İSTANBUL- İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 25 yıl önce ilk yolcularını ağırladığı, doğduğu yer olan ilk terminal binası, “Terminal 1 Renovasyon Projesi” kapsamında 1. Fazı yeni vizyonuyla hizmete açıldı.
Türkiye'nin 2'nci, Avrupa'nın 9'uncu en yoğun havalimanı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın hızlı büyümesine paralel olarak ek kapasite sağlayacak olan Terminal 1’in, yapımı tamamlanan Faz-1 bölümü düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Yenilenen Terminal 1’de düzenlenen açılış törenine, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, İstanbul Valisi Davut Gül, Sabiha Gökçen Havalimanı Mülki İdare Amiri Halil Avşar, AK Parti İl Başkanı Abdullah Özdemir, HEAŞ Genel Müdürü Faruk Kacır, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın (ISG) terminal işletmecisi Malezya Havalimanları Holdings Berhad (MAHB) Yönetici Direktörü Dato' Mohd Izani Ghani, havalimanı ekosistemindeki paydaş kurumların üst düzey yöneticileri ile çok sayıda davetli katıldı.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı iştiraki Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi HEAŞ ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Yatırım, Yapım ve İşletme A.Ş. (ISG) iş birliğinde toplam 70 milyon euro yatırımla hayata geçirilen Terminal 1 Renovasyon Projesi’nin Faz-1’i açılırken, tüm hızıyla devam eden Faz-2 ve Faz-3 çalışmaları ise 2026 yılı içerisinde tamamlanması hedefleniyor.
Havalimanının ilk terminal binası olan ve 16 yıldır operasyon dışında olan Terminal 1’in tam kapasite hizmete girmesiyle birlikte Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, İstanbul’un büyüyen ulaşım ihtiyaçlarına çözüm sunmakla kalmayıp, ülkemizin uluslararası hava trafiğindeki payını artırarak küresel havacılık arenasındaki konumunun daha da güçlenmesine önemli katkılar sağlayacak.
Bakan Uraloğlu: Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yalnızca bir altyapı projesi değil
Çağımızda ulaşımın sadece bir ihtiyaç değil aynı zamanda bir medeniyet göstergesi, bir kalkınma dinamosu olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, havacılığın insanları, kültürleri ve ekonomileri birbirine bağlayan güçlü bir köprü olduğunu söyledi. Bakan Uraloğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemiz, Asya, Avrupa ve Afrika’nın kesişim noktasında, Afro-Avrasya coğrafyasının tam ortasındaki stratejik konumuyla dünyanın en avantajlı coğrafyalarından birine sahip. Dört saatlik uçuş mesafesinde, 1,5 milyar insanın yaşadığı ve toplam ekonomik büyüklüğü 55 trilyon doları aşan 67 ülkenin merkezinde yer alıyoruz. Bu avantajı doğru okuyarak da son 23 yılda hayata geçirdiğimiz cesur ve vizyoner politikalarla, Türkiye’yi havacılıkta dünyanın parlayan yıldızı haline getirdik. 2002’de 26 olan aktif havalimanı sayımızı 58’e çıkardık. Yani her yıl ortalama 1,4 havalimanını hizmete açarak, gökyüzünde sınır tanımayan bir Türkiye inşa ettik. Yapım çalışmaları devam eden Yozgat Havalimanı ve Bayburt–Gümüşhane Bölgesel havalimanı ile bu sayıyı 60’a çıkaracağız. Yine iç ve dış hatlarda toplam yolcu trafiğimiz yaklaşık 34 milyon seviyesindeydi; 2024 yılı sonunda 231 milyon yolcuya çıkarak Avrupa’da 3’üncü, dünyada 7’nci sıraya yükseldik. Bu yılın ilk 11 ayı içinde 229,7 milyon yolcuya hizmet sunduk.”
Bugün dış hat uçuş noktasının 132 ülkede 355’e ulaştığını söyleyen Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak” hedefiyle ülkemizi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Dış hat uçuş ağımızda; 2003’te 50 ülkede 60 noktaya uçabiliyorduk. Hava Ulaştırma Anlaşması yaptığımız ülke sayısını da 81’den 175’e çıkardık. Bu alanda dünyada en çok anlaşma bulunan ülkelerin başında geliyoruz.” dedi.
