• BIST 9109.34
  • Altın 2919.651
  • Dolar 34.2345
  • Euro 37.6242
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 12 °C
  • Antalya 20 °C

TAV'ın süper CEO'su: M.Sani Şener

Musa Alioğlu

Türkiye'nin 31 Mart 2019'da yapılacak olan yerel seçimlere odaklandığı bir dönemdeyiz. Bu ülkenin vatandaşı olup da yurt içinde veya yurt dışında yaşayan her Türk, seçim kampanyalara kayıtsız kalamıyor.

Gazeteler, televizyonlar ve sosyal medya seçimleri bir numaralı gündem maddesi yapıp halkın da bu konuyla ilgilenmesine sebep oldu diyebiliriz. Seçim dışı zamanlarda da halkın siyaset ve futbol tartışmalarına çok zaman ayırdığı bir gerçek. Ama, bu herkes için böyle olacak diyemiyorum.

Hafta içinde Türkiye'nin iş dünyasındaki önemli simalarından TAV Havalimanları Holding CEO'su hemşehrim Sayın M.Sani Şener ile uzun ve samimi bir sohbet yaptık. Trabzon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aytekin Akay ile yaptığımız sohbetin ilk bölümünde, ona Trabzonluluğunu, Trabzonspor'u ve özel hayatını sorduk. Ardından havacılığı tabii. 

TAV Holding'in binasına girerken, çalışanların iki ay sonra burayı terk edip gidecek bir havada olmadığını gördüm. Her şey çok düzenli, çok ciddi ve de TAV markasına yakışır bir olgunluktaydı. Sani Bey bizi, TAV Kurumsal İlişkiler Direktörü Bengi Vargül Şen ile birlikte karşıladı. 

Sani Bey'i daha kilo vermiş, daha fit bir şekilde gördüm. Dinç ve enerjik olmasını yılın 200 gününü havada geçirmesine mi borçlu demek doğru olur mu bilemem. 

Söze, Trabzon'un Rus işgalinde çete reisi olan dedesi "Tekaütün Salih" ile başladık. 

Enver Paşa'nın zor zamanlarda dedesi için "Bana Kısa'yı getirin" dediğini ve daha sonraki yıllarda Sinop Cezaevi'nde Sabahattin Ali ile 1,5 yıl hapis yattığını öğreniyoruz. Ziraat mühendisi olan, sonra CHP'den beş dönem Trabzon Milletvekili seçilen ve ardından Orman ve Devlet Bakanı olan merhum babaları Ahmet Şener'i, adını, yaptırdıkları okula verdikleri anneleri Feride Şener'i ve benim de çok yakından tanıdığım, uzun yıllar Rektörlük yapan ablaları Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu'nu ve olmasa olmaz Trabzonspor'umuz da iki dönem başkanlık yapan ve 1992'de kulübe 6 milyon dolar (Şimdinin parasıyla 80 milyon TL) bağışlayan ağabeyi Sadri Şener'in kulakları çınlattık. Gelecekte Trabzonspor Başkanlığı'nı düşünür müsünüz soruma Trabzon şivesiyle gülerek "Ha bu top işini sevmeyrum" diyerek  cevap verdi. 

"Politik görüşünüz nedir?" soruma, "CHP'li babanın liberal ve de demokrat oğluyum" diye cevap vermesi doğrusu inandırıcıydı. Makine mühendisi olmak için, İTÜ ve ODTÜ yerine Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi'ni tercih etmiş. KTÜ adını arabasının plakasına yazdırıp, gelen binlerce CV'den tüm KTÜ mezunlarını CV’lerini bizzat incelemesinin sonucu olarak, 55 bin kişinin çalıştığı TAV'da şu an 4 bin KTÜ mezununun çalışması az bir şey olmasa gerek. Aldığı ödül ve payeler içinde, KTÜ Senatosu'nun verdiği Doktor unvanı onun için hepsinden çok önemli.   

Örneğin, milyarlık Abu Dabi Havalimanı Projesi'nin başında yine bir KTÜ'lü olan, eski Bayındırlık ve Spor Bakanı Faruk Özak'ı oğlu Ali Haydar Özak bulunuyor. Her ne kadar Giresun doğumlu olsa da memleketi olan Tonya ilçesinin adını torununa isim verecek kadar doğduğu toprakları seviyor. Babalarının Tonya ve Trabzon'a yaptıklarından geri kalmamak için, tüm kardeşler büyük gayret ve çaba gösteriyor. KTÜ Sağlık Meslek Yüksek Okulu, bu gayretlerin bir ürünü. 

