MALATYA- Malatya Havalimanı'nda Türkiye'nin önemli turizm fotoğrafçılarından Halil Tuncer ile birlikte uçakta sigara içen biri yüzünden çıkan kargaşada kaçırıldık. İş anlaşılınca geri geldik. Ama bu kaçırma macerası anılarımızda komik bir hikaye olarak yer aldı.
Sizlere Malatya gezimizi anlatırken yaşadığımız ilginç olayları da vererek yazımızın birez renkli olmasına çalışacağım. Bu arada Türkiye'nin cennet köşelerinden Malatya'yı bizim gözümüzle farklı tanımanızı sağlayacağım.
Malatya Valiliği ile Malatya Belediyesi"nin ortaklaşa düzenlediği 18. Malatya Sanayi ve Ticaret Fuarı ile Kayısı Festivali"ne katılmak üzere bir grup gazeteci ile Malatya yolunu tuttuk.
Bir gün önce yurtdışından geldiğimi için uykusuzdum. Gecenin ikisinde yatıp sabahın 03.00"ünde kalkıp Kozyatağı"ndan 04.00"te Havaş otobüsüne bindim. Yol buyanca uyudum. Otobüs bir saatte havalimanı varınca bilet işlemimi yapıp içeri kontrolden geçerek içeri girdim ve bir köşede uçağı kaçırmamak için kulağım kirişti uyuklamaya çalıştım. Neden sonra anons yapıldı ve hemen uçağa girerek koltuğuma yerleştim ve bir saatlik yolculukta şekerleme yakma istedim.
Malatya ekibinde kimlerin olduğunu uçaktan indiğimde gördüm. Turizm sektöründe herkesin yakından tanıdığı Halil Tuncer"de uçaktaydı.

Bagaja verilen valizimiz olmadığı için birlikte terminalden çıktık. Bizi karşılayacak aracı arıyorduk ki tanıtık bir ses Halil ağabey diye seslendi. Malatya İl Kültür ve Turizm müdürü Yardımcısı Ali Cengiz bizi bekliyordu.
Araç ilerde Havalimanında inşaat olduğu için buralara kadar sokmuyorlar. Siz gidin ben geliyorum dedi.
HALİL TUNCER'İ GÖREN GENÇ BİZİ YAKALADI
Biz araca doğru yürümeye başladık. Havalimanı terminalinin önünde kazı alanının üzerine tahtalardan serili sırat köprüsü gibi bir yoldan yürüdük ve taksilerin beklediği yere çıktık. Taksiciler Şehir 15 lira diye bağırıyorlardı. Halil Tuncer, başında kovboy şapkası, elinde çantaları bir görev kazasında sakatladığı ayağını sürüye sürüye geliyordu.