“Avrupa’da “Major Havalimanları” kategorisinde en hızlı büyüyen havalimanı unvanını taşıyan bu eşsiz tesis, operasyonel verimlilik, müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik alanlarında sektör standartlarını yükseltmeye de devam etmektedir. Bildiğiniz üzere neredeyse tam iki yıl önce, 25 Aralık 2023’te Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı ikinci pistin devreye alınmasıyla, Sabiha Gökçen daha hızlı, daha güçlü bir ivme kazandı. 3 bin 540 metre uzunluğundaki bu pist, geniş gövdeli uçakların inişine imkan sağladı; yeni taksi yolları, yüksek kapasiteli apronlar, trafik kontrol kulesi ve son teknoloji üstyapılarla hava trafik kapasitesi büyük ölçüde arttı. Havalimanımız, bu yatırımla gerçek potansiyelini ortaya koydu. Bu gelişimin katkıları rakamlara çarpıcı biçimde yansıdı: 2023’ün ilk 11 ayında 33 milyon 716 bin yolcuya hizmet verilirken, 2025’in aynı döneminde yolcu sayısı yüzde 31 artarak 44 milyon 217 bine ulaştı. Sadece 11 ayda, 2024 yılının tamamında kırılan 41 milyon 449 bin yolcu rekorunu geride bıraktık. Hatta, Aralık ayının ortası itibarıyla yolcu sayımız 46 milyonun üzerine çıktı. Yıl sonuna kadar ise bu rakamın 48 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Bu rakamlar, ikinci pistin Sabiha Gökçen’e ve Türk havacılığına ne kadar büyük bir doping etkisi yaptığını, sınırları nasıl zorladığını açıkça gösteriyor.”
Doğal olarak artan yolcu trafiğini karşılamak, daha hızlı, daha güçlü ve daha konforlu hizmet sunmak için Terminal 1 Renovasyon Projesi’ni hayata geçirdiklerini kaydeden Bakan Abdulkadir Uraloğlu, “Bugün açılışını yaptığımız 1. fazı ile havalimanımız hem kapasite hem konfor açısından büyük bir ivme kazanacak. Yeni yapılan çalışmalarla, ilk terminal binası T1 modern mimarisi, gelişmiş teknolojik altyapısı, yolcu konforuna yönelik çözümleri ve sürdürülebilir yapısıyla yeniden hayat buldu. Yapılan düzenlemelerle yolcularımızın metro–otobüs–terminal geçişleri daha hızlı ve konforlu hale getirildi.
Eşsiz ve kesintisiz hizmet için her detay titizlikle tamamlandı. Faz 2 ve Faz 3’teki çalışmalar da tamamlandığında Terminal 1, havalimanımıza yıllık ilave 5,5 milyon yolcu kapasitesi kazandıracak. Terminal 1 Renovasyon Projesi 1. Fazının İstanbul’umuza, ülkemize ve havacılık sektörümüze hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ise konuşmasında, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın, sadece sivil havacılığa yönelik bir yatırım olmanın ötesinde; savunma sanayiimizin kritik altyapı ihtiyaçlarını destekleyen stratejik bir hamle olarak şekillendiğini söyledi. Prof.Dr. Görgün, “Bugün burada yalnızca bir terminal binasının açılışını gerçekleştirmiyoruz. Aynı zamanda; artan yolcu talebine cevap veren, erişilebilirliği güçlendiren, şehirle, ülkeyle ve dünyayla kurduğumuz bağlantıları daha sağlam bir zemine taşıyan bütüncül bir vizyonun önemli bir adımına hep birlikte şahitlik ediyoruz.” dedi.
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen “İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi – İTEP” kapsamında, havacılık, savunma ve ileri teknoloji ekosistemlerinin entegre biçimde gelişmesini hedefleyen özgün bir modelin ilk adımı olarak planlandığını vurgulayan Prof. Dr. Haluk Görgün sözlerine şöyle devam etti:
“Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan elde edilen gelirlerin, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na aktarılarak ülkemiz savunma sanayiinin teknolojik altyapısının geliştirilmesine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik kritik projelerde kullanılması, projenin ülkemiz ve savunma sanayii açısından önemini daha da artırmaktadır. Havalimanı, bünyesinde barındırdığı Havacılık Bakım Onarım Merkezleri, Teknopark İstanbul ile organik bağlantısı ve sunduğu entegre altyapı ile Başkanlığımızın savunma sanayiinde sürdürülebilirlik, teknoloji derinliği ve küresel rekabet gücü oluşturma hedeflerinin, havaalanı ölçeğinde hayata geçirildiği stratejik bir platformdur.”
