Sahil yağması ve uçkurlar

Sahilleri Yağmalama Yasası hazırlandı...
Şehircilik ve İmar Bakanlığı, tam 22 ilimizde “Bakir sahillere nasıl tecavüz edilir” çalışmasını tamamladı.
Buna göre; denize on metre yakına kadar inşaat yapılabilecek…
Bir önceki yasada ise bu sınır elli metre olarak belirlenmişti.
Villa, otel, apartman, beton yığınına dönüşecek, bakmaya doyamadığımız doğal güzellikler...
Yani, 75 milyon vatandaşın ortak malı olan deniz kenarları, para babalarına, yandaşlara peşkeş çekilecek.
Milletin hakkı, hükümet eliyle resmen gasp edilecek.
Dünyanın hiçbir ülkesinde, böyle sahil yağmasını sağlayan yasa yoktur sanırım.
Hasbel kader, gezdiğim birçok ülkede ki, aralarında Fas, Tunus gibi Arap ülkeleri de var, böyle talan görmedim.
Bu yasa tasarısı Meclisten geçtikten sonra, ayağınızı denize sokmak için bir karış yer bulamayacaksınız…
Bunun sorumlusu da, hâlâ at gözlüklerini çıkarmayan, hâlâ kemik peşinde koşanlara ait olacaktır.
Ne muhalefetten ne medyadan tek satır, tek kelam yok arkadaş...
Ama Başbakan ortaya bir kemik atsa herkes onun peşinde…
Günlerce gazete manşetlerinde, televizyon ekranlarında…
Tüm kanallarda yorumcular, saatlerce ipe sapa gelmez şekilde tartışıyorlar…
Hürrem’in dekoltesi…
Sülüman’ın aşkları…
İbrahim’in ihanetleri…
Kadınların intikam planları…
Hadise’nin kilosu… Hülya’nın kilodu…
Ayşe’nin yatak odası maceraları…
Hasan Cemal’in sertleşmesi… Hakan Şükür’ün Türklüğü…
Cinler gece mi çarpar yoksa gündüz mü?
“Ben sizi bir çarpıcam göreceksiniz gününüzü” dememek için zor tutuyorum kendimi.
Tartışılan konulara bakar mısınız?
Bu ülkenin sorunları sadece bacak aralarında mıdır?
Sadece yalaka değil, yalama bir toplum olduk çok şükür...
Allah cümlesini ıslah etsin… Başka ne diyeyim ki!