Rixos 3 ülkede yatırım yaptı

ANTALYA- Rixos Otelleri'nin sahibi Fettah Tamince, bürokrasi yüzünden Türkiye'de yatırım yapamamaktan yakınıyor. "Ne yaparsak yapalım Türkiye'de hükümet peşkeşçi, yatırımcı doğa katili olarak görülüyor" diyen Tamince, bu bakış açısının değişmesi gerektiğini

 Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirdiği yatırımlarla en fazla tartışılan işadamlarından olan Fettah Tamince, Türkiye'deki ilk projesi olan Antalya Rixos Premium Belek Oteli'nde yeni projelerini anlattı, hakkındaki iddialara yanıt verdi.

Referans Gazetesi'nin haberine göre "Gizemli olmam aslında fazla açık olmamdan kaynaklandı" diyen Tamince, projelerini kamuoyu ile açıkça paylaşmaya devam edeceğini belirtiyor. Geçen 5 yıl içinde grubun cirosunun yaklaşık 1.6 milyar dolar civarına geldiğini ve bunun 1.3 milyar dolarının inşaat şirketi Sembol'e ait olduğunu söyleyen Tamince, "Tasarla, inşa et ve işlet mantığıyla dünyanın her yerinden yatırımcıyı, çalışanı ve müşteriyi bir araya getiriyoruz" diye konuşuyor.

Moskova ve Dubai'de SPA merkezleri yolda

Rixos olarak çok kısa sürede lokal düzeyde önemli bir marka olduklarını ve bu başarının kendilerini dünyanın başka bölgelerine yönelmede cesaretlendirdiğini kaydeden Tamince, "Şimdi artık amacımız Rixos markasını bir dünya markası haline getirmek. Kaybolup gideceğimiz bölgelere girmektense markamızı tanıyan ülkelere yatırım yapmayı tercih ediyoruz. Hırvatistan, Kazakistan, Dubai, Avusturya bu ülkeler arasında. İnşaatları Türk mühendisler yapıyor. Bu ülkelerde yaptığımız yatırımlarda Türk ürünleri kullanıyoruz. Türk markalarıyla çalışmak istiyoruz" diyor.

Türkiye'de turizmdeki pahalı oda satılmaz düşüncesini Rixos Belek'le kırdıklarını ve yaz aylarında ortalama 600 dolara oda sattıklarını söyleyen Tamince, markanın bundan sonraki stratejisini de şöyle açıklıyor:

"Dubai'de, Kazakistan'da, Hırvatistan'da fiyat açısından dünya markalarının üstündeyiz. Bundan sonra markamızı böyle konumlandırdık. Atıl konumda olan veya markayla örtüşmeyen yatırımlardan ya çıkacağız ya da rehabilite edeceğiz. Beldibi, Labada ve Konya bunların arasında. Tekirova tesisimizi ise rehabilite ederek kendi klasmanımıza getireceğiz. SPA'larımız otelden bağımsız bir marka ve artık fazlasıyla tuttu. Moskova ve Dubai'de SPA merkezleri açıyoruz."

Türkiye'ye güven var ama bürokrasi sorun

Dünyanın pek çok ülkesinde yatırım yapmalarına rağmen Türkiye'de bürokratik engeller yüzünden yatırım yapamadıklarını da sözlerine ekleyen Tamince, bu konuda şunları söylüyor:

"Bu gün gerekli kolaylıklar sağlansa başka yerde harcadığım enerjinin 10 katını Türkiye için harcarım. Yatırımlar için dışarıdan para bulur, fonlar sağlar, yatırımcılar getiririm ama ne yazık ki problemli bir bürokrasi var. Türkiye'de en büyük projelere talip olduk. Lara Park, Galataport bunlardan sadece birkaçıydı. Eğer bu projelere zamanında onay verilseydi 2 milyon turist getirir, turizm sürelerini 2 ay uzatırdık. Bunları anlatmak için sivil toplum kuruluşlarının hemen hepsinin kapısını çaldık. Ama ne yaparsak yapalım şöyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık: Yatırımcı doğa katili, hükümet peşkeşçi. Durum böyle olunca da ne devlet teşvik etmek ister ne de yatırımcı yatırım yapmak. Çünkü bizler işimizi rastlantısal yapmayız. Bugün yaptığımız projelerden söz ediyoruz. Herkes muhteşem projeler diyor. Oysa bilinmiyor ki Galataport ve Haydarpaşa projeleri bunlardan çok daha üstün olabilir. Bu mantığı aşmamız lazım. Ben doğa katili olamam. Çünkü doğayı satıyorum."

Türkiye'nin istikrarının, demokrasisinin yatırımcılara güven verdiğine ama eleştirilerin çok ağır olduğuna dikkat çeken Tamince, "Dubai'den İsrail'den bizim her gün mesafe koyduğumuz insanlar bize hâlâ o kadar sıcaklar ki. Ama bunun biteceğinden de ürkmüyor değilim. Türkiye'de yatırımı herkes teşvik etmeli, motive etmeli. Oyuncuları korkutmayalım" dedi.