Yolcu deneyimini önceliklendiren, teknolojiyi stratejik bir araç olarak kullanan ve operasyonel verimliliği sürekli ileriye taşıyan güçlü dönüşüm vizyonuyla atılan her adımın, Sabiha Gökçen’i modern havalimanı işletmeciliğinin güçlü örneklerinden biri hâline getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Haluk Görgün, “Ulaştığımız yolcu trafiği seviyesi, havalimanlarımızda pist ve hava tarafının yanı sıra terminal altyapılarının da bütüncül bir anlayışla geliştirilmesini beraberinde getirmiştir. Bu anlayış doğrultusunda, uzun yıllar hizmet verdikten sonra farklı amaçlarla kullanılan Terminal-1 binası; Başkanlığımızın öncülüğünde, HEAŞ Meydan Otoritesi ve terminal işletmecisinin iş birliğiyle yeniden değerlendirilmiş ve “Terminal-2 – Terminal-1 Entegrasyon Projesi” hayata geçirilmiştir. Bu yapı, yolcu akışının terminal geneline dengeli biçimde yayılmasını sağlayarak hem operasyonel verimliliği hem de yolcu deneyimini ileri bir seviyeye taşıyacaktır.” dedi.
HEAŞ tarafından yürütülen çalışmaların yalnızca mevcut kapasiteyi artırmakla sınırlı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Haluk Görgün, Terminal-3 ve Mütemmimleri Projesi ve Kuzey Hava Sahası Gelişim Projesi gibi yatırımların, önümüzdeki dönemde havalimanının uzun vadeli ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlandığını açıkladı.
HEAŞ Genel Müdürü: Sabiha Gökçen Türkiye’nin dünyaya açılan güçlü bir kapısı haline geldi
Sabiha Gökçen Havalimanı Meydan Otoritesi HEAŞ Genel Müdürü Faruk Kacır, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yıllar içerisinde yalnızca uçakların iniş kalkış yaptığı bir meydan olmanın ötesine geçerek Türkiye’nin dünyaya açılan en güçlü kapılarından biri hâline geldiğini söyledi.
Genel Müdür Kacır sözlerine şöyle devam etti: “HEAŞ olarak bizler; bu büyük ve dinamik yapının güvenli, kesintisiz ve sürdürülebilir şekilde işletilmesinden sorumlu meydan otoritesiyiz. Pistlerden aprona, hava sahasından enerji altyapısına; kar ve buzla mücadeleden taksi yollarına, acil durum yönetiminden çevresel sürdürülebilirliğe kadar her alanda 7 gün 24 saat görev başındayız. Çünkü havalimanı dediğimiz yapı; durağan değil, her an yaşayan ve anlık kararlar gerektiren bir ekosistemdir. Sabiha Gökçen, 2001 yılında sivil havacılığa açıldığında 44 bin yolcuya ev sahipliği yapıyordu. 44 binden 44 milyona ulaştığımız bir ekosistemden bahsediyoruz.”
Havacılığın; ticaretten turizme, yatırımdan istihdama kadar pek çok alanı doğrudan etkileyen stratejik bir sektör olduğunu vurgulayan Faruk Kacır, bu alandaki her kapasite artışının, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü bir adım daha ileri taşıdığını belirtti.
Avrupa’daki birçok köklü havalimanının tek haneli büyüme oranlarıyla ilerlediği bir dönemde, Sabiha Gökçen’in çift haneli artışlarla zirvede yer aldığını hatırlatan Kacır, bu sonuçların Türkiye’nin havacılıktaki rekabet gücünün açık bir göstergesi olduğunu söyledi.
HEAŞ Genel Müdürü Kacır, açılışı yapılan Terminal 1’in, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın hafızası olduğuna dikkat çekerek “İlk yolcuları karşılayan, ilk uçuşlara ev sahipliği yapan bu yapı; operasyon dışı kaldığı dönemlerde dahi bu meydanın ruhundan hiçbir zaman kopmamıştır. Bugün Terminal 1’i yeniden hayata geçirirken, aslında geçmişle geleceği aynı çatı altında buluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.
İkinci pistin tam kapasiteyle devreye alınması, apron park pozisyonlarının artırılması, yeni hangarlar, bakım tesisleri, akaryakıt çiftlikleri ve hava sahası gelişim projelerinin, meydanın operasyonel dayanıklılığını güçlendiren stratejik adımlar olduğunu dile getiren Faruk Kacır, “Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz bu yeni kapının, Türkiye’nin geleceğine açılan daha büyük kapılara vesile olmasını temenni ediyorum.” dedi.
