2011 vergi rekortmeni Semahat Arsel

MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 30 Nisan-05 Mayıs 2012
İSTANBUL- Türkiye'nin 2011 yılı gelir vergisi rekortmeni, 33 milyon 622 bin 742 lira vergi tahakkuk ettirilen Koç Ailesinden Semahat Sevim Arsel oldu.
Listenin 2. sırasında 33 milyon 570 bin 709 lira vergi tahakkuk ettirilen Rahmi Koç bulunuyor. Gelir Vergisi Rekortmenleri listesinde Arsel ve Koç'u, Suna Kıraç izliyor. Kıraç,
Türkiye'nin vergi rekortmenleri listesinin ilk sıralarında Koç kardeşler yer alırken, Arsel'e, menkul kıymet yatırım ortaklığından elde ettiği gelir için 33 milyon 622 bin 742 lira, Rahmi Koç'a kendi adına menkul sermaye iradı faaliyetlerinden elde ettiği gelir için 33 milyon 570 bin 709 lira, Suna Kıraç'a ise menkul kıymet aracılık faaliyetlerinden elde ettiği gelir için, 25 milyon 185 bin 992 lira gelir vergisi tahakkuk ettirildi.
Listede dördüncü sırada yer alan kişi isminin açıklanmasını istemezken, beşinci sırada Mustafa Vehbi Koç, altıncı sırada Yıldırım Ali Koç, yedinci sırada Mehmet Ömer Koç yer aldı. Listede yer alan sekizinci, dokuzuncu ve onuncu kişiler de isminin açıklanmasını istemedi.

ŞARIK TARA 11. SIRADAN, AYDIN DOĞAN 12. SIRADAN LİSTEDE
2011 vergilendirme döneminde gelir vergisi listesinde, televizyoncu Acun Ilıcalı ve komedyen Cem Yılmaz yer aldı.
Bağımsız müzisyen, ses sanatçısı, konuşmacı, sunucu gibi faaliyetlerden oluşan geliri için 2 milyon 836 bin 191 lira gelir vergisi tahakkuk ettirilen Acun Ilıcalı listeye 62. sıradan girdi.
Ünlü komedyen Cem Yılmaz da listeye 71. sıradan girerken, Yılmaz'a bağımsız müzisyen, ses sanatçısı, konuşmacı, sunucu gibi faaliyetlerinden oluşan geliri için 2 milyon 488 bin 198 lira gelir vergisi tahakkuk ettirildi.

"SON ÇEYREKTE ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BELİRGİNLEŞECEK"



Merkez : Temel olan piyasaya güven sağlamak
Başçı : Merkez 2012 enflasyonunu %6.5 olarak gerçekleşmesi için kararlıyız.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini, özellikle son çeyrekte bu düşüşün belirginleşeceğini tahmin ettiklerini belirtti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2012 Nisan Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak Enflasyon Raporu'nda sundukları tahminlerle uyumlu seyrederek Mart sonu itibarıyla yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini, bu dönemde, petrol fiyatlarının varsayımlarından yüksek seyretmesi nedeniyle enerji fiyatlarındaki artışların öngörülenin üzerinde gerçekleştiğini, işlenmemiş gıda fiyatlarının beklenenden daha olumlu bir seyir izlediğini söyledi.
Döviz kuru hareketlerinin birikimli etkilerinin hafiflemesiyle temel mal fiyatlarının yıllık artış oranının yılın ilk çeyreğinde gerileme eğilimine girdiğini ifade eden Başçı, hizmet fiyatlarının ise ılımlı seyrini koruduğunu, bu gelişmeler çerçevesinde temel enflasyon göstergelerinin uzun bir süreden sonra tekrar düşüş eğilimi sergilediğini kaydetti.

YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE ENFLASYONDA DALGALI SEYİR
Yılın ikinci çeyreğinde geçici unsurlar ve baz etkileri nedeniyle enflasyonun oldukça dalgalı bir seyir izlemesini beklediklerini ifade eden Başçı, nisan ayında, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların tüketici enflasyonuna doğrudan etkisinin 0,5 puan civarında olacağını, bu nedenle yıllık enflasyonun geçici olarak yükselip tepe noktasına ulaşacağını öngördüklerini söyledi.
Başçı, şöyle konuştu:''Ekim ayından bu yana uyguladığımız sıkı para politikasının ikincil etkileri sınırlamasını, böylece geçici fiyat hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasıyla enflasyonun aşağı yönlü bir seyir izlemesini bekliyoruz.
Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini, özellikle son çeyrekte bu düşüşün belirginleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu noktada, açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunu değiştirmemize neden olabileceğini tekrar vurgulamak isterim. Dolayısıyla, tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin ifade etmiş olduğum varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.''

FAİZ KORİDORU DEVAM EDECEK
Başçı faiz koridoru uygulamasının politika faizinin etkisini ortadan kaldırdığına ilişkin soruya verdiği cevapta Uygulamada bir değişiklik düşünmediklerini, faiz koridurunun kaldırılması veya daraltılmasının, milletlerarası piyasalardaki iyileşmenin sinyali anlamına geleceğini ve henüz o kuşulları yaşamadığımızı belirtti.

AMERİKA RAPORU
FED Para Piyasası Kurulu, piyasalara faiz ve büyüme güvencesi verdi
Euro bölgesinden gelen kötü haberlerle yönünü aşağı çeviren borsalara, aradığı morali FED verdi. FED iki gün süren toplantılarının ardındanyapılan açıklamada, 2014 sonuna kadar faizi yükseltmeyeceğini yineledi ve piyasalara büyümeyi destekleyeceği
garantisini verdi. FED Başkanı Bernanke para politikasında doğru noktada olduklarırını, ancak zayıflama görülürse yeni bir tahvil alımı için tereddüt etmeyeceklerini söyledi.
Bernanke'nin güvence veren sözleri sonrasında, ABD, Asya ve Avrupa'da endeksler yükseldi. Bizde de IMKB 737 puan değer kazandı. Dolar ise açıklama sonrası değer kaybeden taraf oldu. Parite 1.3233'ü görürken TL karşısında 1.77'nin altına indi.

FED'in bu tutumu altın ve değerli madenlere yaradı.
FED'in bu açıklamalarına yorumlar” FED havuç vermiyor, tarlayı gösteriyor...” şeklinde yapıldı.FED'den gelen karar, madde bağımlısı gibi likidite desteğine alışmış piyasaların
ezberini bozmayı işaret eden bir tutum sergiliyor. Artık satın alınması gereken; Büyüme ve ekonomik istikrar. Likidite desteği bağımlılığının giderek terkedileceği yeni politikanın başlangıçta ufak sancıları olacaktır ama artık normalizasyonun gelme vakti
geçiyor bile. Bernanke gerekirse ek gevşeme kapısını yine aralık bıraktı.

Dünya gazetesinde Serhan Yenigün'ün bir tesbiti var.
“Bu politikasıyla FED, piyasaların birazda kolaya kaçarak “likidite desteği varsa olumlu, yoksa olumsuz şeklinde özetlenen yatırım algısını kısmen desteklemiş oldu. Ancak Bernanke'nin eğer gerekirse ek gevşemeye gitmesi gerekeceğini, aslında bunada çok ihtiyaç olmadığını düşündüğünü, politik bir tavır sergilediğini tahmin ediyorum”
Ayrıca ABD cihetinde geçtiğimiz haftanın iki önemli olayı daha vardı.
Haftalık işsizlik maaşı başvurularının beklentilerin 10 kat üzerinde gelmesiyle bocalayan ABD endeksleri, bekleyen konut satışlarının Mart ayında yüzde 4,1 oranında artışla 23 ayın zirvesine yükselmesiyle yönünü artıya çevirdi.
ABD'nin iki enerji devinden Exxon Mobil'in yılın ilk çeyreğinde karı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 azalırken, Shell'in ilk çeyrekte karı geçen yıl aynı çeyreğine kıyasla yüzde 16 yükseldi.
Dow Jones endeksi yüzde 0,31 primli 13,130 puanda, S&P 500 endeksi yüzde 0,10 primli 1,392 puanda, Nasdaq endeksi yüzde 0,32 primli 3,039 puandan işlem görüyor.
Amerika'da kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinin heyecanı devam ediyor. ABD televizyoonlarındaki talk show'larda devamlı seçim esprileri geçiliyor. Obama-Mitt Romney
mücadelesine FED'de gereken desteği veriyor. Piyasalara moral aşılıyor.



FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK Mİ?
Piyasalara bir anda gelen bahar için piyasa uzmanları çok iyimser bakmıyor. Özellikle korku endeksi VIX'in yakından takip edilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Piyasaların yakından takip ettiği korku endeksi VIX yeni bir volatilite dalgasının habercisi olabilir. Piyasa uzmanlarının yaptığı değerlendirmeye göre geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 47.5’nin üzerine çıkarak tepe noktasını gören endeks yatırımcının sinirlerinin yatışması ile 2011 sonuna doğru dengelenmişti. Son gelişmelerin ışında 50 günlük ortalamaların üzerine çıkan VIX yeniden gerilimin arttığının göstergesi olara kabul ediliyor.
Bu hareketi fırtına öncesi sessizlik olarak niteleyen piyasa oyuncuları endeksin gün içinde 18.23 seviyelerinde seyreden endeksin 25’e yükselmesi halinde sert rüzgarlara hazırlıklı olunması gerektiği yönünde uyarıda bulunuyor.



Piyasa uzmanı Doug Kass ise piyasaların yeni bir dalgalanmaya hazır olması konusunda uyarıda bulundu. Piyasalarda ayı tutumunun bir anda durduğuna dikkat çeken Kass, kısa vadede piyasaları umutlandıracak bir gelişme olmadığına dikkat çekerken olumlu havanın uzun vadeli süremeyeceği ifade ediliyor.

AVRUPA RAPORU



BBC anketi: Ekonomik adaletsizlik artıyor
BBC Dünya Servisi'nin yaptığı bir kamuoyu araştırması, halk arasında ekonomik adaletsizlik düşüncesinin yaygınlaştığını ortaya çıkardı.
Araştırmanın yapıldığı 22 ülkenin 17'sinde ankete katılanların yüzde 50'sinden fazlası kendi ülkelerinde ekonomik yükün ve imtiyazların adil paylaşılmadığını düşünüyor.
Bununla birlikte, kapitalist serbest piyasa ekonomisine de güçlü bir destek söz konusu.
Bu düşünceye sahip olanların çoğunluğu, yasal düzenlemeler yoluyla mevcut sorunların çözüleceğine inanıyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yapılan ankette, ülkelerin çoğunda büyük bir çoğunluk ekonomik adaletsizliği kendi yaşamlarında gördüklerini ifade ediyor.
Bazı ülkelerde bu duygu baskın durumda: İspanya'da yüzde 90, Fransa, Güney Kore ve Şili'de yüzde 80, Rusya'da da buna yakın.
ABD'de bu oran üçte ikiye ulaşırken, İngiltere'de ise yüzde 61 dolayında.
Avustralya, Kanada, Hindistan ve Kenya'da ise ankete katılanların yarısından fazlası ekonomik kaynakların ve yükün adil dağıldığını düşünüyor

ADALETSİZLİK DUYGUSU ARTIYOR
Bu kamuoyu araştırmasının en son yapıldığı 2009'dan bu yana adaletsizlik düşüncesi artmış bulunuyor.



