Bahar Birinci: Seyahat etmek bende bir tutku

İSTANBUL, Emirates Havayolu Türkiye, Bulgaristan ve Romanya Bölge Müdürü Bahar Birinci aynı zamanda gerçek bir seyahat tutkunu. Öyle ki bu uğurda kariyerinde değişikliğe giden Birinci, dünyanın farklı coğrafyalarında keşiflere çıkıp gittiği yerler üzerine yazmaya ve fotoğraflar çekmeye tutkuyla bağlı. Bahar Binici ile yakın zamanda gerçekleştirdiği Uzak Doğu gezisi ve keşfetmeye dair bir söyleşiyi Milliyet Tatil'den  İhsan Dindar gerçekleştirdi.

Öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz. Kimdir Bahar Birinci?

Profesyonel yaşamıma havayolundan çok farklı bir sektörde başladım. 15 yıl ihracat sektöründe çalıştım. Hep denir ya “insan bir konuda bir şey istiyorsa bir şey de yapması gerekiyor” ve amaca uygun adımlar atması gerekir. Önceliklerinizi tartacaksınız. Havayolu sektörüne giriş sebebi zaten tamamen seyahat amacıyla oldu. Ben her zaman seyahat etmeyi severim. Eşim de sever. Bende bir tutku seyahat etmek. Sektör değiştirdiğimde herkes şaşırmıştı. İhracatta tanınmış bir isimdim. O dönem British Airways’te bir pozisyon açıldı. Hiçbir tecrübem olmadan o işi aldım. Orada beş sene çalıştım. Sonrasında da Emirates’te Türkiye müdürlüğünü üstlendim. 25 yıldır da buradayım. Artık Bulgaristan ve Romanya da sorumluluğumda.

Bu aynı zamanda iyi de bir şans değil mi? Hobinizle işinizi bir arada yürütebilmek…

Şansı yadsıyamazsınız. İlla ki etkisi vardır. Ama o şansı yaratmak için bir çaba sarf etmelisiniz. Aynı zamanda istekli ve azimli olmalısınız.

"Her şeyin ölçüsünü bilmek lazım"

Bir kadın olarak bu tip seyahatlerin zorlukları var mı? Kadın gezginler için de tavsiyeleriniz var mı?

Tabii ki yanınızda birisiyle seyahate çıkmak güzel. Ama onun kim olduğu çok önemli. Ben çok gezmeyi seven biriyim. Bir tablonun karşısında bir saat durabilirim. Aynı müzeleri defalarca görüp üzerine yazılar yazarım. Gittiğiniz yere ve amaca göre kişilerle seyahate çıkmanız gerekiyor. Coşkun Aral ile çok seyahat ettim. Haberci programını yaptığı dönemde. Ayarlamaları yapıp birlikte gidiyorduk. Coşkun’un da gözü kara olduğu için öyle biriyle gitmek daha kolay oluyor. Bir yerlerde saatlerce kalabiliyorsun. Hindistan’ın kabile köylerine tek başına gidersin de keyfi olmaz. Hindistan için zor bir yer derler. Aslında değildir ben 16 kez gittim. En az altı kere tek başına gittim. Yalnız seyahat etmeyi de severim. Çünkü kendi hızına göre yaşarsın. Aslında her yerde, her zaman tehlike yaşayabilirsin. New York’a gittiğinizde gece Central Park’ta dolaşmamanız gerekir. Gece Beyoğlu’nun arka sokaklarına girmeyeceksin. Maceracı olacaksın ama her şeyin ölçüsünü bilmek lazım. Kadın ya da erkek diye bir şey yok. Kadın olarak bir ayrım göremiyorum. Sadece kadın grupları halinde gezenler de var. Mesela, ben Üsküdar Amerikan Lisesi mezunuyum. Bizim sınıftan kadın arkadaşlarla sık sık bu tip seyahatlere gideriz. Hepsinin yeri farklı. Aslında tek başına dünyayı gezen çok sayıda kadın gezgin de var. Benim en çok istediğim şeylerden biri de Interrail turu yapmaktı. Onu da yapacağım inşallah. Ama onun için önce emekli olmam lazım. Çünkü şöyle bir özgürlüğe ihtiyacım var. Gideyim ve dönüş tarihim belli olmasın.