“Türkiye-Malezya iş birliğinin gücünü yansıtıyor”
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın (ISG) işletmecisi Malezya Havalimanları Holdings Berhad (MAHB) Yönetici Direktörü Dato' Mohd Izani Ghani, Türkiye – Malezya dostluk ilişkilerine dikkat çekerek ISG’nin en önemli yatırımlarının başında geldiğini söyledi. İstanbul’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Dato İzani, “Bugünkü tören, Sabiha Gökçen Havalimanı için önemli bir altyapı dönüm noktasının ötesinde bir anlam taşımaktadır. Aynı zamanda güvene, ortak hedeflere ve uzun vadeli büyüme vizyonuna dayanan bir iş birliğinin gücünü yansıtmaktadır. Bu yatırım, her iki ülke açısından da stratejik bir önem taşımaktadır. Türkiye için, ulusal havacılık hedeflerini ileriye taşımakta ve İstanbul’un küresel ölçekte lider bir merkez olma konumunu daha da güçlendirmektedir. Malezya açısından ise bu proje; güçlü ortaklıklar, karşılıklı güven ve paylaşılan uzun vadeli vizyon temelinde hayata geçirilen önemli bir yurt dışı havalimanı yatırımının başarısını yansıtmaktadır. Türkiye’de bize duyulan güven için tüm ilgili kurum ve kuruluşlara en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Bu güven sayesinde havalimanı, küresel havacılığın en dinamik başarı hikâyelerinden biri hâline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirilerek yenilenen vizyonuyla Terminal 1’in Faz-1 bölümü hizmete açıldı.
Terminal 1 Özellikleri ve İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Hakkında:
2024 yılını 41,5 milyon yolcu ile tamamlayan Sabiha Gökçen, Avrupa Havalimanları Konseyi (ACI Europe) verilerine göre geçen yıla kıyasla yüzde 27,7’lik yolcu büyümesiyle Ekim ayında Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanı oldu.
Açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gerçekleştirilen 2. pistin devreye alınmasıyla Türkiye genelindeki uçuş trafiğinin yaklaşık yüzde 15’ini karşılayan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın kapasitesini artırmak, yolculara konforlu bir seyahat deneyimi yaşatmak amacıyla yenilenen T1 terminalinde 5,5 milyona kadar yolcuya hizmet verilecek.
2025 Kasım ayı itibarıyla toplam yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17’lik artışla 44,2 milyona ulaşan Sabiha Gökçen’de bu trafiğin 19,4 milyonu iç hat, 24,8 milyonu dış hat yolcularından oluştu. Toplam yolcu trafiğinin yüzde 56’sının dış hatlardan gelmesi, Sabiha Gökçen’in artık net biçimde uluslararası ağırlığı olan bir havalimanı haline geldiğini gösteriyor.
11 aylık sonuçlara göre, iç hat yolcu trafiğinde yüzde 21’lik pay ile birinci sırada yer alan Sabiha Gökçen Havalimanı, dış hatlarda da ülke toplamının yüzde 18’ini karşılıyor.
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda Kasım ayında iniş-kalkış yapan uçak trafiği iç hatlarda 9 bin 409, dış hatlarda 13 bin 680 olmak üzere toplamda 23 bin 89 olarak gerçekleşti. Yolcu trafiği ise iç hatlarda 1 milyon 758 bin 618, dış hatlarda 2 milyon 387 bin 864 olmak üzere toplamda 4 milyon 146 bin 482 oldu.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bu süreçte, iç hatlarda 105 bin 978, dış hatlarda 144 bin 560 olmak üzere toplamda 250 bin 538 uçak trafiği gerçekleşti.
Bu ivmeyle birlikte toplam yolcu sayısının hedeflenenin üzerine çıkarak 2025 yılında yaklaşık 48 milyona ulaşması bekleniyor.
Bugün yenilenerek hizmete açılan T1 terminali ile mevcut terminal T2’nin toplam kapasitesi böylece 50 milyonu aşacak.
2025 yılı içerisinde toplam 23 dış hat, 2 iç hat olmak üzere toplam 25 hat açılışı gerçekleştiren İstanbul Sabiha Gökçen (ISG) Uluslararası Havalimanı, bugün 54 ülkede 39 iç hat, 115 dış hat olmak üzere toplam 154 destinasyonu İstanbul’a bağlıyor.
