Manisa turizmine değişim lazım

ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
MANİSA- Yüzlerce tarihi kültürel, doğal ve turistik değere sahip olan “Şehzadeler Şehri” ve kayıp ülke Atlantis’ın bulunduğu Manisa’ya yıllarca Uzak Doğu’daki turistik tesislerde görev yaptıktan sonra ülkesine dönen Spilos Hotel’in Genel Müdürü Muratcan Sakarya ile değişime hazırlanıyor.



Spilos Oteli Genel Müdürü Muratcan Sakarya



MANİSA TURİZMİ İÇİN BİRLİKTE HAREKET LAZIM
İzmir’e yakın olmasının altında ezilen Manisa’da turizm günü birlik gelen, yani gelip-geçici turistler nedeniyle istenen düzeyde gelişmiyor. Bir çok özllikleri bulunan Manisa için yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışmalar başlatacaklarını söyleyen Muratcan Sakarya “Yurtdışında edindiğim tecrübeleri Spilos Oteli’nde yeniliklerle başlattım. Manisa turizminin canlanması için hep birlikte hareket etmemiz lazım geldiğine inanıyorum. Kayıp ülke Atlantis, hanisiyle ünlü Karun’un ülkesinin ve Türk tarihinin güçlü padişahlarının şehrini turizmde özlenen yere getirmeliyiz” dedi.

MİTOLOJİK SPİL DAĞI ETEKLERİNDE
Kayıp ülke “Atlantis’ın bulunduğu söylenen, mitolojiye konu olan Bereket Tanrıcası Kybele, dünyanın en eski kaya anıtı “Ağlayan Kaya Niobe” ile Yılkı Atları’na ev sahipliği yapan Spil Dağı’nın eteklerinde orman içinde kurulu olan Spilos Oteli konuklarına doğayla barışık bir yaşam sunuyor. İzmir’e 40 dakika, Manisa merkezine 5 dakika uzaklıkta bulunan Spilos Oteli 45 delüks 3 standart 48 odasıyla çam ormanlarının ortasında huzur ve sakinlik sunuyor.

Manisa köftesi ve köpüklü ayranı

MANİSA’NIN ÖZEL LEZZETLERİ
Spilos Otel, konuklarına sunulan yöre mutfağının en özel ürünlerinin yer aldığı zengin kahvaltısı, konforlu odaları, yüzme havuzu ve ormanın içinde yer alan Mesir Restoranı ile unutulmaz bir dinlenme sunuyor. Davet ve organizasyonlar yanında kır düğünlerinin vazgeçilmez ortamını sunuyor. Mesir restoran, orman manzarası eşliğinde Manisa kebabı ve köftesi, yaprak kebabı, çöp şiş gibi özel lezzetleri tattırıyor.

ORMAN HAVASIYLA SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİ
Çevredeki ormanın sunduğu sağlıklı yaşam yanında fitness ve spa bölümünde daha sağlıklı olursunuz. Spor aletleri ile günlük çalışmanızı yapadat stress atabilirsiniz. Sauna, buhar odası ve jakuzi ile günün yorgunluğundan kurtulursunuz. Çam ormanlarından gelen yoğun oksijeni içinize çekip nefes aldığınızı hissedersiniz. Masaj salonunda ise vücudunuzun her noktasının kadar değiştiğinizi farkedersiniz.

ŞEHZADELERININ SALTANAT TECRÜBESI KAZANDıKLARı ŞEHIR
Manisa’yı ilk kuranların Yunanistan’ın Teselya Bölgesi’ndeki Pelion Dağı’ndan göç eden Magnetler olduğu tahmin ediliyor. MÖ 1450 – 2000 seneleri arasında Hititler’in etkisinde kalan kent daha sonra Romalılar’ın eline geçiyor. Osmanlı egemenliğine girişi ise 1391 senesinde Yıldırım Bayezid sayesinde oluyor. Ancak Ankara Savaşı sırasında elden çıkan kent, 1412 senesinde Çelebi Mehmed tarafından tekrar Osmanlı topraklarına katılıyor. Burası Saruhan Sancağı haline getiriliyor. Özellikle 1437-1595 yılları arasında Osmanlı şehzadelerinin saltanat tecrübesi kazandıkları önemli siyasi merkezlerinden biri oluyor.