Peki sizi en çok etkileyen rotalardan bahsedebilir misiniz? Her defasında aynı heyecanla gittiğiniz yerler…

Öyle yerler var tabii. Mesela Paris benim için öyle bir yerdir. Paris’e dört günlüğüne giderim, kendi başıma ya da çok iyi anlaştığım bir arkadaşımla gezerim, dolaşırım. Paris bende öyle bir yer. Çünkü bir süre de orada yaşadım. Emirates’teki görevim nedeniyle altı aylık bir süre boyunca orada kaldım. Oğlum ailesiyle birlikte Barcelona’da yaşıyor. Sanırım orası da benim için öyle bir yer olacak. Hindistan’a 16 kez gittim. Orası da öyledir. Tanıdığım insanlara Hindistan gezileri için rota çizerim. Varanasi’ye 6-7 kere gitmişimdir. Viyana’yı severim. Küçük bir yerdir, sürekli güzel sergiler olur. Ulaşımı kolaydır. Yeni Zelanda’ya bir daha gitmek isterim. Vietnama da yeniden gidip Saygon’da daha fazla kalmak isterim. Bir şekilde tadı damağınızda kalıyor.

O halde yavaş yavaş Uzakdoğu seyahatinize gelelim. Etkileyici kareler yakaladığınız bir seyahat olmuş. Bu fotoğrafların nasıl çekiyorsunuz?

Hepsini kendim çekiyorum. Üstelik cep telefonuyla. Artık sırtımda büyük makineler taşımıyorum. Ağır makineleri sırtımdan taşımaktan boyun fıtığı oldum. Evde bir fotoğraf makinesi mezarlığı var diyebilirim. Artık cep telefonlarımı değiştirmemin tek nedeni daha iyi fotoğraf özelliğine sahip olması. Yollarda giderken objektif değiştiremezsin, hayat önünden akıp geçiyor. En iyi bunlarla yakalıyorsun. Elbette tele ve geniş açı özellikleri cep telefonlarında yok. Seyahatlerimde sabahın erken saatlerini tek başima fotoğraf çekmeye ayırırım.

"Laos'a sık sık gitmek isterdim"

Vietnam, Kamboçya ve Laos, aslında Türkiye’de az bilinen coğrafyalar. Siz bu seyahate nasıl karar verdiniz? İzlenimleriniz ne oldu?

Bu benim hep istediğim bir yerdi. Bizde hep şöyle bir fikir var. Talep olsun arzı yaratalım. Bu yanlış. İnsanlar o yerleri bilmek zorunda değil. Sen yaratacaksın ki bilsinler. Mesela Dubai’ye Emirates olarak talebi biz yarattık. Bilinmeyen  yere talep olmaz. Tura dönecek olursak 20 kişilik bir ekiple gittik. Yola çıkmadan tabii ki bölge hakkında çok okudum. Buralarda sokaktaki hayat beni daha çok cezbetti. Buradan Paris kadar yakın olsa Laos’a sık sık gitmek isterdim.

Sizi en çok neyi cezbetti?

Çok medeni. Butikler, restoranlar, fırınlar, barlar beni çok etkiledi. Hafta sonu geçirmeye gidilecek yer. Yakın olsa gidilecek bir yer. Çok keyifli. İnsanları çok şeker. Ucuz yerler aynı zamanda buralar.

Vietnam, Laos ve Kamboçya Üçgeni’ni Keşfedin!

Peki yemek konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?

Hiç yaşamıyorum. Öyle kırmızı çizgilerim yok. Ne yediğine dikkat etmek gerekiyor tabii. Patlıcana alerjim olduğu için yemem. Onun dışında hemen hemen her şeyi yerim. Hindistan’a ilk gittiğimizde konserve götüren bile vardı. Bir tanesi bile yenmedi. Hepimiz Hint yemeklerinin güzelliğine hayran kaldık.

Son soru olarak şunu sormak isterim, bugüne kadar gidemeyip görmeyi çok istediğiniz ve gelecekte mutlaka ziyaret edeceğim dediğiniz bir yer var mı? 

Elbette var. Daha uzun zaman isteyen Güney Amerika var. Kolombiya, Şili ve Patagonya bölgesini görmek istiyorum. Onu emekli olunca yapabilirim sanırım. İstanbul Film Festivali’inde bir film izlemiştim. Film en güneydeki Ushuaia’dan başlıyordu. Onu gördükten sonra orayı çok merak etmeye başladım. En büyük isteklerimden biri o. Gidince ne kadar etkilenirim bilmiyorum. Çünkü ben gördüğüm filmden ötürü etkilendim. Bütün Patagonya’yı, Terra del Fuego’yu görmek istiyorum. Neyse ki bir arkadaşım birlikte yapalım dedi. Çünkü tek başına yapmaktan daha hoş. Bir de Lapland gezisi istiyorum ama çok soğuk olur diye korkuyorum. Alaska’da bir gemi gezisi de arzu ediyorum.