İSTANBUL-TİM Başkanı Büyükekşi "Tüm bölgesel ve jeopolitik gerginlikler dikkate alındığında bu değişimlerin ihracatımıza yaklaşık 4 puan negatif katkı yaptığını görebiliyoruz" dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, tüm bölgesel ve jeopolitik gerginlikler dikkate alındığında bu değişimlerin ihracata yaklaşık 4 puan negatif katkı yaptığını belirterek, "Bunlar yaşanmasaydı bugün yüzde 8-9 bandında genel bir ihracat artışını ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyümesine 1 puan ek katkıyı konuşuyor olacaktık" değerlendirmesini yaptı.
Büyükekşi, yaptığı yazılı açıklamada 2014 yılı ihracat rakamları ve geçen yıl dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, bu yıla ilişkin de öngörülerini paylaştı.
Zorluklarla geçen, hareketli bir yılın ardından 2015 yılı için Dünya Bankasının yüzde 3,5 ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) yüzde 3,8 küresel büyüme tahmininde bulunduğunu anımsatan Büyükekşi, bu yıl 2014'ten daha iyi bir büyüme rakamının yakalanacağını söyledi.
Büyükekşi, buna rağmen dünya ticaretinde sınırlı bir artış öngördüklerini belirterek, dünya ticaretinde miktar bazında yüzde 3, değer bazında yüzde 1,5-2'lik bir büyüme tahmin ettiklerini bildirdi.
Şartların en az 2014 yılı kadar zorlu olabileceğine işaret eden Büyükekşi, şunları anlattı:
"Temkinli ancak iyimser olarak ihracatta karşımıza çıkacak fırsatları değerlendirmemiz ve yeni fırsatlar yaratmamız gerekiyor. ABD ekonomisi yılın son döneminde tempolu büyümesini sürdürüyor. Bu büyüme temposunun devamıyla ABD Merkez Bankasının (Fed) yılın ortalarında faiz artışına gitmesi ve piyasalardaki bol likidite döneminin sona ererek tersine bir trendin başlaması bekleniyor.
Yıl sonuna kadar faizlerin yüzde 1 ile 1,25 seviyesine kadar çıkması olasılık dahilinde. Küresel finansal piyasalarda faiz artışları borçlanma maliyetinde yukarı yönlü baskı yaratabilir. Ancak gelişmiş ülke merkez bankalarını toplam bilanço büyüklüğü artmaya devam edecek. Dolayısıyla küresel likidite 2015 yılında da yüksek olacak."
Büyükekşi, diğer taraftan Avrupa Merkez Bankasının (ECB) parasal genişlemeyi artırmasıyla Euro Bölgesi ve AB'deki toparlanmanın gelecek yıl hızlanabileceğine dikkati çekerek, "Parite açısından da 2015 yılının oldukça dalgalı bir yıl olmasını bekliyoruz. 2013 ve 2014 yıllarında ortalama 1,32 seviyelerinde gerçekleşen avro/dolar paritesinin 2015'te 1,22 seviyelerinde olmasını öngörüyoruz. Ayrıca, bu yıl dolarda ortalama kur beklentimiz 2,35, Euro'da yıl içerisinde 2,90 olarak şekillendi" ifadelerini kullandı.
2015 yılında emtia fiyatları ve Euro/dolar paritesinde bir önceki yıla göre ortalama değerlerde düşüş gerçekleşeceğini öne süren Büyükekşi, avro/dolar kuru ortalamasının ortalamada yüzde 10 daha aşağıda olmasının beklendiğini, bu durumun da ihraç birim fiyatlarına baskı oluşturabileceğini ifade etti.
"DÖVIZ KURLARıNDA OYNAKLıK DEVAM EDEBILIR"
Büyükekşi, gelecek dönemde döviz kurlarındaki oynaklığın devam edebileceği tahmininde bulunarak, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla AB'ye ihracatta fiyat tutturma daha da zorlaşacak. O yüzden şu gerçeğinde altını çiziyoruz. Kurla oynayanın eli yanar. Kur lokması zehirli lokma. İhracatçılarımız pariteyle oynamasın. İhracatçılara mesajımız: Riskini hedge et. Kendini hiç etme. Ayrıca ihracatçılarımız ihracat sigortası imkanlarından sonuna kadar faydalansınlar. Bu zorlu geçen senede, zaten sınırda olan karlarını kur hareketlerine feda etmesinler."