Anketin geneli bakımından bu artış oranı yüzde 3 civarında; fakat İspanya'da yüzde 26, Hindistan'da 15, ABD'de ise yüzde 13 artış söz konusu. Anket, bu değişiklikleri ya da ülkeler arasındaki farklılıkları açıklamıyor ama bazı bariz nedenler var. 2009 anketinden bu yana küresel ekonomi "Büyük Resesyon"dan çıkarak canlanma belirtileri gösterdi.
Ancak bu oldukça dengesiz gerçekleşti; gelişmiş ülkeler yeniden büyüme momentumunu yakalayamadı. Son anket döneminde ise başta İspanya olmak üzere bu ülkelerin birçoğu yeniden resesyona girmiş bulunuyordu. İspanya'da işsizlik oranının yüzde 19'dan 23'e çıkması, genç nüfus arasında ise bu oranın yüzde 40'dan 50'ye yükselmesi adaletsizlik

HOLLANDA'DA KRİZ KERVANINA KATILIYOR
Avrupa'yı kasıp kavuran ekonomik kriz süresince Hollanda'da görece sakin bir hava esmişti. Ancak şimdi Başbakan Mark Rutte önderliğindeki hükümetin bütçe kesintileri üzerindeki anlaşmazlıklar yüzünden istifa etmesiyle, Hollanda'da ekonomik gerilemenin etkileri, giderek artan şekilde görülür oldu.
Bunun belirtilerinden biri, parasız yiyecek dağıtımına duyulan ihtiyacın her geçen gün artması.
Amsterdam'ın pek tanınmayan semtlerinden birinde, kalabalık bir caddenin aşağılarında düzgün bir kuyruğa giriyor insanlar. Alt kattaki toplum merkezinde çalışan gönüllüler, insanlar akın etmeden koca kasaları, hibe edilen rengarenk yiyeceklerle doldurmakla meşgul. Burası Amsterdam'ın beş yiyecek bankasından biri.
Son birkaç aydır alışılmadık bir taleple karşı karşıyalar merkezde. Amsterdam Yiyecek Bankası'ndan Piet van Diepen, "Her hafta 1300 dolayında hane geliyor buraya. Epeydir artmaktaydı gelenler ama, bugünlerde hızlı bir tırmanış kaydediyor." diyor.
Van Diepen, "Krizin etkilerini görüyoruz. İnsanlar işsiz, paraları az, borca boğulmuş haldeler. Hükümet sosyal yardımları da azalttığı için insanlar buraya gelmek zorunda." diye ekliyor.
Bedava yiyecek dağıtılan merkezlere gelenlerin sayısı, Aralık ayından bu yana yüzde 10 artmış. Hollanda'da halen 60 binden fazla insan bedava dağıtılan yiyeceklere muhtaç durumda.

FRANSIZ-BELÇİKA BANKASI DEXİA'NIN HİSSELERİ HIZLA DÜŞÜYOR
Yunanistan'daki borç krizi nedeniyle riske girdiği düşünülen Fransa-Belçika ortaklığı Dexia Bankası'nın hisse fiyatları ikinci bir gün keskin biçimde düşmeye devam etti.
Bankanın pazartesi günü yüzde 10 değer kaybeden hisseleri salı günü sabah seansında yüzde 37 daha geriledi.



Belçika hükümetinden yapılan açıklamada, eğer gerekirse Dexia Bankası'nı kurtarmak için Belçika ve Fransa'nın harekete geçeceği açıklandı.
2008 yılındaki mali kriz sırasında da Fransa ve Belçika hükümetlerinin girişimiyle kurtarılan bankanın yönetim kurulu acil toplantı kararı aldı.
Dexia'nın derinleşen sorunlarının, Lüksemburg'ta bir araya gelen Avrupa Birliği maliye bakanlarının euro bölgesindeki borç krizine çözüm arayışı üzerinde baskıyı artırması bekleniyor.