Bizi götürecek aracı ararken, Halil Tuncer tam yanıma geldiğinde gençten birisi yanımıza geldi.Hoş geldiniz diyerek Halil Tuncer"in ellerine bir genç sarıldı. Beni izleyin dedi. Halil"in elindeki çantaları kapan gençle birlikte yürümeye başladık. Otoparkta bizi Renault Kango bir araç bekliyordu. Bende çantamı verdim. Genç adama bagaja koydu. Ben öne oturdum Halil arkaya Yola koyulduk
KOSKOCA VALİLİK BU ARABAYI MI GÖNDERDİ?
Halil söyleniyordu: Koskoca valilik bizi almak için bu arabayı mı gönderdi? Diğer arkadaşlar neyle geliyorlar?
Şoför sorulardan bir şey anlamamıştı.
Halavilamından yola çıktık. Sonra ana yoldan ayrılıp köy yollarına saptık. Kayısı ağaçlarının arasından giderken Halil şoföre yine sordu:
Hara nerede?
Harayı geçtik. Geride kaldı
O sırada tarlaya kurutmak için serilen kayısıları gördük.
Halil yine sordu:
Tarladaki kayısıları çekmemiz lazım ne zaman duracaksın?
Bu sırada şoförün telefonu çaldı:
Hikmet ağabey misafirleri aldım geliyorum
Şoförün misafirler sözü şoförü tedirgin etmişti.
Ağabey bir kişi değil dedi.
Bu arada köy yollarına sapmış ve havalimanından epeyi uzaklaşmıştık. Telefon kapanmıştı.
HİKMET AĞABEYİN TELEFONU HİÇ SUSMADI
Telefon bir daha çaldı. Şoför Hikmet ağabeyi ile yine bir şeyler konuştu.
Biz Hikmet ağabeyi bizi karşılayacak komiteden biri sanıyorduk.
Şoför bana Yusuf beyi telefonla arar mısınız? dedi.
Numarası varsa arayayım dedim.
Bende de yok dedi.
Ortada bir bit yeniği vardı ama ne şoför ne de bizler anlamıştık. Hikmet ağabey habire şoförü arıyordu.
Sonunda şoför telefonu bana verdi:
Hikmet ağabeye kendinizi tanıtır mısınız? dedi.
Ben telefonu alıp kendimi tanıttım. Sonra arkaya verdim.
Kendimizi tanıttıktan sonra telefonu tekrar şoföre verdim.
ŞOFÖR YOLUN ORTASINDA "ZINK" DİYE DURDU
Artık iyice havalimanından uzaklaşmaştık.
Telefon bir daha çaldı. Şoför bir şeyler konuştu ve asfaltın ortasında Zınk diye durdu.
Niye durdundiye sordum
Dur dediler dedi.
Asfaltın ortasında durulur mu. Arkamızdan bir araç gelse tepemize çıkar. Aracı kenara çek dedim.
Şoför şaşkın gibiydi. Dediğimi yaptı. Aracı yanda tarlaların arasına çekti ve araçtan çıkararak ilerde telefonla konuşmaya başladı.
Biz ne olup bittiğini anlamamıştık.
Halil Tuncer Neler oluyor? Ali Cengiz nerede? Yusuf kim? diye sormaya başladı.
DAĞIN ORTASINDA BİZİ BIRAKACAKTI
Ben de bilmiyordum. Neden sonra şoför yanımıza geldi.
Benim sizi burada indirmem lazımmış dedi.
O zaman patladım: Kardeşim sen bizi aldığın yere bırak ve neler olduğunu anlat dedim.
Yaşlı birini alacakmışım. Herhelde yanlışlık oldu dedi.
O zaman havalimanına dönelim dedim.
Şoför direksiyona geçti ve dönüşe geçtik.
Yol boyunca alacağı kişinin nasıl biri olduğunu sordum.
Yaşlı biri dedi:
ŞOFÖR YAŞLI BİRİ DİYE HALİL TUNCER'İ ALMIŞTI
Şoför bizim Halil Tuncer"i ayağını sürterek gelirken görünce Tamam aradığımı buldum diye yapışmıştı. Piyango bize çıkmıştı. Ama bir kişi yerine bir kaç kişi alınca iş ortaya çıkmıştı. Tek Halil Tuncer olsaydı, şoförle birlikte kimbilir hangi köye gidecekti.
Neden sonra havalimanına yaklaştık.
Seni yaşlı adam nerede bekliyor?diye sordum.
Bilmiyorum dedi.
Aracı polisin önüne çekip Bu araç yaşlı birini alacakmış. İzin verinde içerden alsın dedim.
Polis Biraz önce birine izin verdik ve yaşlı birini alıp gitti dedi.
Bizim şoförün kafası iyice karışmıştı.

Bu arada biz çantalarımızı alıp araçtan inmiştik uzaktan bir ses Halil ağabey neredesiniz. Sizi arıyordum diye seslendi.
Ali Cengiz bizi arıyordu. Kafileden diğer gelenler otobüse binmiş bizi bekliyorlardı.
Bizde otobüse bindik.
BİRİSİ UÇAK TUVALETİNDE SİGARA İÇMİŞ YAKALANMIŞTI
Bu arada Ali Cengiz kafileden birinin uçağın tuvaletinde sigara içip hostesler tarafından yakalandığını ve kaptan tarafından havalimanı polisine teslim edildiğini söyledi. Ali Cengiz onu kurtarmak için bizi bırakıp terminale girince biz de başka araçla yola çıkmıştık.
İşler arap saçı gibiydi.
Otobüse girip rahat bir nefes aldığımızda Halil Tuncer içridekilere dönüp
Kim uçakta sigara içti diye sordu.
Gençten bir arkadaş Ben içtim diye cevap verdi.
Diyecek bir şey yoktu. Kabullenmişti.
Halil Tuncer Vay anasını dedi. Otobüs yola koyuldu.

Ömer Uzun, Ali Cengiz, Esra, Halil Tuncer, Mehmet Kavuk, Zeynel, Özkan Altıntaş
Yeşilyurt'ta Suyun başında kahvaltı ederken ve yol boyunca herkese başka araçla yaptığımız gezi ve Hikmet ağabey ve kaçırılma maceramızı anlattık. Herkes gülüp durdu. Uçakta sigara içen arkadaşın macerası ise bizimki kadar kısa bitmedi.
Onu da yarın anlatacağım.
YARIN: UÇAKTA SİGARA İÇİNCE NELER OLUYOR?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.