenya erkeklerin cenneti gibi…Kadınlar tarafından burada kral gibi muamele görüyoruz. Hepimizi bir değil birkaç sevgilisi var” derken mutluluktan ağzı kulaklarına varıyordu.

nairobi2-gazete.jpg

Lokantadan çıkıp Nairobi sokaklarında yürürken köşe başlarındaki gazeteciler dikkatimizi çekti. Dünya basını yanında Kenya’nın bir çok gazetesi olduğunu ve herkesin okumaya meraklı olduğunu gözlemledik.

nairobi2-dilenci.jpg

Bu arada trafikte sıkışan araçların arasında dolaşan dilenciler ve satıcılar her ülkede olduğu gibi Kenya'da da vardı.
Otelin önünde bize bekleyen araçlara binerek Nairobi’nin yoğun trafği içine daldık. Bu kez hedefimiz Doğal Hayatı Koruma Merkezi’nde Zürafa Parkı idi. Burada vahşi hayvanlarla ilk kez birlikte olacaktık.
Aracımızla trafikte giderken herkes rengimizin farkı nedeniyle bize bakıyordu. Biz beyazların olduğu ülkede siyaha bakarken, onlarda siyahların olduğu ülkede beyaza bakıyordu.

nairobi2-ot.jpg

MİNİBÜSTE UYUŞTURUCU OT YİYEN ADAM

Sıkışık trafikte tıka basa dolu minibüs dolmuşta yan yana geldik. Açık pencerenin yanında bir adam avcunda tuttuğu yeşil otları önce yiyordu. Ekibimizden Kaan Erdoğan bizim aracın açık penceresinden adama yediği otun ne olduğunu sordu. Adam ona otlardan bir tutam ikram etti. Adamın fotoğrafını çekmeye başlayınca minibüsün şoförü gaza basarak uzaklaştı. Bizim aracın şoförü George, otların uyuşturucu olduğunu ve kafa yaptığı söyledi. O söyleyene kadar Kaan Erdoğan tadına baktığı otları yutmuştu bile. Herkes bir süre onun kafa bulup garip hareketler yapmasını bekledi, ama bir şey olmadı. Bunun üzerine “Demek ki adamın yediği kadar yemek lazım” denildi.

KENYA’DA SİGARA İÇENE HAPİS CEZASI
Kenya’da gezimiz boyunca bir başka şey dikkatimizi çekti. Kimse sigara içmiyordu. Sadece bazı dükkanların köşelerinde tek tük sigara içenler vardı. Genellikle de yabancılar içiyordu. Bizim ekipteki sigara tiryakileri içecekleri yer konusunda gezi boyunca sıkıntı çektiler.
Çünkü Kenya’da sigara içmenin cezası 100 dolardı. Parayı ödeyemeyene üç ay hapis cezası veriliyordu. Kenyalılar için bu çok ağır cezaydı. Çareyi içmemekte bulmuşlardı. Yakalananlar ise çareyi bulmuşlar ve işi cezaya götürmeden rüşvetle örtbas ediyorlardı. Çünkü Kenya’da her iş parayla halledilebiliyordu.
Ama öte yandan uyuşturucu çok yaygındı. Herkesin elinde bir takım otlar çiğneyip duruyordu. Sorarsan “Hastalığa iyi geliyor” diyorlardı. Aslında kafa bulup bir takım sıkıntılarını unutuyorlardı.

nairobi2-zurafa-1.jpg

ZÜRAFAYI İKİNCİ KATTAN BESLEDİK

Doğal Hayatı Koruma Merkezi şehrin oldukça dışındaydı. Bir ormanın kenarına kurulmuştu. Kapı girişindeki mağazada Kenya’nın geleneksel ahşap, metal ve kumaş işleri satılıyordu. Parktan içeri girdiğimizde kendimizi birden zürafanın yanında bulduk.
Yaklaşık 5 metre yüksekliğinde dev bir zürafa orta yere kurulmuş olan iki katlı binanın ikinci katına boynunu uzatmış bakıcıların verdiklerini yiyordu. Bizde merdivenleri tırmanarak zürafanın başını uzattığı balkona çıktık. İlk kez bir zürafa ile bu kadar yakın oluyorduk. Herkes bakıcıların verdiği yemle onu beslemek ve fotoğraf çektirmek için yarıştı. Ağaçların arasında birkaç zürafa daha vardı. Çok uzakta ise yabanı domuzlar koşuşturuyordu. Ormanın içinde başka hayvanların olduğu anlatıldı.

