• BIST 10918.51
  • Altın 5764.195
  • Dolar 42.5042
  • Euro 49.5641
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -1 °C
  • Antalya 12 °C

Karpuz sadece karpuz değildir!

Süleyman Dilsiz

Karpuz sadece karpuz değildir!

Karpuz baştan sona değerlendirilebilecek bir yaz mucizesi. Modern mutfağın da yıldızı olan kırmızı güzel, sadece meyve değil bütün vücuda şifa!
Yaz mevsiminin sesi bazen bir denizin sakin dalgası, bazen cırcır böceklerinin bitmez gevezelikleridir. Bazen de bir karpuzun ortadan ikiye ya­rılmasıyla duyulur: “Çat!” Evet, o koca göbekli, yeşil kabuklu ve içindeki kıpkırmızı lezzetle ya­zın ortasında serin bir nefes ço­cukluğumuzun yaz tatili resmi gibidir!

Ama bir duralım. Bu kırmızı mucize sadece serinletmekle mi görevli? Hayır efendim!

Karpuzun içinde likopen var, hem de domatesten fazla. Cildi­nizi korur, kalbinizi savunur. Yet­medi, damar açıcı, kas rahatlatı­cı sitrülin de içeriyor. Özellikle sitrülin zengini kabuğundan ya­parak paylaştığım “kahveli kar­puz tatlısı” Yeme de yanında yat!

Modern mutfağın da yıldızı olan kırmızı güzelin üzerine bazı şefler keçi peyniri ufalıyor, nane, lime ve hatta susam yağı gezdi­riyor. İstanbul’da bazı şefler kar­puzlu balık carpaccio sunuyor mesela; yaz menülerinde giderek daha cesur bir yer ediniyor.

karpuz-.jpgsadece bir meyve olamaz

Siz de benim gibi yazın ortasın­da elinizde bir dilim karpuzla de­rin lezzet keşif güdüsüyle tatları sorgulayanlardan mısınız? Kar­puzu kısırdan, limonata, ve don­durmaya, salatadan ayran aşı ya da gazpacho kıvamında soğuk çorbaya, suşi, turşu ve tatlısına kadar deneyip paylaşanlardan mısınız? Ya da çocukluğunda di­lim yeme yarışmalarının açık ara birincisi ya da çekirdekleriyle savaş yapanlardan mısınız?

Yoğurt, turşu yapma, karpu­zu sesiyle seçme ritüelini atala­rından öğrenen ve sosyal med­yasında “karpuz cumhuriyeti” sekmesi açacak ka­dar karpuz müda­vimi olarak söy­leyeceklerim var. Buyurun! Düşün­senize! Hele hele bugünlerin yazın­da nerdeyse vücu­dunuzun her ka­resinden şıpır şıpır ter damlarken, buz gibi bir karpuz dili­mi!

Hayat kurtarmaz mı? O ilk ısırıkta gelen serinlik ve ferahlıkla bü­tün yorgunluğunuzu alıp götüren anında bir yaz rüya­sına taşımaz mı? Sırf bu yüzden bile karpuz sadece bir meyve olamaz. O, güneşin altında ge­çen uzun yaz günlerinin, deniz kenarındaki keyifli sohbetle­rin, pikniklerin ve ailece yapılan kahvaltıların demirbaşı!

Bu kırmızı güzel sadece bir meyve mi dersiniz? Bence de­ğil! Yazın olmazsa olmazı kırmı­zı güzeli, sadece serinlemek için yiyorsanız, büyük haksızlık ya­pıyorsunuz. Çünkü bu güzel, ka­buğundan çekirdeğine kadar her şeyiyle adeta yazın en tatlı ecza­nesi, vücudumuzun gizli süper kahramanı.

Çünkü: Yaz sıcağında su içmek için en lezzetli bahane... Çünkü güzelimizin yüzde 92’si su! Ya­ni, kırmızı güzel sadece göze de­ğil, bedene de şifa. Likopenle cil­de parlaklık, sitrülinle kalbe des­tek, suyla ruha serinlik verir. Yani yazın o sıcakta, karpuz yedikten sonra “oh be” dediğiniz anların bilimsel bir açıklaması aslında! Çoğu faydası kabuk altındaki be­yaz kısımda gizlidir ama biz o kıs­mı hep çöpe iteriz. Hayat gibi; en kıymetli yeri itelediğimiz görün­meyen yerde saklı.

Evet, glisemik indeksi yüksek ama glisemik yükü düşük. Yani azıcık dikkatle gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz.

Ve bir not: Hani küçüklüğü­müzde büyük annelerimiz “Yut­ma o çekirdeği, içinde karpuz bü­yür!” derdi, değil mi? Çekirde­ği yutunca karpuz ağacı çıkmaz. Ama kavurup yerseniz, protein ve çinko dolu süper bir atıştırma­lık olur. (Tabii yutmanın zararı­nı da unutmadan, hele çocuklar dikkat!)

