ANTALYA - Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği-TÜRSAB, 27 Mayıs 2025 tarihinde “baskın” Olağanüstü Genel Kurul çağrısı başta seyahat acenteleri olmak üzere turizm sektörünün önemli isimlerini şaşırtırken “TÜRSAB başkanı kendisine rakip olarak çıkmak üzere oluşan muhalefetten önce hareket etmek istiyor” denildi.
ACİL GENEL KURULUN ASIL GÜNDEMİ NEDİR?
Türk turizminin önemli isimlerinden deneyimli turizmci Tatilay Turizm ve Book 4 Bed Turizm Seyahat Acentaları Yönetici 23.Dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Nezih Hacıalioğlu “Acil Genel Kurul”un perde arkasını şöyle yazdı:
“ACİL” GENEL KURULUN ARKASINDAKİ ASIL GÜNDEM NEYİN NESİ?
TÜRSAB, 27 Mayıs 2025 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yaptı.
Gündem basit: 1618 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikteki bazı maddeler kapsamında Yönetim Kuruluna geniş yetkiler verilmesi.
Peki, mesele yalnızca bir yetkilendirme mi? Yoksa bu çağrının ardında gözlerden kaçırılmak istenen başka şeyler mi var?
Birliğin duyurusunda “acilen temin edilmesi” gerektiği ifade edilen şeyler var. Neymiş onlar?
“Birliğin kullanımında ve geçmişte mülkiyetinde bulunan taşınmazların TÜRSAB tarafından geri alınması veya satın alınması, iştiraklerdeki hisselerin Birlik uhdesinde toplanması…”
Şimdi burada ilk sorumuz çok basit:
BU ACILIYETIN SEBEBI NE?
Genel Kurula yalnızca 5 ay kalmışken, neden bu işlemler Olağan Genel Kurul’da, üyelerin huzurunda, daha geniş ve şeffaf bir şekilde konuşulmuyor? Sekiz yıl boyunca bu işlemleri bekletenler, şimdi ne değişti de bu kadar ivedi bir karar alma arayışına girdiler?
İKINCI SORU:
Yaz sezonu başlamışken, Kurban Bayramı öncesi, seyahat acentalarının en yoğun olduğu bir dönemde, yurt dışı turların, hac organizasyonlarının tam ortasında yapılacak bir Olağanüstü Genel Kurulun anlamı nedir?
Bölge Temsil Kurulları’nı aynı tarihte İstanbul’a asil yedek ayrımı yapmaksızın ulaşım ve konaklama masraflarını TÜRSAB tarafından karşılayarak davet etmek bir tesadüf mü? Destekçiniz olduğunu düşündüğünüz kişilerin katılımını kolaylaştırıp, diğerlerini devre dışı bırakmaya yönelik refleksif bir manevra mıdır? Kamuoyuna nasıl izah edeceksiniz bu tarihi ve bu “aceleyi”?
ŞIMDI DÖNELIM ESAS GÜNDEME.
Yönetim Kuruluna yetki verilmek istenen maddelerde geçen ifadeler son derece dikkat çekici:
•“Geçmişte mülkiyetimizde bulunan taşınmazlar” nelerdir, nerededir bu taşınmazlar? Bu taşınmazların ada/parsel bazlı tam listesi nerede? Bugünkü mülkiyet durumu nedir? Kimler TÜRSAB’dan nasıl aldı? Kimden nasıl geri alınmak isteniyor?
•“İştiraklerdeki hisselerin toplanması” deniyor. Bu iştirakler hangileridir? Hangi şirketler, hangi vakıflar? TÜRSAB’ın bu şirketlerdeki payı nedir diğer ortakları kim ya da kimlerdir bu iştiraklerin? Son 8 yılda bu şirketlere ve yapılara aktarılan para ne kadardır?
En son olarak elbette şu belirsizliğin zirve yaptığı konu:
BORÇLANDIRMA.
Metinde “borçlandırma” kelimesi hiç geçmiyor. Onun yerine “Birliği yükümlülük altına sokacak” gibi belirsiz, muğlak ifadeler tercih ediliyor. Neden?
Borçlanma mı yapacaksınız? O zaman açıkça yazın!
Kimse bu kelime oyunlarına kanmaz.
Gündem maddeleri ise neredeyse şifreli.
“1618 Sayılı Kanun’un 34’üncü maddesinin A fıkrasının (g), (ğ), (ı)”
“Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 6’ncı fıkrasının (f), (g), (h)”
Yahu neden doğrudan yazmıyorsunuz? Bu maddelerde ne yazıyor?
Taşınmazların alınması, satılması…
Şirket kurulması…
Vakıf, dernek, işletme açılması…
Yönetim Kuruluna olağanüstü yetkiler devredilmesi…
Daha açık neden anlatılmıyor?