nairobi2-zurafa-1b.jpg

ZÜRAFA LİN YEMİ AĞZIMDAN ALDI

Zürafa’nın adı Lin idi. Ben de verilen yemle onu beslemeye başladım. Elimi ağzına sokuyor ve kocaman diliyle yemi almaya çalışıyordu. İri dudakları, uzun dili yumuşaktı. Tam bu sırada bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Zürafa hiç oralı değildi. Aklı fikri verdiğimiz yemdeydi.
Bakıcı bana yemi ağzımla vermemi söyledi. Dudaklarımla yemi tuttum. Zürafa dilini uzatarak büyük bir ustalıkla yemi iki dudağımın arasında aldı. Bunu birkaç kez tekrarladım. Hayatımda ilk kez böyle bir deneyim yaşıyordum.
Daha sonra zürafa arkadaşlarının yanına doğru uzaklaştı. Hepimiz onun zarif hareketlerle yürüyüşüne ve güzelliğine hayran kaldık. Hele yeşillikler içinde durduğunda görüntü bir tablo gibi olmuştu.

nairobi2-zurafa-1d.jpg
Emin Çakmak zürafanın yanından ayrılmadı

nairobi2-zurafa-6.jpg
Leyla Cingöz, hem korktu hem de besledi

nairobi2-zurafa-7.jpg
Kaan Erdoğan zürafaya sarıldı

nairobi2-zurafa-5.jpg

nairobi2-zurafa-3.jpg

ZÜRAFANIN KALBİ DAKİKADA 76 LİTRE KAN POMPALIYOR

Bulunduğumuz binanın duvarlarında kuruluşu anlatan fotoğraflar ve yazılar asılıydı. Yağmur yağarken içerideki sergiyi dolaştık ve bu güzel hayvan hakkında ilginç bilgiler edindik.
Zürafa’nın 8-9 çeşidi bulunuyor. Erkekler 5-5.5 metre ve 1340 kilo, dişiler 4.2-4.9 metre ve ortalama 1134 kilo oluyor. Ortalama 28 yıl yaşıyorlar. Ancak vahşi hayat 27 yıl, bazı ortamlarda ise 10 yıl yaşıyorlar. En önemli gıdaları akasya yapraklarıdır. Bir defada 35 kilo yiyorlar ve günlük 65 kilo yemeleri gerekiyor. Doğduklarında 68 kilo ve 1.5 metre boyunda oluyorlar. Anne sütüyle beslenen zürafalar 10-12 ayda diğer gıdaları yemeye başlıyorlar. Kalpleri 30x60 santim boyunda ve 11 kilo ağırlığındadır. Kalpleri insanın üç katı gücündedir ve her dakika 76 litre kan pompalar. 24 saat içinde sadece 5 veya 30 dakika uyur.

nairobi2-karen-1.jpg

KAREN BLIXEN VE OUT OF AFRICA

Kenya’da kalarak Afrika’yı yaşayan her yazar oradan birkaç kitap çıkarmıştır. Ernest Hemingway’in “Green Hills of Africa” ve “The Snows of Kilimanjaro” adlı romanları unutulmayan arasında yer almıştır.

nairobi2-karen-kitap.jpg

Karen Blixen’in kendi yaşamını kaleme aldığı “Out of Africa” adlı kitabı ise Hollywood’un ünlü oyuncuları Meryl Strep ve Robert Redford’un başrollerini paylaştıkları “Out of Africa” filmine konu olmuştur. Karen Blixen’in yaşadığı ev şimdi Karen Blixen Müzesi olarak içindeki eşyaları ile korunuyor ve turistlere gezdiriliyor.
Muhteşem bakımlı bir bahçe içinde, aynı güzellikteki evin içi eski eşyalarla insana bir dönemi hatırlatıyor. Masaları, yatakları, banyo küveti ve mutfak eşyaları ile geçmişin teknolojisini gözler önüne seriyor. Eve bitişik küçük mağazada ise Karen Blixen armalı bir çok hediyelik eşya satılıyor.
Nairobi’nin oldukça yorucu trafiğinden sonra otelimize varıp banyo aldık ve biraz dinlendik. Akşam Nairobi’nin en özel Brezilya restoranlarından birinde akşam yemeği yiyecektik. Bizi ağırlayan New Line Travel, Türkiye’nin Nairobi Büyükelçiliği’nden ve Türk Havayolları temsilcileriyle birlikte olacağımızı söyledi.

BUNA İLİŞKİN HABER AŞAĞIDAKİ LİNKTE

https://www.turkiyeturizm.com/news_detail.php?id=34813

Otele geç saatte döndük. Ertesi gün erkenden gezinin en heyecanlı bölümü olan safariye, yani Masai Mara’ya gidecektik. Kendimizi bu yorucu yolculuğa hazırlamak için erkenden yattık. Sabah 06.00’da kalkış verilmişti.

DEVAM EDECEK

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.