İSTANBUL-Kaybolan Çeşmeler adlı kataloğun Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen tanıtım toplantısına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay "Turizme şerbeti dahil edebilsek İstanbul'a 1 milyon daha fazla turist gelir.'' dedi.
- Bakan Günay, Kuveyt Türk Katılım Bankası'nın tarihi ve kültürel varlıkların korunması ve sürdürülmesine katkı vermek amacıyla hazırlattığı ''Kaybolan Çeşmeler'' adlı kataloğun Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı.
Ertuğrul Günay, burada yaptığı konuşmada 2008 yılının ilk günlerinin böyle güzel bir çalışmaya vesile olmasının içinde bir umut ışığı doğurduğunu belirterek ''İnşallah su ile başlayan gayretlerimiz, su gibi aziz su gibi güzel biçimde devam eder.'' dedi.
Eyüp Sultan'daki Nazım Bey Çeşmesi'nin kitabesinde ''Su her şeye hayat verir,'' yazdığını söyleyen Bakan Günay, bu sözün çok doğru olduğunu, dünyada büyük uygarlıkların ya nehir, ya deniz kıyısı olmak üzere su çevresinde oluşmuş olduğunu kaydetti.
Ertuğrul Günay, suyun hayatın, canlılığın ve medeniyetin kaynağı olduğuna işaret etti ve Anadolu ve dünyadaki birçok yerin su ile tarif edildiğini ve su üzerinde isim aldığını belirtti. İstanbul'da bentler, kemerler, su terazileri, maksemler bulunduğunu anlatan Günay ''Çobançeşme'', ''Soğukçeşme'', ''Çatalçeşme'' ve ''Kuruçeşme'' gibi İstanbul'daki birçok semtin adının sudan geldiğini bildirdi.
Suyun büyük medeniyetlerde görsellik, zarafet ve güzellik kaynağı olarak da görüldüğünü ifade eden Bakan Günay, suyun su küpleri ve su bilezikleri ile hem geçmişte hem de bugün şehirlerin güzelleştirilmesinde kullanıldığını söyledi.
HÜZÜNLÜ BAŞLIK
Ertuğrul Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Su ile haşır neşir olmuş bir medeniyetler zincirinden, silsilesinden geliyoruz ama son yıllarda bu medeniyetlerin bu görkemli eserlerine karşı bu duyarsızlık nasıl oluşabilmiş anlamak mümkün değil. Bu kitabın ismi beni çok etkiliyor ve çok üzüntü duymama sebep oluyor. 'Kaybolan Çeşmeler...'. Çeşme kaybolur mu? Çeşme hayat kaynağı. Su çevresinde oluşmuş bir medeniyetin ortaya çıkardığı eserler kaybolabilir mi? Bir uygarlık zinciri üzerinde yürüyor ve çağdaş uygarlık düzeyini yakalamaya çalışıyorsak çeşme kaybolabilir mi? Hele abide, mücevher gibi eserler kaybolabilir mi? Bu bir dönem bizim üzerinde yaşadığımız değerlere karşı inanılmaz bir vurdumduymazlık ve duyarsızlık içerisinde kaldığımızı gösteriyor. Bu kitabın adını uyarı olarak alıyorum. Kaybolmaması, hatırlanması ve sahiplenilmesi gereken değer ve mücevherler bunlar.''
Son yıllarda böyle bir hatırlama, yeniden tarihe, uygarlık ürünlerine ve medeniyetin yüksek değerlerine sahip çıkma anlayışı başladığını söyleyeb Günay, bunlardan biri olduğu için sponsor bankaya teşekkür etti.
Bankanın yaptırdığı restorasyonla İstanbul'daki Azapkapı Çeşmesi'nin azabının sona erdirildiğini ve Saliha Sultan Hanım'ın adına yakışır şekilde restore edildiğini belirten Bakan Günay, bu ve benzeri çalışmaların medeniyete karşı yüksek bir saygının işareti olduğunu kaydetti.
İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın elbirliği içinde, İstanbul'da unutulmuş eserlere sahip çıkma gayretinde olduğunu ifade eden Bakan Günay, son olarak Topkapı içinde bir ''Su Medeniyeti Köşesi''nin ortaya çıkarıldığını ve Ayasofya'daki sebilin bir kaç yıldan beri adına yakışır biçimde insanlara su verdiğini bildirdi.
Günay ''İçimdeki sevinç buruk sevinçtir. Bunca çeşmenin, bunca mimari, insani ve tarihi değeri olan eserin yakın zamana kadar unutulmuş olması bağışlanmaz bir kusurdur. Şimdi biz tarihe ve millete karşı bu kusuru ortadan kaldırma konusunda el birliğiyle gayret içerisindeyiz.'' şeklinde konuştu.
KUVEYT TÜRK GENEL MÜDÜRÜ UYAN
Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan da ''Kaybolan Çeşmeler'' kataloğundan önce ''Kaybolan Meslekler'' adlı kataloğu çıkardıklarını hatırlatarak, kültürel mirasın farkına varılması ve korunmasına destek vermek amacıyla bu çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi.
Uyan bankanın iştirakçileri arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünün de olduğunu kaydetti ve bu durumun kendilerine vakıf eserlerinin ihya edilmesi ve gelecek nesillere taşınması anlamında ciddi bir sosyal sorumluluk yüklediğini kaydetti.
Kültürel eserlerin korunmasına yönelik çeşitli çalışmalar yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini belirten Ufuk Uyan, Kuveyt Türk olarak Azapkapı'daki Saliha Sultan Sebil ve Çeşmesi'ni aslına uygun olarak restore ettirdiklerini anlattı.
''Kaybolan Çeşmeler'' adlı kataloğun danışmanı Prof. Dr. Oktay Aslanapa da dünyanın en büyük iki medeniyeti olan Roma ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde en çok suya önem verdiğini ve su yolları yaptırdığını anlattı.
ŞERBET 1 MİLYON TURİST ÇEKER
Bakan Günay, konuşmaların ardından Sepetçiler Kasrı'ndaki çeşme maketlerini inceledi.
Ertuğrul Günay, bir çeşme maket musluğunun altına konulan şerbet dolu bardaktan şerbet içti.
Bakan Günay, bu sırada ''Şerbet bize özgü bir lezzettir. Turizme şerbeti dahil edebilsek İstanbul'a 1 milyon daha fazla turist gelir.'' dedi.
Bir gazetecinin ''Havaalanlarında her turiste şerbet ikram edilebilir mi?'' sorusuna Günay, bunun çok masraflı olacağı için yapılamayacağını söyledi.
Tanıtım toplantısına Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı ve yazar Hilmi Yavuz da katıldı.
Katalogta, suyla gelen mimari kültürün bir parçası olan çeşme ve sebiller anlatılıyor.
AYASOFYA'DAKİ TAHRİBAT
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, toplantıdan ayrılmadan önce gazetecilerin ''Ayasofya'da yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle tahrip olan tarihi eserler var. Bunlarla ilgili bir çalışma ve denetim var mı?'' şeklindeki sorusu üzerine ''Denetim de inceleme de dikkat de söz konusu... Hepsine bir süre sonra ne yapacağımıza bakacaksınız.'' karşılığını verdi.