Mimar Sinan'ın eseri Manisa Muradiye Camii

TARİH VE KÜLTÜR MERKEZİ MANİSA
Türk tarihinin en kudretli padişahları Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere 5 padişah, 13 şehzade yetiştiren Manisa önemli bir turizm şehridir. Ayrıca Türk kültür tarihinin önemli ozanları Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin türbeleri Manisa’dadır.
Manisa günümüzde 500 yıla yakındır sürdürülen Mesir Macunu şenlikleri ve hiç unutulmayan rahmetli Manisa Tarzan’ı ile anılıyor. Bunun dışındaki eserleri pek çok insan bilmez. Kutsal Spil Dağı’nda munteşem doğal ortamda özgürce yaşayan yabani Yılkı Atları bulunur.
Manisa’nın simgesi haline gelen Manisa Lalesi en çok bir “düğünçiçeği” denilen “anemon” ile çok karıştırılır. “Anemon” makilik alanlarda Manisa Lalesi daha yükseklerde yetişir. Halk, Spil’de Manisa’ya özgü bir anemon türünün yetiştiğini iddia ediyor. Bu Lale türü Mart-Nisan aylarında çiçekleniyor. Çiçekler koyu mavi renktedir. Açık mavi, beyaz ve pembe çiçekli olanları da bulunuyor.





Manisa Yeni Han'da "cilveli kahve" içtik. Üzerine fındık ve ceviz ezmesi konulan kahve farklı oluyor. Halil Tuncer, Yılmaz Keleş, Özkan Altıntaş, Gözde Minel

MİMAR SİNAN, FATİH VE KANUNİ
Manisa’da Padişah 3.Murat’ın yaptırdığı ve Mimar Sinan’ın Ege’deki tek camii olan Muradiye Camii, Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafe Sultan’ın yaptırdığı Hafse Sultan Camii ve tarihteki en önemli sağlık merkezi olan Şifahane ve Mevlevihane, İpek Yolu’nun önemli konaklama yeri Yeni Kervansarayb

MANİSA’NIN ADI MERYEM ANA’DAN GELİYOR
Manisa, Lidya veya başka bir Ön Asya dilinde, anlamını bugün bilemediğimiz bir kelimeden türemiştir. Evliya Çelebi’ye göre ise Latinler buraya büyük anlamında “NİSA” derlermiş. Manisa’nın Bizanslılardan alınmasından, sonra “Magnesia” denilmiş ki, bunun manası da “Kafir Karısı Şehri” demekmiş.
“Mader” kelimesinin kısaltılması “Ma”dır ve “anne” anlamına gelmektedir. Fars kültürü bu bölgeye kadar çok etkili olmuştur, “NİSA” Arapça, İbranice, Fenikece, Aramice dilinde aynı anlamı içeren kelimedir…
MA-N-İSA İsa’nın annesi şehri manasına da geliyor. Spil dağında bulunan ve haritalarda gösterilen yere Meryem Taşı adı verildi.
Meryem Ana’nın Efes’e gitmeden önce Manisa’da “Roman Shire” ismindeki tapınakta kaldığı ve o yüzden bu bölgeyi şereflendirdiği için İsa’nın annesi anlamına gelen Manisa ismi verildiği söylenir.
Böylece Hitit, Aka, Frigya, Lidya, Hellen, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşayan Manisa’nın, Antik Çağ’daki adı Magnesia’dır. 1313 yılında Saruhanoğulları tarafından Bizanslılardan alınan şehrin adı Manisa olarak değiştirilmiş ve Beylik merkezi haline getirilmiştir.

Sardes Antik kenti

İNSANLIK TARİHİ VE İNANÇ TURİZMİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ŞEHİR
Hıristiyan dünyasının elinden düşürmediği İncil’de adı geçen 7 kiliseden 3 tanesi olan Sardes, Thyateira, Philadelphia Manisa’dadır. Hatta yok olan efsanevi ülke Atlantis’in Manisa’da olduğu söylenir.
Tarihte ilk parayı basan Lidya Krallığı’nın başkenti ve ünlü kral Karun’un ülkesi Sardes, 4000 yıllık antik kent Aigai, Spil Dağı'nda mitolojik kral Tantalos’un kızı Niobe’nin ‘Ağlayan Kaya’ adlı kaya anıtı, ayrıca, Yarıkkaya mevkiinde Niobe'nin erkek kardeşi Pelops ile ilişkilendirilerek "Pelops'un Tahtı" şeklinde adlandırılan ve Frig kült sanatının izlerini taşıdığı ve evvelce bir heykelin yerleştirilmiş olması muhtemel bir "oturak" veya "sunak" bulunur.
Dünyaca ünlü yazar Erich van Daniken’in “Tanrıların Ayak İzleri” adlı kitabında yer alan binlerce yıllık insan ayak izleri, Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın 99’uncu jeoparkı Kula Jeopark, yüzlerce yıla tanıklık eden Bintepeler Kral Mezarları, Akpınar Mesire yerinde düz kaya üstünde oturur biçimde duran Kybele Kaya Kabartması M.Ö. 13. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilir. Kybele, bütün Anadolu yarımadasında tapınılmış olan ana tanrıçadır. Bunların dışında bine yakın farklı bitki yanında her yerde bulunmayan yüze yakın bitki çeşidi Manisada’dır.



