İSTANBUL- Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın Teke Tek programı için turizmciler “vodvil” yakışırmasında bulunurken tursapnet platformu kurucu moderatörü Cemal Kızıltan “TURSAB’ı senelerdir yönetemeyen, dertlerimize derman olmayan Başaran Ulusoy daha fazla ısrar etmeden ve gecikmeden istifa etmeli, bu vesile ile kedi olalı bir fare tutup, sektörü sahipsizlikten ve plansızlıktan kurtarmalıdır”dedi.
MAHALLENİN ŞIMARIK ÇOCUĞU
Cemal Kızıltan *Türsab başkanının heba ettiği iki saat ve reklam arası” değerlendirmesinde bulunarak program hakkında yorum yaptı. Konuşmacıların sözlerine karışarak “mahallenin şımarık çocuğu” gibi davranan Türsab Başkanı’nın sektörün sorunlarından uzak bir şekilde iki saati heba ettiğini belirtti. Kızıltan şöyle devam ittiği “AKTOB, ve TUROFED nispeten daha organize durumda, ne istediklerini biliyor ve bunu ifade etmeye çalışıyorlar, ama TURSAB varsa yoksa liman ve kongre merkezi… Kısaca inşaat işleri…
Fatih Altaylı kendi meşrebince onu uyarmaya çalıştı, ama anlayan kim.. Kendi konuşması bitti, başkalarına söz verildiğinde de büyük bir nezaketsizlikle söze karıştı, TUROFED Başkanı Osman Ayık efendi biri, bizimki sözüne karıştıkça nazik bir şekilde uyarmayı denedi, ama nefesi yetmedi. Allahtan bu konuda deneyimli olan Yusuf Hacısüleymanoğlu kendi sözünün habire kesilmesine meydan vermedi. Sonunda ortam öyle bir hal aldı ki Fatih Altaylı erken bir reklam arası vermek zorunda kaldı.”
KONU TURIZM SEKTÖRÜNDEKI KRİZDİ
Haberturk’de Teke Tek programinda işlenmeye çalışılan konu turizm sektöründeki krizdi. Konuklar ise sırasıyla AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleymanoğlu, TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve TUROFED Başkanı Osman Ayık olarak sıralanmıştı. Fatih Altaylı belli ki iyi hazırlanmış, zaten turizm sektörüne yabancı değil, üstelik deneyimli bir gazeteci ve TV programcısı.. Çalışılan diyorum, çünkü ne yazık ki program tam bir kör düğüşü şeklinde geçti. Doğru dürüst, sorunların konuşulabildiği, çözüm önerilerinin dile getirilebileceği bir program olmasına Fatih Altaylı’nın bile kıdemi yetmedi..
SEBEP ; MALUM!..
Başaran Ulusoy adeta mahallenin huysuz ve şımarık çocuğu gibiydi. Sabahtan beri bu konuda yazan pek çok meslektaşımızın belirttiği gibi hemen hiç bir soruya net yanıt vermedi, senelerdir TURSAB toplantılarında yaptığı gibi bir sürü gereksiz istatistik, birbirini tamamlamayan rastgele seçilmiş hamasi cümleler kurarak herkesin aklını karıştırdı. Fatih Altaylı kendi meşrebince onu uyarmaya çalıştı, ama anlayan kim.. Kendi konuşması bitti, başkalarına söz verildiğinde de büyük bir nezaketsizlikle söze karıştı, TUROFED Başkanı Osman Ayık efendi biri, bizimki sözüne karıştıkça nazik bir şekilde uyarmayı denedi, ama nefesi yetmedi. Allahtan bu konuda deneyimli olan Yusuf Hacısüleymanoğlu kendi sözünün habire kesilmesine meydan vermedi. Sonunda ortam öyle bir hal aldı ki Fatih Altaylı erken bir reklam arası vermek zorunda kaldı.