Buradan çok net bir tablo çıkıyor:
Bu Olağanüstü Genel Kurul; çağrı metniyle, zamanlamasıyla ve gündem maddelerindeki belirsizliklerle aynı zamanda hayatın olağan akışına da aykırıdır.
Bu çağrının amacı, TÜRSAB üyelerinin denetiminden ve Genel Kurul iradesinden olabildiğince uzak, birkaç kişinin inisiyatifiyle gayrimenkul, şirket ve mali yapı üzerinde kontrol kurmaktır.
BIZE DÜŞEN ÇOK AÇIK:
Tüm gayrimenkullerin, iştiraklerin, iştiraklere aktarılan paraların, yönetim yapılarının tamamı açıklanmalıdır.
TÜRSAB adına veya dolaylı yapılar üzerinden ticaret yapılacaksa bu yalnızca iktisadi işletme eliyle ve şeffaflık ilkesiyle yapılmalıdır.
Yeni şirket, yeni ortaklık, yeni vakıf… Bunlara izin verilmemelidir.
TÜRSAB’dan beslenen yapılar, vakıflar, maaşlı yönetim gölgeleri… Bunlara artık son verilmelidir.
YAPILMASI GEREKEN BASITTIR:
Tüm iştirakler TÜRSAB çatısı altında toplanmalı, bütün ticari faaliyetler açık olmalı, yetki devri değil hesap verme dönemi başlamalıdır.
TÜRSAB üyeleri zekidir ve her şeyin farkındadır.
M.Nezih HACIALİOĞLU
TATİLAY TURİZM ve BOOK 4 BED TURİZM Seyahat Acentaları Yönetici Ortağı
23.Dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi
__________________________________________________
BAKALIM SEKTÖR NELER DÜŞÜNÜYOR?
BIRI YER BIRI BAKAR…
BTK toplantıları ve iftar yemekleri ve seyahat katılımları ile güçlendiğini zanneden TÜRSAB başkanı kendisinin yeniden seçileceğini umuyor. Ancak bu yemeklere “taşıma suyla değirmek çevirmek” şeklinde giden BTK’ların tüm seyahat acntelerini temsil etmediğini unutuyor. Malum “biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” diye söz var. TÜRSAB’ın bu erken genel kurul kararı kıyametin habercisidir. TÜRSAB’ın “yediğin hurmalar bir gün seni tırmalar” sözünü hatırlayıp bazı şeylerin üzerini mi kapatmak istiyor söylemleri dolaşıyor.BTK’LARA TALİMAT TOPLANTISI MI?
Bir de mide bulandıran, genel kurul öncesi BTK’ların toplantısı “gözdağı vermek”, “ayağınızı denk alın” veya eskiden olduğu gibi “herkes şu kadar taraftar toplasın” şeklinde talimat toplantısı mı?
Dedik ya TÜRSAB’ın “baskın” genel kurulu kıyamet toplantısı.
8 BİN ACENTEYİ 18. BİN YAPAN ANLAYIŞA MI?
Bakalım seyahat acenteleri, bu güne kadar hiçbir vaadini yerine getirmeyen, bakanlıkla kavga eden, 8 bin acente sayısını 18 bin yaparak acentelere 10 bin acenteli rakip yaratarak pazarı daraltan, meslek kimliğini gözardı ederek ilgisiz kişilere, kuruluşlara, kurumlara seyahat acentesi belgesi satan, acenteleri unutarak kendi karanlıklarına gömen bir anlayışa mı kabul edecekler?
TÜRSAB’IN VE ACENTELERİN İTİBARI İÇİN YOLA ÇIKANLAR
Yoksa aklı selim sahibi olan ve kötü gidişe “yeter” artık diyen ve görüşmeler yaparak kadrolaşan ve henüz deklare edilmeyen ama, TÜRSAB başkanının kim olduklarını çok iyi bilerek “korku içinde” baskın genel kurul kararı almak zorunda kaldığı yeni oluşum ekibine mi? Yani TÜRSAB’taki kötü gidişe son verecek, ekmek yedikleri mesleklerini korumak, TÜRSAB’ın ve seyahat acentelerinin itibarını kurtarmak için beyaz sayfa açmaya çalışarak yola çıkan “yeni zihniyete” mi oy verecekler?
TÜRSAB’ta kıyamet yaklaşıyor. Genel kurul seyahat acentelerinin ölmeye veya kalmaya karar vermek için buluşmasıdır. Seyahat acentelerinin gelecekleri için yaşam savaşıdır. Ölmeye razıysalar devam edebilirler. Akıl her şeyden üstündür diyoruz ve bekleyip göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.