AĞLAYAN KAYA NIOBE EFSANESI
Spil Dağı'nın eteklerinde Ağlayan Kaya ya da diğer adıyla Niobe Kayası olarak bilinen kayanın bir sanat eseri olup olmadığı antik çağdan beri tartışılır. Doğal aşınma sonucu başı önüne eğik, ağlayan bir kadın görünümü kazanmıştır. Eski Yunan mitolojisi yoluyla günümüze gelmiş öyküsüyle yitirdiği çocuklarının ardından gözyaşı döken kahırlı anaların simgesi haline gelmiş Frigyalı (veya Lidyalı) Tantalus'un kızı Niobe'nin, Zeus tarafından burada taşa dönüştürüldüğüne inanılır.

Efsaneye göre Niobe'nin yedi oğluyla yedi kızı olduğuyla övünüyordu. Leto’nun ise yakışıklı Apollon ve güzeller güzeli tanrıça Artemis adlı iki çocuğu vardı
Niobe Leto’dan daha doğurgan olmakla övünüyordu. Bu gururu nedeniyle onu cezalandırmaya karar veren Leto, Apollon’a Niobe’nin bütün oğullarını, Artemis’e de bütün kızlarını öldürttü. Çocukların cesetleri 10 gün sonra tanrılar tarafından gömüldü. Frigya’daki evine dönen Niobe’nin acılarını dindirmek isteyen Zeus onu Spylos dağının (Spil Dağı-Manisa) yamacında bir kaya parçasına dönüştürdü.
Efsane böyle bitiyor. Dağın yamacında duran kadın başı, görüntüsündeki kayaya çok yakından bakıldığında gözyaşlarının aktığı görülürmüş. Başka bir söylenti de eğer yanında oynayan çocuklar olursa gözyaşları kesilirmiş.
Ağlayan Kaya yanına yakın zamanda bir amfitiyatro düzenlemesi yapıldı. Kayayı ziyaret edenler arasında duygulu mesajlar yazarak yere sermek alışkanlık haline geldi.

EFSANE ÜLKE “ATLANTİS”, MANİSA’DA MI?
M.Ö 360 yıllarında, Platon “Kritias ve Atlantis” kitabında günümüzden 11.000 yıl önce var olduğu kabul edilen efsanevi bir ülkeyi ve bu ülkenin başkenti Atlantis sitesini anlatır. İç içe halka surlarla çevrelenen ve üç limanı olan bu büyük kent parlak bir uygarlık merkeziydi ve sanat eserleri göz kamaştırıcıydı. Akropolün ortasındaki Kleio ve Poseidon’a adanmış tapınağın dışı tamamen gümüş kaplıydı ve anahtarları altından yapılıp içi ve dış çevresi altın heykelleri süslenmişti.
Büyük bir depremle yok olan Atlantis’le ilgili efsaneler eski Mısır’dan Yunanistan’a geçmiş ve yankılarını günümüze kadar korumuş. Ülkelerinin turizm potansiyelini arttırmak isteyen devletler ve kuruluşlar Atlantis’in toprakları üzerinde bulunduğunu kanıtlamak için arkeolojik izleri araştırmışlar yada araştırmalara destek sağlamışlardır.

KRAL TANTOLOS’UN MEZARı IŞARET OLDU
İngiliz arkeolog Peter James “The Sunken Kingdom” adlı kitabında, Atlantis’in kurulucu olan Atlas’tan itibaren Atlantis krallarının soyağacını Atlas, Tantalos, Niobe, Genç Tantlaslar ve Pelops olarak belirlemiştir. Kral Tantolos’un Manisa Dağı (Spil) üzerinde, Yarık Kaya mevkiinde kurduğu ve adını verdiği Tantalis kentine de dayanarak Atlantis’in Manisa’da Spil Dağında bulunduğu tezini savunmuştur. Bazı buluntuları günümüze kadar korunabilen Tantalis kentinin büyük bir fay yangı (Yarık Kaya) yakınında kurulmuş olması Atlantis efsanesi ile uyum sağlamaktadır, ilk çağın önemli yazarlarından Pausanios’in “Tantalos’un mezarının Spil Dağı’nda bulunduğunu ve kendisinin bir mezar gördüğünü” belirtmesi de bu tezi doğrulayabilecek diğer bir kanıttır.

BBC TELEVİZYONU BELGESEL YAPTI
Peter James’in Atlantis’in Manisa’da bulunduğunu savunması Avrupa’da ve dünyada arkeoloji çevrelerinde büyük ilgi uyandırması üzerine İngiliz BBC Televizyon ekibi Manisa’ya gelmiş ve hazırladığı belgeseli tüm dünyaya yayınladı. Bilim adamları bu konuda temkinli. Bu tezin benimsenmesi ve araştırmaların desteklenmesi sağlandığı taktirde Manisa’nın bilinen tarihinde yeni ve parlak bir sayfa açılır. “Arkeoloji” literatüründe Manisa “Atlantis” olarak benimsenip turizm açısından büyük bir canlanma sağlanabilir. 

SaveSave