GRÇEKLER NET OLARAK ANLATILAMADI
Olay ortada ; Bir ülkede terör, şiddet ve savaş riski varsa bedava da sunsanız kimse gitmez!.. Bırakın bizi, mülteci akınına uğrayan Yunan adalarına dahi rezervasyonlar ciddi oranda düşmüş durumda.. Bu aşamada verilecek teşvikler, yapılacak tanıtım da sadece sektördeki moral ve motivasyonun daha fazla düşmemesine, şirketlerin kepenk kapatmadan, belki küçülerek, ama yetişmiş, deneyimli ve bilgili kadrolarını ellerinde tutmalarına yardım edebilecektir. Ama bu gerçeği kimse net olarak dile getiremedi..
TURİZMİN PATRONU KİM?
Programın gelişen dakikalarında ise bilindik diyaloglar yaşandı ; otelciler yaptıkları yatırımın ve sağladıkları istihdamın büyüklüğünü ön plana koyarak, olası teşviklerden daha fazla pay almaları gerektiğini söylediler, TURSAB temsilcisi saatlerce konuştu, “her lafın başında patron biziz” dedi ama sonrasında bu iddiası ile ters düşmek pahasına turizm şirketlerinin KOBİ kapsamına alınması ve KOSGEB desteği şeklindeki talepleri ile temsil ettiği sektörün gerçekte hangi seviyede olduğunu itiraf etti. SGK indirimine, vergi ödemelerindeki ertelemeye neden çok ihtiyacımız olduğunu anlatamadı. Velhasıl kimse, ama hiç kimse dişe dokunur bir şey söylemedi, 2 saatlik süre nafile tartışma ve çemkirmelerle harcandı, gitti, bitti.
TÜRSAB’IN STRATEJİSİ, YA DA SÖYLEMİ YOK
AKTOB, ve TUROFED nispeten daha organize durumda, ne istediklerini biliyor ve bunu ifade etmeye çalışıyorlar, ama TURSAB öyle mi!.. Belli ki TURSAB’ın makro ve mikro anlamda hiçbir planı, stratejisi, ya da söylemi yok!.. Varsa yoksa Liman ve Kongre Merkezi.. Kısaca inşaat işleri!.. Plan ve hedef olmayınca da işler itfaiyeci tadında, “yangın olur, biz yangına gideriz” mantığında yürütülmeye çalışılıyor.
1618 SAYıLı YASA NE IŞE YARıYOR?
Yapılması gerekip te yapılamayanlara örnek mi istersiniz ; Senelerdir çözülememiş 1618 sayılı yasa sorunu, TÜRSAB kaynaklarının birlik üyelerinin menfaatleri doğrultusunda kullanılmaması, yurtdışı kaynaklı teknoloji şirketlerinin vergi ve diğer ticari denetimlerden muaf olması nedeniyle var olan haksız rekabete önlem alınamaması, TURSAB’a bağlı ve Seyahat acentelerinin yararına faaliyet gösterdikleri iddia edilen şirketlerin denetimi ve bilançolarının üyeler ile paylaşılmaması, Turizm İhtisas Mahkemelerinin kurulması için yeterli çabanın gösterilmemesi ve en önemlisi A grubu olup, incoming yapan Seyahat acentelerinin ihracatçı statüsüne alınamaması..
YETER MI YOKSA DAHA SAYAYıM Mı?
Yaşamakta olduğumuz terör ve kargaşa dolu günlere ve bundan sebep radikal olarak düşüş gösteren turist taleplerine yukarıda sıraladığım konuları da eklersek, TURSAB’ı senelerdir yönetemeyen, dertlerimize dermen olmayan Başaran Ulusoy daha fazla ısrar etmeden ve gecikmeden istifa etmeli, bu vesile ile kedi olalı bir fare tutup, sektörü sahipsizlikten ve plansızlıktan kurtarmalıdır.
Yoksa halimiz harap..