Trump Musk ve Ütopya (2)

Ve geldik 20 Ocak devir teslim gününe.
Trump ın ikinci dönem başkanlığı ile ilgili olan ilk yazımızda, yerel basınımızın sadece onun Türkiye ye ilişkin yaptırımlarının neler olabileceği konuşuluyordu.
Oysa biz kendi ülkesi ve müttefiklerine ilişkin neler yapabileceğine de kafa yorarak farklı bir bakış açısı eklemiştik. Geçtiğimiz günlerde ise bizim basınımız da bile bu durumun değerlendirilmesi yaygınlaştı.
Trump'ın öncelikle yakın dostları (hatta ülkesi) ve müttefiklerine ilişkin yayılmacı projeleri gün ışığına çıktı.
Eyaletlerin kendi başlarına yetemediği gerekçesi ile hepsini Federal tek devlet içinde yer almalarını sağlamak (çok zor olsada anayasayı değiştirerek ulus devlet haline gelmek). 
Panama ve Grönland ı alma, Kanada yı 51 nci eyalet olarak ABD ye bağlama düşüncelerini, yeni olmasalar da artık alenen ifade etmeye başladı.Müttefikleri ile ilgili işgal planlarının, bugün kü devir teslim töreninden sonra ne oranda gerçek olacağını hep birlikte göreceğiz.



Göreve başladıktan sonra, (müttefiklerinden sıra gelirse) en büyük düşmanı olarak gördüğü Çin'e karşı uygulayacağı tedbirler, savaş ve işgal planlarını da öğrenebileceğiz.
Muhtemelen ilk etapda Ukrayna- Rusya savaşını bitirip, Rusya'yı da Çin' e karşı kendi yanına çekmeye çalışacağı düşünülebilir.
Biden'in deyimiyle artık ABD de, yeni bir "Tekno Oligark" yönetim dönemi başlıyor. 
Elon Musk la beraber tüm tekno oligarklar da Trump ile aynı safta toplanıyorlar*. (Kuşkusuz bunlara diğer yapay zeka ve uzay teknolojilerinin oligarklarını da dahil etmek gerekecek).
Böylece yeni müesses nizamın, yeni oligarşisi de belli oldu bile.
Ama Trump a bir ümitle oy veren ABD li işşiz emekçilerin durumu ise henüz açıklık kazanmadı.



İkinci bir devlet başkanı gibi hareket eden Elon Musk ise görev günü bile başlamadan kendi tarzında ve yolunda ilerliyordu. Şimdiden Almanya ve İngiltere'nin aşırı sağcı ve ırkçı partilerine kendi kişisel hesabından yardımlar yapıyor. Böylece ABD Kongresine bile sormadan Avrupa da yeni yandaşlar oluşturarak, Çine  karşı Avrupa ittifakını kendine göre şekillendiriyor. Almanyada artan Rusya sempatizanlığı ise kuşkusuz bu tür etkilere karşı tepki olarak ortaya çıkıyor.
ABD'nin gümrük duvarlarını yükselterek, serbest piyasa ekonomisinden uzaklaşması, artan fiyatları kontrol ederek enflasyonu yeneceğinden bahsetmesi, NATO ve yurt dışı üstlere olan harcamalarını kısma eğilimi, dış borç krizindeki ülkesini izole ederek bir ulus devlete doğru yönelmesi ile sonunda ; Atatürk ün bazı karma ekonomi politikalarını ve "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ilkesini de benimseyeceğini düşündürüyor.



Yazımızı konuyla ilgili diğer makalelerden farklı kılan ütopya kelimesi ile genişletirsek:
Rusya'yı Çin'e karşı kendi yanına çekme gayretlerinin gerçekleşme ihtimali Suriyedeki gelişmeleri pek önemsemese de; sürpriz bir dönüşle, dantel gibi örgütlediği YPG yi, ne olacağı belirsiz Suriye HTŞ ordusuna bağlamak yerine, PKK'dan temizleyip Türk ordusuna bağlayarak, tüm Suriye'yi, NATO sınırları içine alması da beni şaşırtmaz.
İsrail de soykırımı ile, ABD ve batıyı da kendisine suç ortağı yapan şımarık Netanyahu yu da görevden alarak, yeni bir Türkiye-Suriye NATO devleti ile ABD nin bölgedeki güvenliğini sağlamaya başlaması da, hem daha ekonomik hem de ona büyük güç kazandıracak bir proje haline gelebilir.



Böylece Türk turizmi de tüm doğu Akdeniz e hakim olarak yeniden şahlanır. Bu rüya nereye kadar devam eder bilemem ama umarım önümüzdeki zor yıllar, son derece kırılgan olan Turizm sektörümüzü olumsuz yönde etkilemeden gelir geçer.

*Not:Törene katılanların arasında tekno oligarklar olarak görülen şu önemli isimler dikkat çekti: Dünyanın en zengin insanı ve Tesla, SpaceX ile X'in sahibi Elon Musk, e-ticaret devi Amazon'un kurucusu Jeff Bezos, Apple'ın CEO'su Tim Cook, Facebook, Instagram ve WhatsApp platformlarının sahibi Meta'nın kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg, Google'ın çatı şirketi Alphabet'in CEO'su Sundar Pichai, LVMH'nin kurucusu ve CEO'su Bernard Arnault,