İstanbul ve çevresindeki destinasyonlara yakınlığıyla “Şehrin Havalimanı” olan İSG, kara, deniz ve raylı sistem bağlantılarıyla ideal bir transfer noktası olarak öne çıkarken, kapasiteyi arttıracak T1 terminali ile daha fazla sayıda uçuşu çatısı altında toplayacak.
24 bin m²’lik T1, özel bir köprü sistemiyle T2’ye bağlandı
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda titizlikle yürütülen T1 yenileme ve aktivasyon projesinin bel kemiğini özel bağlantı köprüsü oluşturuyor. T1 ve T2 terminal binaları, Türkiye’de ilk kez uygulanan iki ayak açıklığı arası 80 mt olan, 240 metre uzunluğunda çelik bir köprüyle birbirine bağlandı.
Yapımında 1100 ton çelik kullanılan köprü, pistleri ve apronu gören özel manzarasıyla da havalimanları arasında benzersiz noktalardan biri olmaya aday.
Toplam 24 bin m²’lik büyüklüğe sahip olan uydu terminal T1, mevcut terminal T2’nin Dış Hatlar 201 no’lu kapısından köprüyle bağlanarak havalimanına mevcut kapılara ek olarak 9 noktada toplam 18 biniş kapısı kazandıracak.
Açılan Faz1 bölümünde 5 noktada 10 biniş kapısı bugün itibarıyla hizmete alındı. Önümüzdeki günlerde uçuş planlamalarına bu kapılar dahil edilecek.
Yenilenen T1 terminalinde 1300 kişilik oturma kapasitesinin yanı sıra çocuk oyun alanları, yeme – içme - alışveriş kioskları, hac ve umre yolcusu misafirler için ihram giyinme odası ve mescit bulunuyor.
Yolcular ana terminal binasından (T2) check-in, bagaj ve pasaport işlemlerini tamamladıktan sonra T1’e yürüyen bantlar sayesinde kolaylıkla geçiş yapabilecek.
Afet durumlarında kesintisiz hizmet verilebilmesi için ileri seviye sismik izolatör teknolojileriyle inşa edilen ve dünyada depreme en dayanıklı yapılar arasında yer alan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın mevcut terminal binasına uyumlu olarak T1 terminali de sondaj ve jeofizik araştırmalar; zemin iyileştirme-iksa-veri ve geoteknik proje uygulamalarıyla güçlendirildi.
Proje kapsamında sürdürülebilirlik açısından mevcut bina yapısı yeni ihtiyaçlara hizmet edecek biçimde olabildiğince korunarak yenilendi.
Sökümü yapılan tüm birincil ve ikincil çelikler, MKE’ne (MKE Geri Dönüşüm İşletme Müdürlüğü) teslim edilerek geri dönüşüme kazandırıldı.
Mevcut T2 terminalimizde yer alan fakat kullanımda yer almayan yürüyen yollarımızın tüm parça değişimleri ve bakımlarını yaparak T1&T2 bağlantı köprüsünde kullanıldı.
Gün ışığından mümkün oldukça yararlanmak adına, aydınlatma otomasyonu sistemi kurularak, enerji tüketiminin minimuma indirilmesi hedeflendi. Tüm elektrik ve mekanik ekipmanlar, en yüksek enerji sınıfı olan IE5 verimlilik standardına göre seçildi.
Yaklaşık 8 ay gibi kısa bir sürede yapımı fazlı olarak tamamlanan projede, ortalama günde 400 ve maksimumda da 550 kişi sınırlı alanda çalıştı. Bu süreçte herhangi bir iş kazası yaşanmadan açılış safhasına ulaşıldı.
Projenin ilerleyen safhasında, ISG Ofisleri’nin Terminal 1’de konumlandırılması ve mevcut ofislerin bulunduğu asma kat alanlarının tamamen yolcu trafiğine açılması planlanıyor. Ofislerden boşalan alanların dahil edilmesiyle kara ve hava tarafında yolcular için ek alanlar oluşturularak misafirlerin seyahat konforunun artırılması hedefleniyor.
Türkiye ve Avrupa havacılık sektöründe önemli rekor ve başarılara imza atan; 40 milyonun üzerinde yolcuya hizmet veren “Major Havalimanları” kategorisinde Avrupa’da en hızlı büyüyen havalimanı olan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, operasyonel verimlilik, müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik alanlarında sektör standartlarını yükseltme ve en yenilikçi havalimanı olma hedefine uyumlu adımlar atmayı kararlılıkla sürdürecek.