• BIST 10918.51
  • Altın 5758.636
  • Dolar 42.5135
  • Euro 49.5215
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -1 °C
  • Antalya 12 °C

Turizmin önündeki sessiz engel, Türkiye’nin geciken master planı

Fatih Cansızoğlu

Türkiye dünyanın en zengin coğrafyalarından birine, benzersiz bir kültürel mirasa ve geniş bir turizm potansiyeline sahip. Ancak rakamlar gösteriyor ki bu potansiyel, sürdürülebilir bir büyümeye dönüşemiyor. Sorunun kaynağı yalnızca küresel krizler, rekabet ya da ekonomik dalgalanmalar değil. Daha derinde, uzun yıllardır konuşulmasına rağmen çözülemeyen bir yapısal problem yatıyor: Sektörel birliklerin işlevselliğini kaybetmesi ve Türkiye’nin hâlâ kapsamlı bir turizm master planına sahip olmaması.

TÜRKIYE’NIN SEKTÖREL YAPISINDA NELER EKSIK?

Bugün Türkiye’de birçok sektörel birlik, temsil ettiği sektörün sorunlarını analiz eden, çözüm üreten ve geleceği planlayan kurumsal yapılar olmaktan uzak bir görüntü sergiliyor. Bazıları yönetim dengeleriyle, bazıları siyasetle, bazıları ise kısa vadeli çıkar ilişkileriyle şekillenmiş durumdadır.
Gelişmiş ülkelerde bu yapılar, sektörün nabzını tutan ve yol haritasını çizen “düşünce kuruluşları” gibi çalışırken; Türkiye’de çoğu zaman iç çekişmeler sektörün önüne geçiyor. Bu tablo, özellikle turizmde yenilik üretme kapasitesini azaltıyor ve uluslararası rekabet gücünü zayıflatıyor.

VERI YOK, ANALIZ YOK, STRATEJI YOK

Turizm gibi hızla değişen ve küresel eğilimlere duyarlı bir sektörde, karar almanın temelinde veri ve analiz olmalıdır. Almanya’dan Hollanda’ya, Güney Kore’den Fransa’ya kadar birçok ülke; sektörel birlikleri birer araştırma merkezi gibi konumlandırıyor. Raporlar yayımlanıyor, risk analizleri yapılıyor, gelecek senaryoları hazırlanıyor.
Türkiye’de ise tablo oldukça farklı: Düzenli veri üretimi sınırlı, Akademi ile işbirliği zayıf, Saha araştırmaları düzensiz, Uzun vadeli stratejiler neredeyse yok. Bu durum, sektörün kendi yolunu bulmasını zorlaştırıyor.

DÜNYADA BAŞARILI ÖRNEKLER TÜRKIYE’YE NE ANLATIYOR?

Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Almanya’da sektörel odalar, bilimsel veri üreten ve devletin politikalarını yönlendiren güçlü yapılardır. Güney Kore’de birlikler, inovasyon odaklı sanayi politikalarının omurgasını oluşturur.
Hollanda’da tarım birlikleri, dünyanın en verimli üretim modellerinden birini yönetir.
Bu ülkelerin ortak özelliği şudur: Kurumsal, bağımsız, şeffaf ve bilimsel çalışan sektörel yapılar ekonomik büyümenin motorudur.

PEKI TÜRKIYE NE YAPMALI?

Bugün turizm sektörü için atılması gereken en kritik adım, sektörel birlikleri yeniden yapılandırmak ve Türkiye’nin yıllardır geciken beş yıllık turizm master planını hayata geçirmektir.
1. Destinasyon Yönetimi Merkezli Yeni Yapı: Birlikler artık sadece temsil görevi üstlenen yapılar olmaktan çıkmalı; veri merkezleri, araştırma birimleri ve strateji ofisleri kurarak birer “enstitü”ye dönüşmelidir.
2. Şeffaf ve Katılımcı Model: KOBİ’lerin karar süreçlerine katılımı artırılmalı, seçim mekanizmaları demokratikleşmeli, birlikler düzenli olarak kamuoyuna rapor sunmalıdır.
3. Bağımsız Finansman ve Siyasetten Arınma; Finansal olarak bağımsız olmayan birlikler, uzun vadeli strateji geliştiremez. Fon modelleri, uluslararası projeler ve teknik uzmanlık esas alınmalıdır.
4. Akademi–Kamu–Özel Sektör Üçgeni, Her birlik, en az bir üniversiteyle stratejik işbirliği yapmak zorunda olmalıdır. Bu işbirliği veri kalitesini artıracak, politika önerilerinin niteliğini yükseltecektir.

ASIL EKSIK PARÇA: TÜRKIYE’NIN TURIZMDE 5 YILLIK MASTER PLANI

Turizmde rekabet artık destinasyonlar arasında yaşanıyor. Antalya’nın, Kapadokya’nın, İzmir’in ya da Karadeniz’in küresel pazarda güçlü bir oyuncu olabilmesi için; bölgesel stratejiler, mikro ölçekli kalkınma modelleri ve uzun vadeli vizyon şarttır.
Türkiye’nin bu noktada yapması gereken şey çok net: Turizmin geleceğini yönetecek kapsamlı, gerçekçi ve veri temelli bir 5 yıllık destinasyon yönetimi master planı hazırlamak.
Bu plan; ürün çeşitliliğini artıracak, bölgesel kalkınmayı destekleyecek, nitelikli turist hedefini güçlendirecek, sektörel yapıları modernize edecektir.

SONUÇ: GÜÇLÜ SEKTÖRLER GÜÇLÜ TÜRKIYE’YI YARATIR

Türkiye turizmi, dünyayla rekabet edebilecek kapasiteye sahip. Ancak bu potansiyelin açığa çıkması, güçlü ve kurumsal sektörel yapılara bağlıdır. Sektörel birliklerin yeniden tasarlanması ve turizmin kaderini belirleyecek beş yıllık master planın hayata geçirilmesi artık bir tercih değil, stratejik bir zorunluluktur.
Güçlü sektörler olmadan güçlü ekonomi; güçlü ekonomi olmadan da Güçlü Türkiye mümkün değildir.

Bu yazı toplam 92 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.