Bildiğiniz gibi yazın resmi sponsoru olan karpuz, üzerine bir fiske kaya tuzuyla “elektro­litlerim düştü, kendime geldim” moduna geçer. Tuz, o güzeli “vay arkadaş, bu ne lezzet!” dedirte­rek ikiye katlar. Üstelik terleye­rek yitirdiğimiz tuzu da geri ka­zandırır.

Evet, karpuz sadece karpuz de­ğildir! O buzdolabına konup yeni­len bir meyvenin ötesinde, Türk edebiyatında da çokça karşımıza çıkan, anlamı derin halk mutfağı­nın şiiri gibidir. En fakirin de, en zenginin de dilindedir. Hatta Ser­met Muhtar Alus’un 1940’lı yıl­ların İstanbul’unda mesela! De­niz mevsimini başlatır. Üstadın 7 Temmuz 1946 tarihli Akşam ga­zetesindeki “Dünden Bugüne Karpuz” yazısı deniz mevsiminin karpuz kabuklarının denize düş­mesiyle başladığından söz eder:

“Karpuz İstanbul’da temmuz girmeden evvel ortaya çıkar, bir hafta, on gün geçince sergile­re düşerdi. Adana’dan madana­dan turfanda getirilmezdi. Çün­kü o vakitler oraya da şimendifer yok; tren Konya’dan tornistanda. Karpuz kabuğu denize düşme­den denize girilmezdi. Sıcaklar basmış, vücutlar terden sucuk, ellerde yelpaze, ‘Ha dil altına uğ­rıyacağız, ha uğradık’ diye çır­pınırken de denize ayak bile so­kulmazdı. Caddebostanı’nda, Kadıköyü’nde, Haydarpaşa’da vapurlar girip çıkarken iskele­nin köşelerinde, bucaklarında dört gözle kabukları arardık.”

Türkiye üretiminde  dünya 3'üncüsü

Sadece tadıyla değil, satın alın­masından, taşınması ve şekliyle de ritüelleri olan kocaman bir kül­tür taşıyan kırmızıyı 2023’de dün­yada 64 milyon tonla Çin, en çok üreteni. Bir önceki yıla göre üre­timi düşen ülkemiz 3.1 milyon ton ile Hindistan’dan sonra 3. sırada.

Kırmızı, baştan sona değerlen­dirilebilecek bir yaz mucizesi. Hele kabuğu! Alaçatı’da müdavi­mi olduğum Papazz adlı bir butik restoranda damla sakızlı karpuz kabuğu tatlısını ilk kez tattığımda damağımda Ege’nin serin melte­miyle Antakya’nın kadim tatlı kül­türü birleşmişti.

Ben de ilhamla mutfağa girdim. Onlar kabukları kireçte beklet­mişti; ben karbonatta. Kıvamı korurken tatlıya dönüşen bu ka­buklar, kahveyle buluşunca bam­başka bir şeye dönüştü. Yanına bir top limonlu dondurma, ya da bir kaşık süzme yoğurt... Biraz ba­dem filesi veya Antep fıstığı ile. İşte yazın sürpriz yıldızı!

Karpuz kabuğundan bir yaz rüyası: Kahveli karpuz tatlısı

Malzemeler:

-Karpuz kabuğu ½ kg

-Karbonat 2 kaşık

-Şeker 400 g

-Kahve çekirdeği 1 kaşık

-Karpuz suyu ½ bardak

-Su 1 bardak

-Limon tuzu 1 çay kaşığı

-Limon suyu ½ adet

Yapılışı:

1-Kalın kabuklu, karpuz kabuğunun kırmızı kısmını temizleyip yeşil kabukları soyun. Birebir veya 3-4 cm şerit boyutlarında hazırlayın.

2-Karbonatı derin bir kasede suya ilave ederek iyice karıştırın. Hazırladığınız bu suya kabukları yatırın En az 10- 12 saat olmak üzere bu suda bekletildikten sonra karpuz kabukları çok bol suda iyice yıkayın. Suyunu iyice süzün.

3-Tencereye ölçülü su, limon suyu ve karpuz suyu koyup kaynatın. Karpuz kabukları da kaynayan suya ilave edin ve ateşi kısın. 40-45 dakika kadar tencerenin kapağı kapalı olarak kaynatın veya düdüklü tencerede 15-20 dakikada pişirin. Karpuz kabuklarını çatalla kontrol edip yumuşadıktan sonra toz şekeri limon suyu ile birlikte ilave edin.

4-Kahve çekirdekleri hafif kavurun. Yarısını havanda dövün ve diğer yarısıyla birlikte tencereye ilave edin. Yaklaşık 15*20 dakika kadar pişirin. Ateşten inmeye yakın limon tuzu ilave edin 1-2 dakika daha kaynatın. Bu şurup içinde pişen karpuz kabukları şeffaf ve çıtır olacaktır.

5-Soğuduktan sonra bir kavanoza alın. Buzdolabında dinlendikçe lezzeti artar.

6- Özellikle kahve yanında veya kaymaklı dondurmayla birlikte üzerine file badem veya Antep fıstığı serperek servis edin.

Bu yazı toplam 87 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.