• BIST 10918.51
  • Altın 5764.195
  • Dolar 42.5042
  • Euro 49.5641
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -1 °C
  • Antalya 12 °C

UNESCO’ya sofrayı kurdum, buyursunlar!

Süleyman Dilsiz

UNESCO’nun Somut Olma­yan Kültürel Miras Liste­si’nde pizza gülüyor, suşi kıkır­dıyor, falafel göz kırpıyor, hatta baget ekmek “beni de alın” diye sırıtıyor. Ama bizim Türk kah­valtısı, yoğurt ve tarhana? Onlar hala “sıra bize ne zaman?” diye çay kaşığı şıngırdatıyor. Ney­se ki UNESCO’ya bizzat baş­vurdum, dosyamız masada: “Türk kahvaltısı, yoğurt ve tarhana” dünya mirası ol­maya hazır! Bu başvurula­rım sadece bir yemek için de­ğil, kültürel sürdürülebilir­lik için de önemli! Bu arada 9 değerimiz için de başvurular yolda! Gastronominin UNES­CO elçisi oldum artık!

UNESCO’ya dedim ki: “Bunlar bir gelenek, bunlar bir uygarlık!”

● Türk kahvaltısı bir yemek değil, bir muhabbet şöleni. Zey­tinle peynir sahnede düet yapar, reçel kuliste kıskançlık krizi ge­çirir. Menemen mi, soğanlı mı soğansız mı kavgası? Birleşmiş Milletler’in bile çözeceği iş değil! BM çözer mi bilmem, ama bizim mahallede bu tartışma asırlık! Simit için kapışılır, çay bardağı boşalırsa masada yas ilan edilir. Antep’in fıstıklı katmeri kruva­sanla, Tokat’ın zambak veya Ha­tay’ın acı biber reçeli kruvasanın kankası olmak için yarışabilirler. Bu sofra, sadece karın değil, ruh doyurur. UNESCO listesine gir­mek, yalnızca bir prestij değil; ye­rel üreticiden turizme kadar biz­ler için büyük bir kültürel kalkın­ma fırsatı.

UNESCO’ya dedim ki: “Kültür mirası, barış ve hoşgörünün in­şasıdır!”

● Yoğurt, sofranın bilge kra­lı. Salatalıkla cacık, suyla ayran, balla tatlı. Her role uyar, her mu­habbete kaprissiz yaren. Anado­lu’nun bu çok yönlü dahisi, barış elçisi gibi.

● Tarhana ise tam bir mucize. Yazın kurut, kışın ısıt. Bir kaşık­ta binlerce yılların emeği sofra­da “bir tabak daha” nidaları. Te­reyağlı soğan ve nane ile buluş­tuğunda, Michelin yıldızlı şefler halt etmiş!

UNESCO’ya dedim ki “Pizza’yı aldınız, tarhanayı almazsanız sofrada küsmece var!’”

İlk başvurumu 2021 yılında yo­ğurt, 2024’de kahvaltı ve en son da bu Ağustos’ta tarhana dosya­larımı Kültür ve Turizm Bakan­lığı’na teslim ettim, Şimdi sıra UNESCO’nun Hükümetler Arası Komitesi’nde.

Davetim açık: Eyy UNESCO! Bir pazar sabahı buyurun sofra­ma! Yoğurdu kaşıkla, tarhanayı yudumla, kahvaltıda muhabbe­ti demlik gibi ısıt. Göreceksiniz, bu sofra bir menü değil, bir kül­tür şaheseri. Listeye almazsanız, “çay bardağında kaşık şıngırtısı” ve “simit susamlarını parmakla yeme sanatı” için yeni dosya yol­larım, haberiniz olsun!

Bu yazı toplam 84 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.