Kendisini hiçbir zaman bakan oğlu gibi hissetmediğini ve bunun farkına bile varmadığının altını çizen Sani Bey, kendi şirketini kurarak hayata atıldığını ve de hiçbir zaman patronu olmadığını dile getiriyor. Adını, Trabzon Sera Gölü'nden alan kendi şirketini ve TAV'a doğru giden yolu anlatırken gözleri dalıp gidiyordu. 

Aytekin arkadaşımın tabiriyle "Üzerinde güneş batmayan şirket" olan TAV ve gelecekle ilgili soruma "Ben 2021 yılına kadar CEO'luk görevimi sürdüreceğim. Ardından 4 yıl da Yönetim Kurulu Başkanı olarak devam edeceğim. 2025'e kadar buradayım. Ardından oğlum Ozan Şener tarafından yönetilen Sera Yapı'ya döner sonra da emekli olur, torunlarla oynarım." diye cevap veriyordu. 1997 yılında kurulan TAV'ın ilk havalimanı özelleştirme işini kazanan şirket olduğunu ve şirketlerinin büyümesinin AK Parti dönemlerine denk geldiğini, bu dönemde özelleştirmelerin fazla oluşunun bunu sağladığını sözlerine ekliyor. Atatürk Havalimanı özelleştirme ihalesinde rakipleri olan Malezya Airport Holding'ten (Halen Sabiha Gökçen'i işleten şirket) 1 milyar dolara yakın daha yüksek fiyat vererek aldıklarını, herkesin o zaman bu rakama çok şaşırdığın, fakat bu işten kendilerinin kazançlı çıktığını gururla anlatıyordu. TAV'ın bu günlere çok kolay gelmediğini, insan kaynağı, teknik ve finansman gibi üç ana etkeni iyi kullandıkları ifade edip, bugünkü noktaya ulaştıklarını anlatıyor.   

Şu anda kendisinin yönetimindeki 24 şirketle, 38 ülkede faaliyette olduklarını, 7 ülkede 14 havalimanı, 27 ülkede 76 havalimanında da servis şirketlerinin olduğunu dile getirirken, bunların içinde en karlı tesisin Atatürk Havalimanı'nın olduğunun altını çiziyor. 

DEAŞ saldırısında ve 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında AHL'de olduğunu ve havalimanını 5 saat gibi kısa bir sürede tekrar ulaşıma açtıklarını söylüyor ve tüm çalışanlarının hakkını teslim ediyor. İstanbul Atatürk Havalimanı bir anlamda "Gazi" havalimanıdır demeyi de ihmal etmeyen Sani Şener, 10 milyar dolar değerindeki bu havalimanı ile gönül bağımız hep olacak. Burada devlete her yıl 500 milyon lira vergi ve kira veriyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 85'ini işe yerleştirdik. 5 bin 700 kişi işsiz kalacak bu durum bizi çok üzüyor." diyerek. 

TAV'ın değerini şöyle açıklıyor.:

"TAV Havalimanları, 1.1 milyar euro, TAV İnşaat, 1.2 milyar dolar olmak üzere toplam 5 milyar dolar. Holding'in değeri 2 milyar dolar. Bu grup, yönetimi ve başarılarıyla Harward Business Scholl'da vaka çalışması (Case study) olmuştur."

Dünyanın en büyük havalimanı işletmecileri olarak ADP ve Vinci Fransız, Fraport Alman, Schipol Hollanda ve TAV Türk şirketidir. Toplam 500 milyon yolcuya hitabeden bu şirketlerden ADP, TAV ve Schipol ile, Vinci ADP ile, TAV Fraport'la, ve Schipol de ADP ile değişik havalimanlarında ortaktır. Sani Şener, havacılıkta, özellikle de havalimanı işletmeciliğinde henüz tüm kartların açılmadığını ve taşların tam yerine oturmadığını ve de yeni gelişmeler olabilir mi, son kozlar oynanır mı şeklindeki soruma "Neyin, ne zaman, neden ve nasıl olacağını zaman bize gösterir" diyerek son noktayı koydu. 

THY'nin de İstanbul Havalimanı'na ortak olup, havaalanı işletmeciliği yapma niyetinin en azından yakın zamanda veya şimdilik olmayacağını açıklaması gözlerin başka yerlere ve başka oyunculara çevrilmesine neden olacaktır. 

İyi uçuşlar Türkiye'm...

Bu yazı toplam 2545 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.