Büyükekşi, bölgesel gelişmelerin bir yandan umut vadederken, bir yandan da risk barındırmaya devam ettiğini belirterek, şunları ifade etti:
"Rusya'da ekonomik kriz derinleşirken, ülke aynı zamanda ciddi bir siyasi krize sürükleniyor. Suriye'de Rusya'nın inisiyatif alması istikrarın sağlanması için oldukça önemli görülüyor. Irak'ta IŞİD'in geri püskürtülmesi ve Bağdat'taki rejimin kendini konsolide etmesi umut vaat ediyor. Katar'ın Mısır'la ilişkilerin iyileştirilmesi, İsrail'de yapılacak seçimler sonrası çözüm yanlısı hükümetin gelme ihtimali, Tunus'da Essebsi'nin seçilmesi bölgemiz ve ülkemiz açısından umut vadeden gelişmelerdir. Bu umutlu gelişmeler ve yeni fırsatlar ışığında 'sürdürülebilir barış için maksimum ihracat' demeye devam ediyoruz."
Türkiye ekonomisinin geçen yıl dünya ekonomilerinde yaşanan zorlu koşullara rağmen büyümesini hız kesmeden sürdürdüğünü vurgulayan Büyükekşi, 2014'ün 9 aylık büyümesinin yüzde 2,8 olduğunu, bu dönemde net ihracatın büyümeye katkısının ise 2,7 puan düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti.
Büyükekşi, bu büyümenin neredeyse tamamının net ihracattan gelmesinin kendilerini son derece mutlu ettiğini, 2014'ün tamamında büyümenin yüzde 3 civarında gerçekleşmesini muhtemel gördüklerini bildirdi.
"PETROL FIYATıNDAKI GERILEME ÖNEMLI BIR FıRSAT"
Siyasi risklerden dolayı bölgesel pazarların bazılarında yüzde 40'lara varan talep düşüşlerine ve yılın ikinci yarısından sonra AB'nin durgunluğa girmesine rağmen, ihracatın arttığına işaret eden Büyükekşi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Zira bu gelişmeler olmasıydı ihracatımız çok daha iyi seviyelerde olacaktı. Örneğin Irak'a ihracatımız ilk 5 ayda yüzde 11 artmıştı ama kalan 7 ayda bu tempo tam tersine döndü. Irak'a ihracatımız yılın tamamında yüzde 11 geriledi. Eğer Irak'a ihracat geçen yılla aynı olsaydı tüm ihracatımız yüzde 0,8 daha yüksek olacaktı. Yine Rusya'ya ihracatımız geçen yılla aynı kalsaydı, tüm ihracatımız yüzde 0,6 daha yüksek olacaktı.
Tüm bölgesel ve jeopolitik gerginlikler dikkate alındığında bu değişimlerin ihracatımıza yaklaşık 4 puan negatif katkı yaptığını görebiliyoruz. Bunlar yaşanmasaydı bugün yüzde 8-9 bandında genel bir ihracat artışını ve GSYH büyümesine 1 puan ek katkıyı konuşuyor olacaktık.
Benzer şekilde AB'ye ihracatımız da yılın ikinci yarısında temposunu düşürdü. Yılın ilk yarısında AB'ye ihracatımız yüzde 14 artmıştı. İkinci yarıda AB'ye ihracat artış hızımız yüzde 5'e düştü. Bunun sonucunda da AB'ye genel ihracat hızımız yüzde 9'da kaldı. Tüm bu gelişmelere rağmen ortaya konan ihracat artışı başarıdır. Dünya ticaretinin yüzde 2,5 arttığı bir yılda ihracatımızı yüzde 4 artırarak, dünya ticaretinden aldığımız payı artırdık."
Orta Vadeli Programa (OVP) göre, 2015 yılı ihracat hedefinin 173 milyar dolar olarak belirlendiğini anımsatan Büyükekşi, bu hedefin Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesi için çok önemli olduğuna inandıklarını söyledi.
Büyükekşi, gelecek yıl OVP hedefine ulaşmak için yüzde 9,7'lik bir artış gerçekleştirmeleri gerektiğine dikkati çekerek, ancak bu şekilde Türkiye'nin büyüme trendinin yüzde 5'in üzerine çıkarılabileceğini vurguladı.
Petrol fiyatındaki gerilemenin önemli bir fırsat olduğuna işaret eden Büyükekşi, bu sayede 2015 yılında Türkiye'nin enflasyon ve cari açık rakamlarında önemli bir iyileşme yaşanacağını ve cari açıkta en az 15-20 milyar dolarlık bir avantaj sağlanabileceğini ifade etti.
Büyükekşi, Türkiye'nin diğer gelişen ülkeler içinde pozitif ayrıştığına ve bu ayrışmayla sermaye girişi artığına da değinerek, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.