Fransa'da 2.turun galibi kim olacak?
Sarkozy olursa sorun yok. Ama Hollande olursa AB içinde sorun çıkabilir



Fransa'nın Sosyalist cumhurbaşkanlığı adayı François Hollande'ın gelecek planları Fransa'yı aşıyor.Hollande kendisini Avrupa'da yeniden ekonomik büyüme bayrağını dalgalandıracak lider olarak görüyor. Mesajı da gayet açık: Euro Bölgesi krizi söz konusu olduğunda Almanya'nın liderliğini kabul etmeyecek.
Seçilirse Almanya Başbakanı Angela Merkel ile "kararlı ama dostça" bir ilişkisi olacağını söylüyor ve "Almanya" diyor "sorunlarımızın büyük bir kısmını çözecek olan şeyin kalkınma olduğunu anlamak zorunda."
Daha da basit ifade etmek gerekirse Hollande Avrupa'nın yanlış yolda olduğu inancında. Kemer sıkmaya odaklanmanın sonuç vermediğini, Avrupa'nın gerileme döngüsüne girdiğini düşünüyor. Bu politikanın altında tabi ki Almanya'nın imzası var.
Bu durumda Angela Merkel'in Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerini hala Sarkozy'nin kazanmasını ummasına hiç şaşırmamak lazım.
Tur için tahminler yapılmağa devam ediliyor. Fransa'nın siyasal yaşamını yakından takip eden bir dostumun tahminlerine bakarsak Sarkozy işi bitirmiş gibi. Sarkozy %18 oy alan Marine La Pen'in oylarından milliyetçi ve ayrımcı söylemlerle oy almayı umuyor. Diğer taraftan %8.5 oy alan merkez sağdan Froncois Bayrou'ya şimdiden Başbakanlık teklif etmiş durumda. Bu taktiklere bakınca Sarkozy'nin şansı artmış gözüküyor. Oylarını sürpriz bir şekilde yükselten Marine La Pen 1 mayıs'ta seçmenlerine kimi işaret edecek o önemli.

PİYASALAR
Geçtiğimiz haftanın FED Toplantısından çıkan kararlar, piyasalara ve borsalara moral getirdi. Bu arada olan dolara oldu.

• Dolar, gelişmekte olan para birimlerine karşı değer kaybetmeye başladı. Parite 1.3233'lere gerilerken Dolar/TL kuru 1,77 bandının altında seyretti. Euro/TL yüzde 0,13 değer kaybıyla 2,3330'da, sepet kur 2,05'de işlem gördü. Merkez’in enflasyon raporu sonrasında yüzde 9.43’e gevşeyen gösterge faiz 9,45 seviyesinde.Doların artacağına yatırım yapanlar hayal kırıklığı yaşıyor.
• İMKB 100 endeksi dışarıya paralel yüzde 0.17’lik yukarı yönlü hareketle başladığı günün sonunda yüzde 1,23 primli 60,667 puandan işlem gördü.
• Geçtiğimiz hafta ayrıca Fitch'in Türkiye ile ilgili not artışı haberleri ortalıkta dolaştı.Makro verilerin yatırım yapılabilir not potansiyelini işaret ediyor anlamına gelen yorumlar medyada gözüktü.
• TCMB daha sert bir duruş sergiliyor. Enflasyonuun %6.5 olarak gerçekleşmesi için kararlılık sergiledi.
• Dışarda seyreden olumlu hava ve risk iştahı varken, fon girişleri devam edecektir deniliyor.
• Sorunlu kredilerdeki artışın istatistiksel bir sonuç olduğu belirtildi. Ancak Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen takipteki alacakların %2.7 artışını manidar bulduğunu belirtti.
• Özellikle kredi kartları ve ihtiyaç kredilerinde çok net görülmeğe başladığını belirtti.
• Piyasalarda hissedilen bir başka gerçekde “iflas erteleme “ davalarının artması. Piyasaların sıkıntıda olduğuna ilişkin fısıltı gazetesi çalışıyor. Bunu bankalar ve finans kurumları tansiyonu yakından hissediyorlar.

Esenlikle Kalın

(DİKKAT: Haftalık ekonomik ve politik yorum Emen&Emen tarafından turkiyeturizm.com için hazırlanmaktadır. İzinsiz kopyalanıp kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Aksi takdirde Basın Yasası ve Telif Hakları Yasası'na göre yasal işlem yapılacaktır)